Bu hem TMSF hem de muhatapları için iyi bir gelişmedir. Protokolle TMSF, ilk defa, resmen, bankasına el konan bir işadamına bazı şirketlerinin ve gayrimenkullerinin yönetimini iade etmiş oluyor. Aksoy bu şirketleri para kazanır hale getirecek. Şirketler satılacak. Aksoy'un İktisat Bankası'nın batışından doğan borç 12 yılda ödenecek. Bu anlaşmayla TMSF hem kendine hem de Aksoy'a büyük bir iyilik yapmış oldu. Kendine iyilik yaptı, çünkü, Aksoy'un devlete olan 946 milyon dolarlık borcunu başka türlü tahsil etmek mümkün değildi. Yönetimi Aksoy'a iade edilecek olan kablolu iletişim şirketleri, Cine 5 ve radyolar mevcut halleriyle satılmış olsalardı 100 milyon dolar bile getirmezlerdi. Bu şirketlerin değerleri, mevcut hallerinde değil, potansiyellerindedir. TMSF Aksoy'a da iyilik yaptı, çünkü, ona iş hayatına geri dönüp kendini kanıtlaması için paha biçilmez bir fırsat verdi. Bankacı Erol Aksoy'la dün imzalanan borç ödemesi protokolü Ahmet Ertürk yönetiminde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) olgunlaşmaya ve tüccar gibi düşünmeye başladığını gösteriyor. MIT ve Harvard eğitimli Aksoy bir zamanlar Türkiye'nin en yaratıcı bankacılarından biriydi. Modern şubeleri, pazarlama odaklı bankacılığı, faktoring ve leasing'i Türkiye'ye o getirdi. İktisat Bankası'nı mahalli bir banka olarak alıp orta ölçekli bir banka haline getirdi. 1990'larda Show TV ve Cine 5'le medya sektörüne girmesi ve kendini dev aynasında görmeye başlaması Aksoy'un sonunu hazırladı. İktisat'a 2001'de el konuldu. İş yapabilmesi için yurtdışı yasağı da kalkacak olan 59 yaşındaki işadamı, bana, sermaye temin etmek ve yabancı ortak bulmak için hemen çalışmalara başlayacağını söyledi. "Asıl iş şimdi başlıyor. Benim ümidim büyük. Yeni bir hayat başlıyor" dedi.TMSF Başkanı Ertürk muhakkak Aksoy'u "kayırdığı", batık banka patronlarına "eşit davranmadığı" için eleştirilecektir. TMSF'nin uygulamasının standart olmadığı muhakkak. Ama insaflı olalım. Türkiye'nin yaşadığı bankacılık krizi dünyanın gördüğü en büyük el koyma operasyonlarından birine yol açtı. TMSF (ve onun anası olan BDDK) bu operasyona sıfır tecrübeyle başladı. Birçok şey el yordamıyla yapıldı. Özellikle krizin ilk yıllarında TMSF/BDDK, Uluslararası Para Fonu IMF ne derse onu yapmak zorundaydı.Aksoy protokolüyle varılan merhale TMSF'de bir bilgi ve tecrübe birikiminin sonucudur. Bu bilgi ve tecrübenin var olmadığı geçmiş yıllarda bu tür uygulamalar yapılamazdı. Bu protokolün geçmişle karşılaştırılıp eleştirilmesi yerine, ilerisi için bir model teşkil edeceğini ummak, sanırım, belki daha iyi olur. mmunir@milliyet.com.tr Yurtdışı yasağı kalkacak
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024