Turkcell'de Alfa yüzünü gösteriyor

12 Mayıs 2006

Kıral 28 yaşında, Kıbrıs doğumlu. Teksas ve Kaliforniya üniversitelerinden makine mühendisliği okudu. San Francisco'da borsasında broker'lık yaptı. Dünyanın en ünlü danışmanlık firmalarından biri olan McKinsey & Co.'nun İstanbul, Londra ve Dubai ofislerinde çalıştı. Turkcell destanına dün yeni bir kişilik daha dahil oldu. Bu, bugüne kadar yüzünü gizlemeyi tercih eden yeni Turkcell ortağı Alfa Telecom'un (Altimo) başkan yardımcısı ve Türkiye temsilcisi Mustafa Kıral'dır. Dün Kıral'la İstanbul'daki Mövenpick Oteli'nin tepesindeki kahvaltı salonunda bir araya geldik. Ruslarla McKinsey'nin Alfa grubu için hazırladığı bir projede çalışırken tanıştı. Üç aydan beri İstanbul'da.Kıral'la görüşmemizde elde ettiğim en önemli izlenim, Rusların Turkcell İletişim Hizmetleri A. Ş.'ye yeni seçilecek üyeler konusunda Çukurova grubuyla beraber hareket ettiğidir. Turkcell İletişim Hizmetleri'nin genel kurulu Çukurova'nın patronu Mehmet Emin Karamehmet ve TeliaSonera'nın yönetim kurulu üyeleri üzerinde anlaşamaması üzerine ertelendi. Çukurova daha önce grup şirketlerinden birinin yönetim kurulunda üç yıl görev yapan Colin J. Williams adlı bir İngiliz iş adamını Turkcell yönetim kuruluna aday

Yazının Devamı

Aksoy protokolü TMSF için bir dönüm noktasıdır

10 Mayıs 2006

Bu hem TMSF hem de muhatapları için iyi bir gelişmedir. Protokolle TMSF, ilk defa, resmen, bankasına el konan bir işadamına bazı şirketlerinin ve gayrimenkullerinin yönetimini iade etmiş oluyor. Aksoy bu şirketleri para kazanır hale getirecek. Şirketler satılacak. Aksoy'un İktisat Bankası'nın batışından doğan borç 12 yılda ödenecek. Bu anlaşmayla TMSF hem kendine hem de Aksoy'a büyük bir iyilik yapmış oldu. Kendine iyilik yaptı, çünkü, Aksoy'un devlete olan 946 milyon dolarlık borcunu başka türlü tahsil etmek mümkün değildi. Yönetimi Aksoy'a iade edilecek olan kablolu iletişim şirketleri, Cine 5 ve radyolar mevcut halleriyle satılmış olsalardı 100 milyon dolar bile getirmezlerdi. Bu şirketlerin değerleri, mevcut hallerinde değil, potansiyellerindedir. TMSF Aksoy'a da iyilik yaptı, çünkü, ona iş hayatına geri dönüp kendini kanıtlaması için paha biçilmez bir fırsat verdi. Bankacı Erol Aksoy'la dün imzalanan borç ödemesi protokolü Ahmet Ertürk yönetiminde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) olgunlaşmaya ve tüccar gibi düşünmeye başladığını gösteriyor. MIT ve Harvard eğitimli Aksoy bir zamanlar Türkiye'nin en yaratıcı bankacılarından biriydi. Modern şubeleri, pazarlama odaklı

Yazının Devamı

TMSF, Erol Aksoy'la protokol imzalıyor

9 Mayıs 2006

Protokol uyarınca TMSF ilk defa bankasına el konulmuş bir işadamına, borçlarını ödeyebilmesi için, varlıklarının yönetimini iade edecek. TMSF'den üst düzey bir yetkili, "Erol Aksoy'la yarın (bugün) anlaşma imzalıyoruz. Anlaşmanın temeli Aksoy'un sahip olduğu varlıkların günlük yönetiminin kendisine devredilmesi, bizim de sözkonusu şirketlerin yönetiminde etkin bir rol oynamamız" dedi.TMSF'nin önemli konularda veto yetkisi olacak. Şirketler canlanıp piyasada değer kazanınca devlet, hisselerini satıp çıkacak. Aksoy borcunu bu vasıtayla ödemiş olacak. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) ile İktisat Bankası'nın eski sahibi Erol Aksoy arasında bugün imzalanacak bir borç protokolu ile Aksoy iş hayatına geri dönecek. Show TV ve Cine 5 ile medya sektörüne girinceye kadar Türkiye'nin en parlak bankacılarından olan Harvard eğitimli Aksoy'un sahibi olduğu İktisat Bankası'na, 2000 krizinden sonra devlet el koydu. Aksoy'un devlete 950 milyon dolar civarında borcu var.Yönetimi Aksoy'a devredilecek şirketler arasında İstanbul ve Ankara'ya kablolu televizyon hizmeti veren Kablo Net ve İnteraktif adlı şirketler, Cine 5 ve radyolar var. Başka ülkelerde büyük cirolara ulaşan kablolu televizyon,

Yazının Devamı

Burnuma ekmek kokusu geliyor

8 Mayıs 2006

Ama önce...Burnuma ekmek kokusu geliyor.Mutfakta ekmek yapılıyor. Pişmekte olan ekmeğin kokusu mutfaktan kalkıyor, merdiven aralığından karımın ve çocukların yattığı kata yükseliyor, oradan benim odama ulaşıyor. Bu koku fırınlardan gelen kokudan daha yoğun, zengin ve saf. Fırınlarda sentetik maya ve çoğu zaman kimyasal katkı maddeleriyle aklığı takviye edilmiş beyaz un kullanılır. Karım hububat tanesi olduğu gibi öğütüldükten sonra elde edilen esmer beyaz karışımı "tam" un kullanıyor. Yani un ve kepek, beyaz ve esmer, iç içe. Geçen yüzyılda Türklerin başına gelen en büyük felaketlerden biri fırınların tam unu terk edip beyaz unla ekmek yapmaya başlamalarıdır.Unu öğütüp ikiye ayırır ve yere bir avuç beyaz un, bir avuç kepek bırakırsanız karıncaların kepeğe gittiğini göreceksiniz. Zamanla kepek azalıp bitecek. Beyaz un olduğu yerde kalacak. Çünkü besin kepektedir. Bu yazıyı Söke Un'a tebriklerimi sunmak için yazdım. Beyaz ekmeğin tazeyken yenişi hoştur ama besin değeri çok düşüktür. Besleyici olmaktan çok, doyurucudur. Yüksek oranda şeker ihtiva ettiği için diyabet hastalığına kapı açar.Birçok fırından "çavdar" vesaire diye aldığınız ekmekler de kandırmacadır. Gerçek çavdar

Yazının Devamı

Akıllıların akılsızlığı

5 Mayıs 2006

Gittiğimiz yerlerden biri İrlanda ekonomisinin meteor gibi ilerlemesinde kilit rol oynayan İrlanda Yatırım ve Kalkınma Ajansı'ydı (IDA). Randevu saatini beklerken, ziyaretçiler için kahve masasına istiflenen broşürler arasında İrlanda'nın ithal petrol sorunuyla ilgili bir rapor buldum. İrlanda, Türkiye gibi, enerji fukarası, dışa bağımlı bir ülkedir. Petrol fiyatları artıyor. On-on beş sene içerisinde artık tüketilen kaynakların yerine yenisi konamayacak. Petrol tükenme trendine girecek.Hükümet tarafından bir İrlanda danışmanlık firmasına ve ünlü bir Amerikalı enerji uzmanına hazırlatılan rapor petrol darlığı karşısında İrlanda'nın ulusal stratejisini hazırlamaya yönelikti. Geçen hafta Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği'nin davetlisi olarak İrlanda'nın başkenti Dublin'de üç gün geçirdim. Türkiye petrol ve gaz fiyatlarındaki artışa karşı en kırılgan olan ülkelerden biridir.Enerji ihtiyacımızın % 72'sini dış kaynaklardan temin ediyoruz. Önlem alınmazsa bu oran 2020'de % 82'ye yükselecek.Ekonomi bir at ise, petrol fiyatları ata bindirilmiş kum torbalarıdır. Cari açığın artmasına neden oluyor, enflasyonla mücadeleyi zorlaştırıyor, ekonomik faaliyeti yavaşlatıyor.Bir varil petrolün

Yazının Devamı

İngiltere'den nükleer çöplük kararı

3 Mayıs 2006

LONDRA Nükleer reaktörlerde kullanılan çubuklar tükendikten sonra on binlerce yıl yüksek derecede radyoaktif kalmaya devam ediyor. Yüksek radyoaktivite insan sağlığı ve doğa için büyük bir tehdittir.Bugüne kadar dünyada nükleer atıklar reaktörlerin yanına inşa edilen geçici havuzlarda ve depolarda muhafaza edildi. Bu tehlikeli maddelerin yeryüzünde geçici korunaklarda muhafaza edilmesi nükleer ülkelerde halkı rahatsız ediyor. Nükleer karşıtı düşünce havasını besliyor. Nükleer atık sorununa çare bulmak için İngiltere'de kurulan bağımsız bir komitenin hazırladığı rapor Türkiye'nin bu konuda nelerle karşılaşacağı konusunda iyi bir fikir veriyor. İngiliz hükümetinin atadığı komite bütün nükleer atıkların yerin birkaç yüz metre altında korunaklara depo edilmesini tavsiye etti. İşin faturası 10 milyar sterlin, yani 24 milyar YTL (18.2 milyar dolar). Üç senelik bir çalışma sonunda hazırlanan rapora göre böyle bir nükleer çöplüğün hazırlanması "on yıllar" alacak.Komite, hükümetin uzun zamandan beri askıda olan bu sorunu bir an önce çözmek için davranmasını ve "açık ve şeffaf" olmasını önerdi. Uygun bir alan bulunup bunun çevre halkına empoze edilmesi iyi bir fikir değil, diyor rapor.

Yazının Devamı

Turkcell genel kurulu neden ertelendi?

1 Mayıs 2006

İşin gerçeği bu değildir. Genel kurul ana ortakların, yani TeliaSonera, Çukurova ve Alfa'nın yönetim kuruluna seçilecek bağımsız aday üzerinde anlaşamamasından dolayı ertelenmek zorunda kaldı.Olayın arka planı şudur:Mahkeme TeliaSonera'nın başvurusu üzerine Çukurova'nın patronu Mehmet Emin Karamehmet'in Turkcell İletişim yönetim kurulu adaylarının tamamını genel kurula önerme yetkisini iptal etti. TeliaSonera, Karamehmet'in yetkilendirilmesinin Turkcell Holding'in yönetim kurulu tarafından değil, genel kurulu tarafından yapılmasının ana sözleşmeye aykırı olduğunu ileri sürdü. Mahkeme TeliaSonera'yı haklı buldu. Ortaklara yardımcı olmak için bir kayyum atadı.Çukurova'nın TeliaSonera ve Alfa ile imzaladığı anlaşmalara göre yedi kişilik Turkcell yönetim kurulunda her ortağın iki temsilcisi olacak. Yedinci şahıs ise tarafların üzerinde anlaşacağı tarafsız biri olacak.Şirket kaynaklarından aldığım bilgiye göre durumu kilitleyen yedinci kişi üzerinde mutabakat sağlanamamış olmasıdır. Turkcell genel kurulunun ertelenmesi şirkete zor günler yaşatacak bir kilitlenmenin habercisi olabilir. Turkcell genel kurulu geçen cuma toplanıp yedi yönetim kurulu üyesi seçecekti. Şirket yabancı

Yazının Devamı

Biralı kadın ve şair

30 Nisan 2006

Aramızdaki kıpırtılı suda ağaçlarda yeni açılmaya başlayan yaprakların aksi var. Şehrin içinden geçip yakınındaki denize akan kanal -bir zamanlar dereydi- şehrin ana caddelerinden birini ikiye ayırıyor. Kanalın iki yakasındaki ağaçların altında patikalar ve banklar var. Kavanagh, ayak ayak üstüne atmış, kollarını göğsüne kavuşturmuş, sabit nazarlarla suya bakıyor. Gözlüklü, sadece kulak hizasının alt kısmında saçları kalan orta yaşlı bir adam.Yanındaki boş yere bir kadın oturuyor ve elindeki süpermarket poşetini şairle arasına koyuyor. Sırtında ucuz bir anorak, bacaklarında beyaz şeritli lacivert eşofman var. Siyah saçları ağarmaya başlamış. Yüzü kırmızı ve şişkin. Torbasından bir defter ve birbirine naylonla tutturulmuş dört teneke bira çıkarıyor. Defteri dizine dayayıp yazmaya başlıyor.Kanalın diğer yakasında ben de bir şeyler yazıyorum. Kadın birkaç satır yazdıktan sonra defteri katlayıp şairin kucağına koyuyor, ayağa kalkıyor, biralardan birini tepesinden açıyor ve başını geriye itip ufak bir yudum alıyor. Oturuyor. Bira tenekesini şairin bacağına dokunduruyor, "sağlığına" der gibi. Öne eğilip küçük bir yudum içiyor. Defterini şairin kucağından alıyor ve yazmaya devam ediyor.

Yazının Devamı