Kesin olarak bilinen, nükleer atıklardan kurtulmanın çok ama çok pahalıya mal olacağı, nükleer reaktörlerle ilgili olarak en büyük masraf kalemini teşkil edeceğidir.Reaktörlerde yakıt olarak nükleer çubuklar kullanılır. Reaktörlerin radyoaktif, yani insan sağlığına zararlı atıklarının yüzde 99'u bu nükleer çubuklardadır. Tükenmiş nükleer çubuklar binlerce yıl radyoaktif, yani tehlikeli olmaya devam eder.Bu güne kadar, tükenmiş çubuklardan kurtulmak için kalıcı bir yöntem bulunamadı. Her nükleer reaktör kendi tükettiği çubukları geçici 'çöplük'lerde muhafaza ediyor.Bu çubuklar söküldüklerinde müthiş sıcaktırlar ve soğutulmaları gerekir. Birçok reaktörün yanında soğutma için havuzları vardır. Soğuyuncaya kadar çubuklar bu havuzlara konur. Havuzlar çubuklarda kalan radyoaktivitenin bir kısmını emme özelliğine sahip olan borik asitle doludur. Çubukların bu havuzlarda altı ay kalması gerekir. Ama havuzlardan çıkarıldıktan sonra nereye depolanacakları bilinmediği için bunlar yıllarca bu havuzlarda bekletilmektedir.Bu bir çözüm değildir. Reaktörün tükettiği çubuklar arttıkça havuzlar dolmaya başlar. Çubukları birbirlerine fazla yakın bulundurmak tehlikelidir. Çünkü içerdikleri nükleer
Nükleer enerji iki ana nedenle gündeme geldi:Fiyatları sürekli olarak artan ve artmaya devam edeceği açık olan petrol ve doğalgaza alternatif bir enerji kaynağı bulmak. Petrol ve doğalgaz kullanımının neden olduğu küresel ısınma trendini geri çevirmek.Nükleer enerji bu sorunların her ikisine çaredir.Nükleer enerjiye karşı çıkanların alternatif çözüm önerileri nedir? Bunun bilmemiz lazım. Çünkü nükleer enerjiye karşı çıkmak, nükleer reaktörler çalıştırmakla ilgili problemlerin listesini çıkarmak, ki bunların çoğu da yanlış veya abartılıdır, sorunları çözmeyecek. Bu kesin.Duruma Türkiye bağlamında bakalım. Türkiye enerji ihtiyacının % 72'sini dışarıdan karşılıyor. Morgan Stanley'nin tahminlerine göre, eğer önlem alınmazsa, 2020'de bu oran % 82'ye yükselecek. Bunun % 95'ini Ortadoğu petrolü ve Rus ve İran doğalgazı teşkil edecek. Bu bağımlılık fiyat dalgalanmalarına ve tedarik sorunlarına karşı ekonomimizi kırılgan bir hale getiren bir unsurdur. Nitekim bugün ekonominin başındaki en büyük sorun olan cari açığın % 90 nedeni enerji ithalatıdır. Bazen bir pozisyon alırsınız ve bu sizi ilericiler arasına sokar. Zaman geçer, dünya değişir, bilgi stoku büyür. Aynı pozisyonu savunmaya devam
Ben İşmen'i iki defa aradım. Birincisinde, sekreteri büyük adamın toplantıda olduğunu söyledi. İkincisinde, şehir dışında olduğunu. Aradan iki hafta geçti. Hâlâ bekliyorum. Devlette basın işlerine bakan memurların çoğu böyledir. Çoğu size geri dönme terbiyesini gösteremeyecek kadar nezaket kurallarından bihaberdirler, bir. İşlerinin basın mensuplarının işlerini yapmak olduğunu unutmuşlardır, iki. Bu tipler "Okullar olmasaydı Milli Eğitim Bakanlığı çok keyifli bir iş olacaktı" diyen Milli Eğitim Bakanı'nın klonlarıdır. Nükleer enerjide basın ve halkla ilişkilerin büyük önemi var. Çünkü nükleer santral yapımı konusundaki en büyük engellerden biri halkın nükleer karşıtı olmasıdır. Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de halk bu teknolojiden korkuyor. Geçen hafta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler'le nükleer enerji konusunda bir söyleşi yapabilir miyim diye özel kalemini aradım. Telefona çıkan nazik bir bayan bakanın gazetecilerle randevularına basın sözcüsü Bülent İşmen'in baktığını söyledi ve telefon numaralarını verdi. Belki bir gün Güler'le siz de nükleer konusunda sohbet yapmayı düşünürsünüz diye size bu numaraları vermeyi düşündüm ama vaktinizi boşa harcamanızı
Analistlere göre Turkcell bozuk değildir. Geçen sene 1.2 milyar dolar civarında kâr ederek Türkiye'nin en kârlı şirketi olma unvanını korudu. Turkcell Türkiye'nin corporate governance ilkelerini en iyi uygulayan kurumlarından biridir ve New York borsasında işlem gören tek şirketidir.Cep telefonu pazarında kesin bir üstünlüğü var. Turkcell Genel Müdürü Muzaffer Akpınar özel sektördeki en saygın CEO'lardan biridir. Özetle, bozuk değildir.Ama Çukurova'nın patronu Mehmet Emin Karamehmet aynı fikirde olmadığı için şirkette köklü bir yeniden örgütlenmeye gitti."Mehmet Emin Bey buraların kötü yönetildiğine inanıyor" dedi bir kaynak. "Orada kendine göre bir dünya yaratıyor. Burada senin benim, piyasa analistlerinin kıstaslarına yer yok." Amerikalılar "If it ain't broke don't fix it" derler. Bozuk değilse tamir etme. Bir başka kaynağın değerlendirmesi ise şöyle: "Mehmet Emin Bey, Yapı Kredi'ye kendisi yeteri kadar karışmadığı için battığına inanıyor. Turkcell'de yarı fiyatına alınacak şeylere iki misli para ödendiğini söylüyor. Turkcell'in, Vodafone gibi, piyasaya girmeye hazırlanan şirketlerin rekabetine hazır olmadığını düşünüyor." Bu düşüncelerle, ve ortaklarına danışmadan, birkaç hafta
Turkcell New York borsasına kote olduğu için, Karamehmet, Çukurova'nın Alfa ile imzaladığı anlaşmaları Amerika'nın sermaye piyasası kurumu olan Securities and Exchange Commission'a (SEC) verdi. Bunlara yazımın sonundaki bağlantılardan veya Milliyet web sitesinden ulaşabilirsiniz.Dokümanların birinde Çukurova'nın Alfa ile olan işleri için kurduğu iki şirketin ayrıntıları var. Bunlar British Virgin Islands'da kurulu Finance International Limited ile Çukurova Telecom Holdings Limited'dir. İkinci bir doküman (subscription agreement) Çukurova ile Alfa Telecom Turkey Ltd'nin Çukurova Finance International'daki ortaklıklarının ve borç ve satış anlaşmalarının ayrıntılarını içeriyor.Buna göre, Alfa, Turkcell Holding ve Turkcell yönetim kurullarına ikişer temsilci yollayacak. "Ve Turkcell'in yönetim kuruluna tarafların üzerinde anlaştığı bir aday üçüncü direktör olarak seçilecek." Nisan 28'deki Turkcell genel kurulu, Alfa'nın Mehmet Emin Karamehmet'le ilk testi olacak. Bu madde Alfa için çok önemli. Üçüncü direktör Alfa ve Çukurova'nın çıkarlarını eşit olarak gözetecek bir şahıs olursa tam anlamıyla tarafsız ve bağımsız bir kişi olacak demektir. O zaman, Turkcell'de, her biri yönetim
Turkcell'in kuruluşundan bu yana kaderine hâkim olan Çukurova'nın bu rolünü sürdürüp sürdüremeyeceği bu genel kurulda anlaşılacak.Genel kurulun yapacağı en önemli iş, yeni yönetim kurulu üyelerini seçmek. Turkcell'in üç ana hissedarının yedi kişilik yönetim kurulundaki sandalyeleri nasıl paylaşacağı Çukurova'nın İskandinavyalı TeliaSonera ve Rus Alfa ile yapmış olduğu özel anlaşmalarla tespit edildi. Bunlara göre sandalye dağılımının şu şekilde olması lazım: Çukurova iki, TeliaSonera iki, Alfa iki, bağımsız bir. Turkcell yönetim kurulundan karar alabilmek için yedi üyenin en az beşinin oyu gerekiyor.Bu durumda yedinci yönetim kurulu üyesinin ne kadar "bağımsız" olduğu belirleyici olacak. Bu ayın 28'inde yapılacak olan Turkcell Genel Kurulu şirket tarihinde bir dönüm noktası olacak. Bağımsız üye gerçekten bağımsız mı olacak, yoksa geçen yılki genel kurulda olduğu gibi Çukurova'nın patronu Mehmet Emin Karamehmet'in yakınları arasından mı seçilecek?Yönetim kurulu üyelerinin tamamını genel kurula Karamehmet önerecek. Önerdikleri muhakkak seçilecek, çünkü Karamehmet oy çokluğunu temsil ediyor. Turkcell Holding ana sözleşmesinin bir garipliği olan bu durum sayesinde Karamehmet, teorik
Exxon'un 2005 cirosu 340 milyar dolar, Türkiye'nin 2005 gayri safi milli hasılası 361 milyar dolardır. Exxon 83.700 kişi çalıştırıyor, Türkiye'nin nüfusu 72 milyon.Tabii, bu yüzeysel bir karşılaştırma ama şirketin büyüklüğü hakkında bir fikir veriyor. Veya Türkiye'nin küçüklüğü hakkında.Exxon'la ilgili bilgileri Fortune (Forçun okunuyor) dergisinin son sayısında yayımlanan "Amerika'nın en büyük 500 şirketi" listesinden aldım. Dünyanın en büyük şirketi Exxon Mobil petrol şirketidir. Bu şirket neredeyse Türkiye kadar büyüktür. Listeden Exxon'un 2005 kârının 36 milyar dolar olduğunu öğreniyoruz. Bu kâr İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'ndaki en büyük 100 şirketin toplam kârından fazladır. Geçen yıl rafinerilerinin kârı % 58, madencilik ve ham petrol şirketlerinin kârı %81 arttı. Koç Holding'in Tüpraş'ı, Doğan grubunun Petrol Ofis'i almakla ne kadar iyi iş yaptıklarını kanıtlıyor bu istatistikler.* * *Amerikan hükümetinin verilerine göre dünya petrol ve gaz rezervlerinin % 42'si Ortadoğu'da bulunuyor. Birinci Dünya Savaşı'na kadar bu toprakların büyük bir bölümü Osmanlı kontrolündeydi. 100 şirketten kârlı Dünyanın en büyük petrol rezervine sahip on ülkesinden beşi, Suudi Arabistan,
Sabancıları bugün dünyanın en zengin ailelerinden biri yapan serveti dede Ömer başlattı. Ömer, yoksul bir köy çocuğuydu. Şansını aramak için Kayseri'den Adana'ya kadar yürüdüğünde 15 yaşlarındaydı. Pamuk hamalı oldu. Çırçır makinesi alıp işi büyüttü. Türkiye'nin en büyük tekstil tesislerini kurdu.Sani Konukoğlu 1943'te okuldan ayrıldığında 14 yaşındaydı. Borç parayla aldığı 18 kilo pamukla işe başladı. İlk dokuma makinesi Halep'ten satın alıp bir mağarada kurduğu külüstür bir şeydi. Sani 1994'te öldüğünde yanında 7.000 kişi çalışıyordu. Türkiye dünyanın en büyük tekstil üreticilerinden biri haline Konukoğlu'nun ipliğini kullanarak tırmandı. Türkiye'de Sabancılardan Konukoğlulara birçok büyük servetin arkasında pamuk ve tekstil var. Pamukta bu tür başarı öyküleri artık hiç yaşanmayacak. Eskiler de evrelerini tamamlamak üzere. Koç tekstilden tamamen çekildi. Bossa Sabancı grubunun küçük bir parçası haline geldi. Konukoğlular da değişik sahalara yayılma süreci içinde.Türkiye'de pamukla başlayan iş önce pamuk ipliğine, ardından pamuklu dokuma ve hazır giyime terfi ederek dünya çapında bir endüstri haline geldi. Türkiye'nin rekabeti birçok Batı Avrupa ülkesinde tekstil sektörünün