Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


CHP'de sokağa dökülmeler başladı. Pazar günü Taksim'de görevden alınan il ve ilçe yöneticileri yürüyüş yaptı. Diğer illerden "Ankara'ya yürüyeceğiz" sesleri geliyor. Bu illerden biri Bursa... Geçen hafta sonu görevden alınan Bursa İl Başkanı Kemal Ekinci ile konuşuyoruz:
- Görevden alınma gerekçeniz nedir?
- Gerekçe olarak basına asılsız haberler verdiğimizi öne sürüyorlar...
- Mesela?
- Genel Başkan'dan randevu istemiştik. Vermediler. Baykal yanlıları bizi küçük düşürmek için Genel Başkan'ın bize randevu vermediğini yerel basına sızdırdılar. Genel Merkez hiçbir soruşturma yapmadan bu haberi bizim sızdırdığımız iddiasıyla görevden aldı.
Baykal yönetimi 30'dan fazla il 100 dolayında ilçe yönetimini yukardaki türden komik sebeplerle lağvetti. Yaklaşık 2500 seçilmiş yönetici görevden alındı. Yerlerine sahte üye yazımı yapacak ve örgütü Baykal açısından dikensiz gül bahçesine çevirecek yetenekte kişiler atadı.
Bu atanmışlar, yeni üyeleri (Tüzüğe aykırı biçimde) 6 ay bekleme şartını kaldırarak partiye kabul ediyorlar. Amaç önümüzdeki Kurultay'da Baykal'ın genel başkan seçilmesini sağlamak.
Demokrat, laik, yurtsever emekçi kesimlerin umutlarını iktidara taşımak değil de sanki Baykal'ın liderlik duygularını tatmin etmek CHP'nin misyonu. Seferberlik o yönde...

CHP'li Fikri Sağlar ve Ercan Karakaş ile ÖDP Başkanı Ufuk Uras geçenlerde Uğur Mumcu'yu anma etkinliğinde konuşmacıydılar. Bir dinleyici kendilerine" Anadolu Solu", hakkında ne düşündüklerini sordu.
Sağlar ve Karakaş bu soruya yanıt vermekten kaçınınca Ufuk Uras konuştu:
- Solun, Anadolu solu, Trakya solu diye çeşitleri olmaz arkadaşlar. Solun ne olduğu bellidir. Kavramı saptırmak ve sulandırmak isteyenler önüne böyle isimler takarlar. Hatırlarsınız daha önce de "Yeni Sol" diye birşey çıkartmışlardı piyasaya. Sonra kendi icatlarını kendileri unuttular.

Vatandaşın parasını "İslami esaslara uygun faizsiz bankacılık" sloganıyla toplayan İhlas Finans oldu "iflas finans"... Yarım milyon vatandaş yangınlarda... Refah Partili kimi milletvekillerinin parasının da battığı yolunda bir söylenti dolaşıyor ortada... Ama inandırıcı bulunmuyor... İhlas Finans'ta görev yapan bir tanıdığımız:
- Kuruluş batma aşamasına gelince bütün hatırlı ve nüfuzlu kişilerin mevduatı geri ödendi, diyor...
Olan "islami bankacılık" sloganına kanarak ve İhlas Holding'in yayın organlarındaki nurani, ruhani, dini havaya aldanarak parasını bu kuruluşa kaptıran saf vatandaşa oldu. Şimdi paralarını geri almak için tek tek dava açacaklar...
Acaba mahkeme sonuç verir mi?
Geçenlerde İhlas Finans'a hacze gitmiş bir avukatla konuşuyoruz:
- Müvekkilimin 10 milyar lira alacağı vardı, diyor, şubeye hacze gidince gördük ki kasa tamtakır. Bilgisayar, klima gibi cihazlar Siemens Leasing'den kiralanmıştı. Faks cihazı ise Tekofax'tan kiralanmış. Her faks çekişte numara atıyor, belli bir süre sonunda şirketten gelip çekilen faks adedine göre kira alıyorlar. Genel Merkez'e gittiğimizde aynı manzarayla karşılaştık.
- Yani hacze karşı tüm önlemler alınmış.
- Evet...
- Peki dava açacak olan mudilerin paralarını geri alma şansı nedir?
- Mudilerin ellerine verilen cüzdanların üzerinde "Kar ve zarara katılma hesap cüzdanı" yazıyor. Buna dayanarak "kara olduğu gibi zarara da ortaksınız" diyerek davaları reddetme yoluna gidebilirler. Paraları vermemekte direnebilirler.
İhlas Holding'ten dün "Paralar ödenecek" şeklinde bir açıklama yapıldı.
Acaba bu sözün bir geçerliği var mı? Konuya yakın bir isim:
- TGRT'yi satıp paraların bir bölümünü ödemeyi düşünüyorlar, diyor, ne var ki onların hesabına göre TGRT'nin değeri 450 milyon dolar. En babayiğit müşterinin gözden çıkardığı rakam ise 50 milyon dolar...
Yönetim kurulu Başkanı Mücahit Ören'i sorduk dün. Hayli zamandır Amerika'daymış. Mudiler tarafından dört gözle bekleniyor oysa, gelip de çözsün 500 bin kişinin alacak sorununu diye...

Delikanlı pazartesi sabahı kendini tatsız hissediyormuş. Bunu hayli samimi olduğu şefine de açık açık söylemiş. Şef:
- Bende de olur bazan, demiş, eşimi sarılır öper koklarım o anda bütün uyuşukluğum geçer... Şimdi sana 2 saat izin. Toparlan gel bakalım...
Delikanlı sevinçle iş yerinden çıkmış. İki saat sonra dipdiri dönmüş:
- Yahu şef, demiş, sizin ev de bayağı güzelmiş...