Geçen aralık ayında Başbakan Tayyip Erdoğan kurumlar vergisi oranını % 30'dan % 20'ye indireceğini açıklamıştı. Şirketler ilk üç aylık hesaplarını % 20 üzerinden hazırladılar. Ama kanun çıkmadı.Birkaç gün sonra % 30 üzerinden vergi ödenmeye başlanacak.Konu Babacan'ın önüne gelmeden muhtelif defalar Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'a "Niye bu iş olmuyor?" diye soruldu. Unakıtan (ister inanın ister inanmayın) yasanın Cumhuriyet Halk Partisi yüzünden çıkmadığını söyledi. CHP'nin Meclis'i engelleyici faaliyetlerinden dolayı hükümet istediği yasaları zamanında çıkaramıyormuş. Ama hükümetin sözü sözmüş. Yasayı çıkaracakmış. Bankalar şimdi % 30 üzerinden ödesinler, haziranda fazla ödediklerini vergiden düşerlermiş. Dün Devlet Bakanı Ali Babacan'ın İstanbul'da bankacılarla yaptığı toplantının ana gündem maddelerinden biri kurumlar vergisiydi. Babacan dün bankacılara haklı olduklarını, yabancılardan da buna benzer şikâyetler aldığını söyledi. Yasanın iki ay içinde çıkacağı sözünü verdi.Çıkar mı? İrlanda veya Almanya veya Fransa ekonomi bakanı "Çıkacak" deseydi inanırdım.Ama bizimkiler söyleyince "Görünce inanırım" diyorum. Ben değil, bütün iş dünyası böyle diyor. Unakıtan'a veya Babacan'a veya, mazallah, Erdoğan'a değil, tabii. Ama içinden geçirdikleri, aralarında konuşurken söyledikleri budur.Bu konu neden önemli?Ekonomide mini bir kriz yaşıyoruz. Borsa düştü, faizler yükseldi, kur anormal bozuldu. Bu gelişmelerin kısmen nedeni dışarıdaki riskler ve belirsizliklerdir. Nitekim, bizimle aynı durumda olan diğer bütün ülkeler de bizimle aynı zamanda sarsıntı geçirdi. Ama onlar normal sarsıldı biz anormal sarsıldık. EFG İstanbul Başekonomisti Baturalp Candemir'in hesabına göre 2-15 Mayıs tarihleri arasında TL % 17.2 değer kaybetti. Brezilya parası % 4.6 ile bizi izledi. Diğer yükselen ekonomilerin uğradığı ortalama kayıp %2'nin altındadır.Anormal ile normal sarsıntı arasındaki marjı neyle açıklayabiliriz? Güvenle. Piyasaların hükümete duyduğu güven, dün konuştuğum bir işadamının deyimiyle, "gıdım gıdım" kayboldu. Hükümetin ufuktaki zor günleri ustalıkla idare edeceğine dair inanç azaldı. Güven bunalımının en büyük nedenlerinden biri, hükümetin Merkez Bankası başkanının bağımsızlığına tahammül edememesi, deneyimli ve piyasanın saygı duyduğu Süreyya Serdengeçti yerine AKP'lilerin vücut dilini daha iyi anlayan bir bankacı getirmesidir. Yaşanan ilk kriz hatanın büyüklüğünü ortaya çıkardı. Merkez Bankası'nda piyasanın tanıyıp güvendiği biri yok. Denenmemiş, nasıl davranacağı belli olmayan, otorite kazanmamış, hükümetten bağımsızlığı test edilmemiş birisi var."Karanlıkta oyun oynanıyor şimdi" dedi dün konuştuğum bir bankacı. "Süreyya Serdengeçti'yi mumla atrıyoruz."Kurumlar vergisi olayının önemi budur: Eğer bir başbakan kurumlar vergisi gibi önemli bir konuda söz verir ve hiçbir makul neden olmadan sözünü tutmazsa verdiği diğer sözleri tutacağı riskini kimse alamaz. mmunir@milliyet.com.tr Ekonomide mini kriz
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024