Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yılın son günü, gazeteci Yavuz Baydar, yıl içinde zaman zaman yazılarını maillediği dostlarına bir yeni yıl mesajı yolladı. Listede ben de vardım.
Mesaj bir gazeteciden değil de işleri iyi gitmeyen bir Eski Ahit peygamberinden geliyordu sanki.
“Berbat bir yıldı, ama yıkılmadık, ayaktayız” diye okudum.
“Sakın ola ki ‘Annus Horribilis gider de oh çekeriz’ rehavetine kapılınmasın, beterin beteri gelebilir.
Her şeye rağmen, 2012’nin hepimize şans, sağlık, mutluluk, huzur, para-pul, bol seyahat ve tebessüm getirmesini dilerim. Kazadan beladan uzak duralım.”
Zaten havalarda uçmuyordum. Bu mesaj iyice keyfimi kaçırdı. “Elveda zalim dünya” diye inleyerek baldıran zehirine uzanıyordum ki telefonum bipledi ve gelen bir SMS’i okumam için sabırsızlandığını haber verdi.
Ölmeden önce okuyuvereyim, dedim. Mesaj kısa idi.
“Yaşamaya doyamayacağımız bir 2012 bizi bekliyor :) Sevgiler. Gülhan.”
Hey! Demek ki daha ümit var! Ayağa kalktım ve ellerimi çırparak kısa ve öz bir harman dalı çektim. Baldıran zehirini, ilk karşılaştığımızda Yavuz’a vermek üzere, çocukların erişemeyeceği, serin ve karanlık bir yere kaldırdım.

Annus Horribilis
Gülhan da kim diye soracak olursanız... Gülhan’la bir ara aynı gazetede çalışıyorduk. Sık sık meydana gelen iktidar değişikliklerinin birinden sonra işini kaybetti. Ayda yılda bir bana SMS atar.
“Yılın son iyimserlik ödülünü sana veriyorum” diye cevap yazdım hemen, nokta yerine tebessüm koyarak.
Çok geçmeden “Yuppyyyy :)” diye bir yanıt geldi.
İşte böyle.
Annus Horribilis “korkunç yıl” veya “korkunçluklar yılı” anlamına gelen Latince bir deyimdir. İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth tarafından, kendisi için iyi geçmemiş olan 1992’yi tarif etmek için kullanıldıktan sonra sık sık duyulur oldu.
Hatırlayacaksınız. Bir süre önce “Dünyayı olduğu gibi değil, olduğumuz gibi görürüz” diye yazmıştım (Yahudilerin din kitaplarından biri olan Talmud’dan alıntılayarak).
Bu iki mesaj bunun kanıtı değil mi?
Aynı şey herkese değişik görünüyor. Milyonlarca ülke, dünya var sanki.
Medyadaki haberler ile ölçülecek olursa horribilis olmayan annus yok bu ülkede ve hiç olmayacak. Birileri hep içeriye dönük olalım, hep içimiz karartılmış olsun, hiç kafamızı kaldıramayalım istiyor sanki.
Bu girdaba kapılmak akılsızlıktır. Dünya ne ise odur ve hiç değişmeyecek. Türkiye ise kendi kendini yemekten vazgeçmeyecek.
Ama çok şükür, hayat haberlerden ibaret değil. Ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar senden alamayacakları şeyler var. Ve her şey yalan değil.
Neyse.
“Seni ıssız bir adaya bırakacağız yanında bir tek kişi götürebilirsin” derlerse kimi seçmeyeceğimi biliyorum.