Süleyman Demirel, Hürriyet'te Serdar Turgut'un kendisiyle yaptığı konuşmada Afganistan'daki savaşla ilgili kuşkuları dile getiriyor:
- ABD uğramış olduğu saldırının faillerini (kanıtlarını) ortaya çıkarıp göstermelidir,
- Afganistan'a dışardan giren yabancı bir daha buradan çıkamamıştır.
- Asker gönderme konusunun Türkiye'de şu anda gündeme getirilmesi son derece yanlıştır
Bu sütunda bir aydır yazılanlar da bunlardır...
Halkın anketlere cevap verirken ortaya koyduğu görüşler de...
ÖDP, EMEP, SİP gibi küçük sol partilerin cop yağmuru altında okudukları basın bildirisi de farklı birşey söylemiyordu.
İstanbul, İzmir, Ankara Baro Başkanlarının dünkü bildirisi de...
Dünya ulusları ABD'nin Afganistan saldırısına çoluk çocuğu katlettiği için karşı çıkıyor. Bizim karşı çıkmamız içinse iki kat fazla sebep var. Eğer ABD Afganistan'da durdurulmazsa sıradaki ülke Irak olacak ve savaş rüzgarı Türkiye'yi fena vuracaktır.
Hükümet'in ABD önünde boynu bükük... Irak kaygısını yüksek sesle dile getiremiyor... O yüzden savaşa karşı çıkma görevi halka, aydınlara, sivil toplum kuruluşlarına, üniversitelere, muhalefet liderlerine düşüyor.
Hayati bir görev bu...
"Acele hareket yalnızca sinek yakalamaya yarar."
Rus sözü
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, milletvekili maaşlarını artıran Anayasa değişikliğini halkoyuna sunması üzerine, Meclis bayram yapmış. Öyle ki, milletvekilleri nerdeyse zil takıp oynayacaklarmış. Sağdan soldan:
- Yahu, sizin bu durumda üzülmeniz gerekmiyor mu? Bu sevinç de neden?..
diye sormuşlar. Milletvekillerinden biri, cevap vermiş:
- 12 Eylül Anayasası'na "evet" diyen bu halk, maaşlarımızın yükselmesine haydi haydi "evet" der!
Almanya'da gurbetçilerden külliyetli miktarda para toplayıp batıran ve İsviçre'ye kaçan Jet Fadıl namıyla maruf Fadıl Akgündüz'ün başının esas şimdi dertte olduğu söyleniyor. Almanya'daki işadamı dostumuz dün telefonda dedi ki:
- Fadıl Akgündüz 1997 yılında Bin Ladin'i Sudan'da yattığı hastanede ziyaret etmiş. Bu bilgiyi Fadıl'la kavga ederek ayrılan sağ kolu İbrahim Görgülü bir süre önce bir gazeteye vermiş. Polis oradan hareketle soruşturma yapıyor. Bana da gelip bilgi istediler. Fadıl'ın işi çok zorlaşıyor.
ABD'nın attığı erzak da Afganlıyı öldürüyormuş!... Acaba günün erzak mönüsü şu mu: "Füze gelin çorba , zeytinyağlı el bombası, mermili pilav, dinamit tatlısı"
Başbakan Ecevit "Külliyetli miktarda yardıma ihtiyaç var" diyor.. Ve para için kapısına dayandığımız İMF ile ABD, Ecevit'in deyimiyle topu birbirine atıyor. Bize "ortada sıçan" oynatıyorlar.
Peki para lazım olunca neden Başbakan'ın ve Hükümet'in aklına sadece İMF ve ABD'ye avuç açmak geliyor?
Başka çaremiz yok mudur?
Olmaz olur mu?
Çare var da sanırız Ankara'da İMF ve ABD'den bağımsız düşünecek kafa yok.
Şimdi hep birlikte bir rapora göz atalım... Başlığı:
"Ekonomik Kriz ve Almanya'daki Türklerin Türkiye'ye Olası Katkıları"
Raporu Essen'deki Türkiye Araştırmalar Merkezi'nin Başkanı Prof. Faruk Şen ile yardımcıları hazırlamış.... Almanya'daki Türk işadamları rapora hem onay hem destek vermişler.
Prof. Faruk Şen, Kemal Derviş'in programını açıklamasından hemen sonra (19 Nisan 2001 tarihinde) Ankara'ya gelerek bu raporu Başbakan Bülent Ecevit, Devlet Bahçeli, Kemal Derviş başta olmak üzere bir dizi bakana elden sunmuş. İçeriğini ayrıntısıyla anlatmış...
Rapor ciddi bir program yapılması halinde Almanya'dan Türkiye'ye 8 - 9 milyar dolar para transferini mümkün görüyor... Hem de üç ay gibi kısa süre içinde...
Üstelik IMF'ye avuç açmadan, gurbetçimizin tasarrufunu değerlendirerek...
Prof. Şen ile rapor üzerinde konuştuk...
- Ankara teklifinize ilgi gösterdi mi?
- Takdim ettiğimizde öyle göründüler. Ancak sonradan ses seda çıkmadı...
- Acaba inandırıcı mı bulmadılar?
- Sanmam.. Rapor Almanya'da Alman makamlarını endişelendirecek kadar somut öneriler içeriyordu. Almanlar ülkeden para çıkacak diye endişelendi ama bizimkiler ilgilenmedi...
Kısmet ayağa gelmiş... Ankara oralı değil. Ya da farkında değil. Vah benim memleketim!