Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye’de her hükümetin altında tık tık sesler çıkaran bir saatli bomba var. Bazen hızlı, bazen yavaş çalışan ama hiç durmayan bu bombanın adı cari açıktır.
Cari açık, basit bir anlatımla, bir ülkenin sattığı mal ve hizmetlerin satın
aldıklarından az olmasıdır.
Açık borçla kapanır. Borçlanmak bizatihi bir sorun değil. Sorun, borçlanma piyasa oyuncularının tehlikeli saydığı büyüklüğe ulaşınca başlar. O zaman alarm zilleri duyulur. Ülkeye borç verenler ürker. Yeni borç vermekten kaçınır, verdikleri borcu da bir an önce geri almak ister. Bu durum da genellikle analistlerin “düzelme” dediği bir şeye yol açar. Türkçesi: Devalüasyon olur.
Bir insan için öldürmeyen kalp krizi ne ise, ekonomi için de devalüasyon odur.
Şoke edici, tatsız bir iştir. Oyun durur ve yeni koşullarda bir daha başlar.
Doların 1,80 veya 2,00 TL olduğu koşullarda, örneğin. Birikimler devalüasyon oranında tebahhur eder. Bundan da
en çok sabit gelirliler etkilenir.
Bu olgunun neresindeyiz?
Bu soruya geçen gün konuştuğum deneyimli bir bürokratın sözleriyle cevap vereyim: “Cari açık Kürt açılımından da, yeni anayasadan da önemlidir” dedi.
İthalatı artıran iştahlı iç talep ve yüksek enerji fiyatlarıdır. İhracat da önemli ölçüde artıyor ama ithalat kadar değil.
Yılın ilk dört ayında on iki aylık ithalat
bir yıl öncesine göre yüzde 44 artarken ithalat yüzde 21 arttı.
En son ölçüldüğünde, açık, geriye doğru 12 ay içinde gayri safi milli hâsılanın yüzde sekiz küsur mertebesinde idi. Bank of Scotland ekonomistlerinden Timothy Ash’a göre “Bu Türkiye için yeni bir rekordur.”
“On yıl önce Türkiye derin bir mali kriz içerisinde idi” diyor bir İngiliz yorumcu. “O günden bu yana etkileyici bir düzelme meydana geldi ise de bugün ikinci derin bir krizin bütün ön koşulları mevcuttur. (Hükümet) piyasaların onu baskı atına almasını beklemeden hareket etmelidir. Ekonominin sert bir iniş yapması seçmenin (AKP’ye) olan güvenine iyi bir karşılık olmaz.”
Hükümet durumun farkında. Merkez Bankası ve BDDK amacı ithalatı azaltmak olan bir dizi önlem aldı. Muhtemelen arkadan başka önlemler de gelecek. Ama açık makul ölçülere indirilebilecek mi, kesin değil.
Aslında cari açık ekonomi hızla büyüdüğü için artıyor. Ve bu da hızlı büyümenin yerinde saymak kadar tehlikeli olabileceğini gösteriyor.
Demek ki büyüme de her şey gibi kararında olmalı: Ne çok az, ne çok fazla.