Bu ihale turizmde meydana gelecek köklü bir politika değişikliğine doğru atılan ilk adımlardan biridir. İhale planına göre Çeşme-Alaçatı-Paşalimanı bölgesi dışında milyonlarca metrekare kamu arazisi özel sektöre devredilecek. Bunlar arasında Didim, Dalaman ve Manavgat bölgeleri de var. Tehlike, daha önce Mersin, Kuşadası ve Antalya'da gördüğümüz gibi, çirkinleşmeyle daha büyük boyutlarda bu bölgelerde karşılaşabileceğimizdir.Uzmanlardan aldığım bilgilerle konuyu size şöyle özetleyim:Türkiye turizmde dünya çapında bir oyuncu olma yoluna Turgut Özal'ın 1981 yılında çıkarttığı Turizmi Teşvik Kanunu'yla girdi. Yatırımcılara 49 yıl süreyle arazi tahsisi bu yasanın öngördüğü en büyük teşvikti. Devlet, planlama ve altyapıyı yapıyor, yatırımcı da üstyapıyı, yani otel veya tatil köyünü inşa ediyordu. Çeşme Yarımadası'nda, küçük bir devlet kurabilecek büyüklükte kamu arazisi Turizm Bakanlığı tarafından ihaleye çıkarılıyor. Fakat, devlet planlamayı da altyapıyı da doğru dürüst yapmadığı için, Türkiye'nin sahilleri kitle turizmine yönelik, yani ucuz turist çeken dev binalarla doldu. Altyapı neredeyse suç boyutuna varacak kadar ihmal edildi. Sonuçta Türkiye turistlerin adam başına en az para bıraktığı ülkelerden biri haline geldi.Erkan Mumcu turizm bakanı iken yeni bir turizm konsepti geliştirdi. Fakat içini doldurup gerçekleştiremeden bakanlıktan ayrıldı, Anavatan Partisi'nin başına geçti. Uygulama yeni Turizm Bakanı Koç'a düştü. Koç'un getirdiği sisteme göre göre parsel yerine bölge bazlı tahsis yapılacak. Bu bölgeler, üzerinde "turizm kentleri" inşa edilebilecek milyonlarca metrekarelik alanları kapsayacak. Eskiden araziler özel sektöre 49 yıllığına tahsis ediliyordu. Buralar da 75 yıl süreyle tahsis edilecek. Eskiden planı ve altyapıyı devlet yapıyordu. Şimdi okul, hastane, yol, içme-kullanma suyu, elektrifikasyon, telekomünikasyon, kanalizasyon, artıma dahil altyapı yatırımlarını özel sektör yapacak. Eskiden araziyi devlet tahsis ediyordu. Şimdi özel sektör devletten kiralayıp parsel parsel ihale edecek. Dev bina, ucuz turist Doğru ellerde doğru planlanarak yapılmış olsa Türkiye bu sistemin yararını görebilirdi. Ama ne doğru ellerde, ne master planlar var, ne de, hatta, tahsis edilecek arazilerin tapu kadastrosu yapılmış. Turizm Bakanlığı'nın on milyar dolara çıkacağını tahmin ettiği bu yatırımları Türk özel sektörünün tek başına finanse etmesi mümkün değil. Ancak yabancı yatırımcıları çekmek için hiçbir gayret sarf edilmedi. Bu bölgelerdeki otellere müşteri yollayacak tur operatörlerinin de hangi amaca yönelik tesisleri daha iyi pazarlayabilecekleri konusunda fikirleri alınmadı.İşte ANAP başkan yardımcılarından turizm uzmanı Fettullah Gündüz'ün görüşleri:"Turizm kentleri daha planlı daha vizyon gerektiren bir sistemdi. Bu ölçekte bir projenin road show'larda çok iyi tanıtılması gerekiyordu. Gürültüsü ta Arjantin'den duyulacaktı. Uluslararası yatırımcılar turizm şirketleri ve tur operatörleriyle paylaşım gerekiyordu. Bunlar yapılmadan ihaleye çıkılmış olması milli servete yapılmış en büyük haksızlıktır."Maalesef, sektördeki yaygın kanaat bu ihalelerin daha çok bir nemalanma ve seçim yatırımı olduğu yönündedir. Yabancı yatırım çekilmeli Dün çıkan "Bomonti'de Esarengiz İptal" başlıklı yazım hakkında Turizm Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tayfun Yahşi'den şu notu aldım:"Yazınızda, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın arazi tahsislerinden elde edilen geliri turizm bölgelerindeki altyapı yatırımlarına tahsis etmediğini belirterek, Sayın Bakan Atilla Koç'un bu parayı, 'saçma sapan festivallerde çarçur ettiğini' iddia etmektesiniz. Bu talihsiz ifadeyi Bakanlığımız faaliyetlerini yeterince takip etmeyişinize ve son günlerde Antalya'ya gitmeyişinize bağlıyoruz. Zira bakanlığımız, söz konusu tahsislerden gelen parayı, altyapı iyileştirmesi ve su arıtma tesislerinin kurulmasına harcamaktadır. Ayrıca, yine tahsislerden elde edilen gelir antik kentlerimizin restorasyonu için kullanılmaktadır. Öte yandan, bakanlığımız hiçbir belediyeye festival münasebetiyle para göndermemiştir." mmunir@milliyet.com.tr Bakanlıktan cevap
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024