İstanbul'da kaldırımlar ya sökülür, ya yapılır. Bu neredeyse Dünya'nın Güneş etrafında dolaşması gibi bir doğal fenomendir.Onun için, Altunizade'deki Rum-Musevi mezarlığının çevresindeki kaldırımların sökülmüş olmasından şaşırmamam gerekirdi. Ancak, gene da biraz şaşırdım. Burası İstanbul trafiğinin en yoğun olduğu yerlerden biridir. Mezarlığı çevreleyen kaldırımda yürümek için karşıdan karşıya geçmek güney Lübnan'da piknik yapmak kadar tehlikelidir. Bir zaman arabayla geçerken orada yürüyen bir adam gördüm. "O tarafa nasıl geçtin?" diye sordum, camı indirip. "Ben bu tarafta doğdum" diye cevap verdi. Geçen gün saçlarımı kestirmek için Capitol'e giderken bir baktım ki Rum-Musevi mezarlığının çevresindeki kaldırımları sökmüşler. Yıllardır Londra'ya her gittiğimde arkadaşım Philip'in Kensington'daki evinde kalırım. Kaldırımlar hep aynı. Bir defa değiştirdiklerini görmedim. Bizde ise kaldırım sektöründe "kâğıt mendil felsefesi" uygulanır. Birkaç defa kullandıktan sonra at.Bizim sistem daha iyi. Tebdili kaldırımda ferahlık vardır. İstihdam yaratma etkisi de küçümsenmemeli. Eğer kaldırımlarda "sürekli değişim" politikası uygulanmasa bu kadar kaldırım mühendisi olur muydu?Bizim Kuzguncuk'ta kaldırım ömrü ortalama dört yıldır. Mahalleli dört yıl geçtikten sonra herhangi bir kaldırım faaliyeti görmezse sokağa dökülerek traktör lastiği yakar, Üsküdar yolunu kapatarak memnuniyetsizliğini belli eder. Ama İstiklal Caddesi'nin yanında Kuzguncuk'un esamisi mi okunur? Orada Taksim'den kaldırım yapmaya başlarlar, Tünel'e varınca bir gün dinlenirler, sonra bismillah deyip avuçlarına tükürerek sökmeye başlarlar. Taksim'e varınca, yeni baştan.Kaldırımlarla, kaldırımda yürüyen insanlar arasında garip bir orantısızlık var. Belediyeler kaldırım yaptıkları kadar kaldırımda yürüyen insan yapmadıkları için sokaklar yolda yürüyen yayalarla, insanlarla dolu. Londra'da hiç değişmez Geçenlerde bir ecnebiyle bizim Kuzguncuk'un İcadiye Caddesi'nden aşağı denize doğru yürüyordum. "Alınmazsan bir şey soracağım" dedi ecnebi dostum. "Neden herkes sokakta yürüyor?" "Bizde kaldırımlar çok çabuk eskir" dedim. "Kuzguncuklular tutumludur. Kaldırımları eskitip belediyeye masraf kapısı açmak istemezler.""Ama gene de kaldırımları zırt pırt değiştiriyorlar.""Üzerine bastın" dedim. "Bir de devamlı kaldırımda yürüsek ne olacağını düşünebiliyor musun?" mmunir@milliyet.com.tr Yabancılar da şaşırıyor
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024