Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İngiliz tarihçi Arnold Toynbee’ye göre tarih bir “ardı arkası kesilmeyen lanet olaylar” zinciridir.
Bu bize yetmiyor. Bizde sadece tarih değil, halihazırda ardı arkası kesilmeyen lanet olaylarla doludur. Biz, galiba, kriz bağımlısıyız veya kriz bağımlısı haline getirildik.
Bu krizlerden veya lanet olaylardan biri dün meydana geldi. Sakin bir seçimden sonra yeni anayasa ve Kürt sorunu konusunda uzlaşı beklerken yeni bir krizle karşı karşıya kaldık. CHP ve BDP milletvekilleri, malum nedenlerle, milletvekili yemini yapmayı reddettiler.
Hava, daha teneffüs edilmeye başlanmadan, zehirlendi.
Her cennete bir yılan gerekir, derler. Bu da bu Meclis’in yılanı oldu.
Aslında bu ilginç bir entelektüel egzersiz olabilir: Suçlu kim?
Tutuklu bulunan veya milletvekilliğinin yargı tarafından düşürülmesi olasılığı yüksek kişileri aday yapan partiler mi?
Yasaları değişik bir biçimde yorumlama imkânı olduğu halde bunu yapmayan yargı ve Yüksek Seçim Kurulu mu?
Demokratik olmayan yasalar mı?
Tutuklama kurumunu infaz kurumundan ayırt edilemez hale getiren mahkemeler mi?
Sert mizaçlı politikacı
Yalpalamaktan kurulamayan CHP mi?
Kendisi için yapılanı başkaları için yapmaya isteksiz Başbakan mı?
Perde arkasından onun bunun ipini çekme alışkanlığından vazgeçemeyen karanlık güçler mi?
Yoksa uzlaşma kültürüne sahip olmayan ve bunu elde etmek için gayret etmeyen siyasetçiler mi?
Aslında bütün bunlar aynı kirpinin oklarıdır-bir türlü büyümek bilmeyen demokrasi kirpisinin. Bizim demokrasimiz hâlâ çocuk bezi kullanıyor. İlle birisi altını temizleyecek.
Bu kriz herhalde şu veya bu şekilde er veya geç atlatılacak ve siyaset normal kanalında akmaya başlayacak. Ama şu şüpheyi akıllarda bırakarak: Yanlış ayağıyla yataktan inen bu Meclis, bu sert mizaçlı politikacılar, sivil bir anayasa yapmak için gerekli büyük uzlaşıda başarılı olabilecekler mi?
Belki olabilirler. Belki bu krizi aşmak için gerekecek olan uzlaşı Türkiye’nin ilk sivil anayasasını yazmak için varılması gereken büyük uzlaşı için iyi bir deneme olabilir.
Eğer siyasi partiler bu dereyi aşamazlarsa o büyük okyanusa açılmayı hiç denemesinler. Ya da giderken bizi kıyıda bıraksınlar.