Asırlık çam, çitlembik ve kestane ağaçlarıyla koru İstanbul'un ender büyük yeşil alanlarından biridir. Yirmi beş yıl kadar önce belediye korunun yarısını park haline getirdi. Bu arada bazı alanlar ağaçlardan temizlendi ve parka gelenlerin Boğaz'ı tepeden seyredebilmeleri için manzara yolları açıldı. Gel zaman git zaman, şehirde "Bir Milyon Ağaç" projesi başladı. Bir süre sonra fark ettik ki belediye ağaçları almış ama nereye dikilecekleri konusunda pek fazla kafa yormamıştı.Bir gün parka kamyonlardan çam fidanları boşaltıldığını gördüm. Koruda ağaç dikecek yer yoktu. Ama bir milyon fidan bir defa alınmıştı. Bir yerlere dikilecekti. Çamların bir bölümünü ağaçların altına, doğru dürüst büyüme ve serpilme imkânı bulamayacakları yerlere diktiler. Bir bölümüyle Boğaz manzarası seyredilsin diye boş bırakılan alanları doldurdular.Gel zaman git zaman çamlar büyüdü, manzarayı kapatmaya başladı. Şimdi "Boğaz'ın görülmesini engelliyor" diye kestirilmelerini bekliyoruz. İstanbul'un Anadolu yakasındaki Fethi Paşa Korusu Kuzguncuk'tan başlar Paşa Limanı'na kadar uzanır. Belediye beş yıl kadar önce parkı geceleyin aydınlatan rustik lambaları söktürüp yerine caddelerde gördüğümüz lambalardan dikti. Bu iş sırasında kaldırımlar kırıldı, direklere elektrik veren kalın kablolar açıkta bırakıldı. Birkaç ay geçti. Park karanlığa büründü. Kimse yanan ampulleri değiştirmiyordu.Üç dört ay önce belediye bunun da çaresini buldu. Cadde tipi lambaları söktürdü, yerlerine onlardan birkaç metre daha uzun, otoban tipi lambalar diktirdi. Kaldırımlar bir daha kırıldı. Kablolar biraz daha ortalığa saçıldı.Ağaçlara gerek olmadığı gibi, ortalığı pekâlâ aydınlatan rustik lambaları sökmeye de gerek yoktu, tabii.Ama, onu sökme, bunu dikme, para nasıl el değiştirecek? Lambaya püf de Bu arada Bican Efendi Sokağı'nı unutmayalım. İcadiye Caddesi'nden korunun kıyısına doğru yükselen bu dik sokak Osmanlı'dan kalma Arnavut taşlarıyla döşeliydi. Birkaç sene önce belediyenin adamları geldiler ve üzerine asfalt döşediler. Bugünlerde oralardan geçerseniz aynı belediyenin adamlarının asfaltı sökmüş, yere granit döşüyor olduğunu göreceksiniz.Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın yeraltı tünelleri yaparak trafiği rahatlatma projesi aynı mantalitenin ürünüdür. Aklı başında herkes biliyor ki bu tüneller ne Topbaş'ın dediği kadar kısa sürede biter, ne Belediye Başkanı'nın dediği kadar ucuza tamamlanır, ne bittiğinde trafik sorununu halleder. Maksat bir şey yapmak değil, yapıyor gibi görünmek, rasyonellikten ve şeffaflıktan uzak yöntemlerle para harcamaktır.Milyar dolarlık savunma ihalelerinden kalem silgi alımına kadar her yerde israf, israf, israf var Türkiye'de. Devletin malı deniz, sen sıska, o semiz. mmunir@milliyet.com.tr Aynı mantalite ürünü