Google, San Francisco’da dünyanın dört bir yanından 6 bin bilişimci ve medya mensubunun katıldığı konferansta 199 dolarlık tableti Nexus 7’yi ve ‘medya topu’ Nexus Q’yu tanıttı
ABD’li internet devi Google dünyanın dört bir yanından 5 bin 500 bilişimci ve 400 gazetecinin katıldığı I/O konferansında yeni ürünlerini ilk kez görücüye çıkarttı. Google’un 199 dolara satışa çıkacak 7 inç ekranlı Android tableti Nexus 7 en çok sükse yapan ürünü oldu. Apple’ın iPad’ine rakip olacak tablet arka cebe sığabilecek ebatları ve 199 dolar olan fiyatıyla dikkat çekiyor. 1280x800 ekrana sahip Nexus 7’nin kalbinde NVIDIA Tegra 3 quad işlemci yer alıyor.
Google’ın bir diğer dikkat çeken ürünü bulut destekli müzik kutusu Nexus Q. Dünyanın ilk sosyal yayın yapan ‘media player’ı Nexus Q, müzik ya da videoyu GooglePlay ya da YouTube’dan hoparlöre veya TV ekranına taşıyabiliyor. Nexus Q donanım, yazılım ve estetiğin birleştiği bir donanım olarak dikkat çekiyor.
Android işletim sisteminin bir sonraki sürümü olan ‘Jelly Bean’ ise batarya ömrünü uzatan yapısıyla, Android cihazlarda pilin çabuk tükenmesinden şikâyet edenlere ilaç gibi gelecek. Yeni Android, mobil cihazların ekranının bir
Beats Audio dopingli HTC One X, tasarımı, ekranı, gücü ve fotoğraf makinesiyle farklı bir akıllı telefon deneyimi yaşatıyor.
Tayvan şirketi HTC’nin (High Tech Computer), “Bizim gözbebeğimiz, denemek ister misiniz?” teklifiyle önerdiği One X’i yaklaşık 20 gündür tecrübe ediyorum. Ve biliyorum ki, tasarım iyiyse onun büyüsü altında yapılan 3-5 günlük testler, yanlış yönlendirebilen sonuçlar doğurabiliyor. Üç haftaysa, bu satırları kendimden emin ifadelerle tuşlamak için yeterli.
4.7 inç’lik olağanüstü ekran, rahatsız etmeden cebe sığabilen incelik, Dr. Dre’nin Beats Audio’su ve fotoğraf kalitesi, One X’i yalnızca HTC’nin ‘Amiral Gemisi’ yapmakla kalmıyor; şirketin kızışan akıllı cep telefon pazarındaki sağlam pozisyonunu perçinliyor. One X’e başlıklar altında göz atalım:
TASARIM: ‘Gösterişli plastik’ polikarbonat gövde, telefona hafiflik kazandırmakla kalmıyor, alüminyum veya başka bir madde kullanmadan da ‘high end’ olunabileceğini gösteriyor. Kalınlığı 9 mm. olan One X, yumuşak hatları, bombe kenarlı ekranı nazikçe kavrayan gövdesiyle, sürekli elde kurcalama isteği yaratıyor. Kasada yalnızca güç, ses açma/kısma butonları, micro USB girişi ve
Microsoft’un önceki gün sürpriz şekilde ilan ettiği Surface, odağında Windows 8’in yer alacağı ekosistemde etkili bir araç olacak. Surface’in diğer tabletlere en büyük avantajı dahili klavyesi,
onun bir dizüstü gibi kullanılabilmesini sağlayacak
Microsoft’un önceki gün Los Angeles’ta ‘beklenmedik’ şekilde ilan ettiği tableti ‘Surface’, teknoloji dünyasında büyük yankı yarattı. Aslında bugün geniş bir şekilde, Windows Pazarlama Grup Müdürü Onur Altıntaş’ın rehberliğinde deneyimlediğim Windows 8’i işlemeyi planlıyordum. Ne var ki beklenmedik ‘Surface’, Windows 8’i gölgede bıraktı.
Microsoft Surface, sonbaharda çıkacak yeni işletim sistemi Windows 8’le çalışmak üzere tasarlandı. İşletim sistemlerinde açık ara pazar lideri olan Microsoft, artık aileden biri sayılan Windows’un yeni sürümüyle, sektördeki ‘iPad Katili’ açlığını gidermeye çalışacak.
Kimbilir kaçıncı kez yeni bir tablet için “iPad katili mi?” sorusu sorulmuştur. Surface için de değişmedi bu. Öncelikle Windows 8 sayesinde bir PC işlevi de görebilecek Surface’in dahili ince klavyesi ona büyük avantaj sağlayacak. Klavye, Surface’in PC fonksiyonelliğini perçinleyecek. İlerleyen satırlarda okuyacağınız Windows
İlk albümü ‘Kusur Güzeldir’i çıkaran Yalçın Konuk, bas-bariton sesi, müziğindeki 1960-80’lere özgü altyapıyla Türk popunda bir nevi ‘Art Nouveau’ rüzgarı estirecek gibi...
Müzik sektörüne yeni giren biri olarak bize Yalçın Konuk’u tanıtır mısın?
1970 yılında Belçika’nın Liege kentinde doğdum. Müzik eğitimine ilkokulda başladım. Sekiz yaşında Liege Kraliyet Operası’nın çocuk korosundan teklif aldım. Aynı yıl okul korosunun solisti olarak ilk kez sahneye çıktım. 15 yaşında Türkiye’ye döndüm. Üniversitede işletme eğitimi aldım. Fransa’da yüksek lisansımı tamamladıktan profesyonel kariyerine başlamak üzere İstanbul’a yerleşip değişik şirketlerde ve sektörlerde yönetici olarak çalıştım. Bu sırada hem birçok müzisyenle hem de müzik endüstrisiyle ilişkilerimi geliştirdim. Müzikle uğraşabilmek için özerk olabileceğim profesyonel bir yaşam biçimi benimsedim. Pazarlama ve iş geliştirme alanlarında edindiğim deneyim ‘Kusur Güzeldir’ albüm projesini baştan sona sanatsal, yapım ve ticari aşamalarını yönetmemi sağladı.
Yemeksepeti’nin Balmumcu’daki yeni merkezi, sosyal alanlarıyla çalışanlar için ‘rüya işyeri’ olmuş. Türkiye’nin en büyük online yemek siparişi sitesinin öyküsünü CEO Nevzat Aydın anlattı.
Yemeksepeti’ni nasıl bilirsiniz? 11 yılda milyonlarca kişiyi doyuran online yemek siparişi sitesi Yemeksepeti, cins cins, çeşit çeşit yüz binlerce insanın belki de tek ortak noktası. Bu satırların yazarı da Yemeksepeti’nin uslanmaz müdavimlerinden.
Balmumcu’daki yeni Yemeksepeti üssünün şerefine, şirketin CEO’su Nevzat Aydın’la konuştuk.
Bir köşede rahat kanepelerinde gençler Playstation oynarken, yanı başlarında sıra sıra dizili hummalı bir faaliyet sürüyordu; kalabalık bir grup, bilgisayar başında müşterilerin sorunlarını çözmeye çalışıyordu. Hemen arkadaki toplantı odası, aslında bir asansör de. Çalışan toplantı odasına gelmiyor, oda personelin ayağına gidiyor. Yemeksepeti’nin benzerine ancak Silikon Vadisi’nde rastlanabilecek yeni üssü, çalışanı görevini mutlu mesut yerine getirmeye, işyerinde daha fazla zaman geçirmeye teşvik ediyor.
13 Ekim’de İstanbul’da düzenlenecek Sensation’a, etkinliğin yurt dışındaki fanlarının da büyük katılımı bekleniyor. Beyazlar içindeki davetliler, ışık oyunlarıyla şovun önemli bir parçası olacak
Sensation, ‘One Colony’ kurucu ortaklarından Ekim Alptekin’in evinde verilen davetle bir grup gazeteciye ilan edildi. Yemeğe Sensation’ın yaratıcısı ID&T (İrfan, Duncan ve Tho’nun kısaltması) yetkilileri ve Amsterdam Belediyesi’ne bağlı bir kuruluşun temsilcisi katıldı. Amsterdam Belediyesi, 23 ülkede düzenlenen ve toplamda 1 milyonun üzerinde katılıma erişen Sensation’ı kentin simgelerinden görüyor. Bu yüzden organizasyonu İstanbul-Amsterdam arasındaki bağların güçlendirilmesini sağlayacak bir fırsat olarak değerlendiriyorlar.
Teması ‘Wicked Wonderland’ olan Sensation’ın biletleri, 11 Haziran’dan itibaren önce www.sensation.com adresinden fan kulüp üyelerine, ilerleyen günlerde Biletix’ten satışa sunulacak.
Fiyatlar standart girişler için 205 TL’den, VIP girişler için de 430 TL’den başlayacak. 205 TL’lik biletle 17 bin 500 kişilik kapasitenin dolup dolmayacağı merak konusuydu. Alptekin, yurt dışından Sensation fanlarının da etkinliğe akın edeceğini söylerek böyle bir
Dell yeni ürünlerini görücüye çıkardığı teknoloji kampını bu yıl Londra’da ‘Saatchi Gallery’de düzenledi. Bir günlük kampta CADDE’nin oltası da boş çekmedi
Amerikan bilgisayar devi Dell’in dördüncüsünü düzenlediği teknoloji kampı ‘Dell Tech Camp’de yer almak için geçen perşembe Londra’daydım. Kamp, 1985’te açıldığı günden bu yana Britanya sanatına büyük etkisi olan Saatchi Gallery’deydi. Ve çağdaş sanat kokan galerinin salonlarında, Avrupa’nın dört bir yanından yüze yakın teknoloji gazetecisi duvarlardaki eserlerin gölgesinde Dell’in teknolojik eserlerini inceliyordu.
Teknoloji gazetecileri Dell yetkililerinden yeni ürünleri dinlerken...
‘Diablo 3’ şerefine bir Alienware satın almayı kafaya takan biri, yani ben için, kampın anlam ve önemi büyüktü. Alienware, Dell’in sıkı oyuncular için ürettiği bilgisayar serisine verdiği isim. Seri, tasarımı ve teknik kapasitesiyle, her oyuncunun rüyalarını süsleyecek kudrette. Maalesef İngiltere’den 3 bin TL’ye satın alınabilecek bir Alienware’in Türkiye’deki maliyetinin neredeyse 5 bin TL olduğunu öğrenmek insanın ruhunu yaralıyor. Yine yazıyorum; benimle aynı işi yapan Avrupalı meslektaşım, benden 2 kat fazla kazanıyor.
Hasan Saltık, “Mütevazı görüntüme kanmayın, aslında bir megalomanım” diyor. Arada “Unkapanı’nın Kralı”yım ifadesi de çıkıyor ağzından. Ama yaptığı işler, onun bir megaloman değil megalo, gerçek bir büyük olduğunu gösteriyor. Hasan Saltık’la söyleşimize kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Kültür Bakanlığı çalışmalarınızı nasıl değerlendiriyor, paslaşıyor musunuz? Bürokrasiden uzak duruyorsunuz ama...
Aman abi uzak dursunlar yeter. Bu kayıtları çıkarırken Kültür Bakanlığı’nın bir faydası olmadı. Kalan Müzik’in bir yapısı var; dışarıdan yardım kabul etmiyoruz. Çünkü Türkiye’de bu işler suistimale çok açık. Yurt dışındaki vakıflardan para yardımı önerisi çok geldi. Almanya, Hollanda, ABD’deki vakıflardan. “Vaaay bilmem kimin parasıyla iş yapıyor” dedirtmemek için dışarıdan kesinlikle sponsorluk almıyoruz. Kalan, kendi yağıyla kavrulan hatta yardım eden, vakıf mantığıyla çalışan bir yer. Birebir ticari işletme değiliz. Bizim sanatçılarımızla da sözleşmemiz yoktur. Sanatçılarımızı beş kaset bağlamayız, konserlerinin gelirinden yüzde 20 istemeyiz.
Tabii müzik sektöründe mp3’le satışların çok düşmesinden dolayı biz hemen üç stüdyo açtık. Şu anda dizi ve film müziklerinin yüzde