Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çin'in ihracatı 1978'den bu yana 70 misli arttı. Dünya ticaretindeki payı %0.8'den %7.7'ye çıktı. Bu büyümenin nedeni yabancı sermaye yatırımlarıdır. Çin'in geçen yılki ihracatının %58'i yabancı sermayeli şirketlerden kaynaklandı.Japonya ve Kore dünya çapında şirketler yaratarak zenginleşirken Çin dünya çapında şirketleri yatırım yapmak için topraklarına çekerek yoksulluktan kurtulmayı deniyor. Uluslararası finans medyası Çin'le ilgili haberlerle dolu. Bugüne kadar hiçbirinde Çin'in yabancı sermaye yatırımlarının artışından dolayı paniğe kapıldığını görmedim. Oysa ekonomide özel sektöre kaymasına rağmen Çin otoriter bir komünist rejim altında yönetilmeye devam ediyor. Yabancıların şirket satın almaları arttığı için "kurt var" diye bağıranlara küçük bir notum var. Neden onlar yabancı sermayeden korkmuyor da biz korkuyoruz?Bunun cevabını korkanların vermesi lazım.Bence yabancı sermaye yatırımlarından korkmanın rasyonel bir ekonomik nedeni yok.Globalleşme yatırım kararlarını değiştirerek daha tam anlayamadığımız yeni bir uluslararası ekonomik düzen yaratıyor. Tersi gibi görünse de Almanya globalleşmeyi en çok yararına kullanan devlettir. Amerika'yı geçtiği 2003 yılından bu yana nüfusu bizden sadece yedi milyon fazla olan bu ülke her yıl dünyanın en büyük ihracatçısı oldu. Geçen yıl Almanya'nın 780 milyar euro olan ihracatı İngiltere, Fransa ve Hollanda'nın üçünün toplamından fazladır. Ticaret fazlası Çin'ininkinden altı misli büyüktür. Çalışan her iki Almandan biri ihracata yönelik bir şirketten maaş alşıyor.Bunlardan daha ilginç bir istatistik var. Alman şirketlerinin denizaşırı ülkelerdeki yatırımlarından satışları Almanya'nın ihracatından fazladır. Almanya 2004'te 780 milyar euro'luk ihracat yaptı. Alman şirketlerinin denizaşırı ülkelerdeki yatırımlarından elde ettikleri satışlar 1.2 milyar euro oldu. Biz niye korkuyoruz? Geçenlerde IBM Hindistan'da 6 milyar dolarlık yatırım yapmaya karar verdi.On sene önce böyle bir şey hayal bile edilmezdi.Çin'deki üretim patlaması nikel, çinko, bakır gibi metalleri nerdeyse altın gibi spekülatif hale getirdi.İşte dünya böyle değişiyor ve işte bazı ülkeler ve şirketler bu değişikliğe böyle ayak uyduruyorlar.Ülkemizde liberalleşmeye ve globalleşmeye karşı en çok direnç muhafazakârlardan değil dünya değişirken eski düşünce kalıplarıyla düşünen entelektüellerden, köşe yazarlarından geliyor. Onların gönlünde hâlâ devletin müdahaleci olduğu, merkezden yönetilen, milli tarafı ağır bir model var. mmunir@milliyet.com.tr Dünya değişiyor