Sabah gazetesinde birkaç gündür Necati Doğru'nun yazısı çıkmıyordu. Telefonu çevirip sebebini sorduk:
- Hayrola üstat?
- Ben gazeteden ayrıldım, dedi...
Geçen cumartesi günü sayfa sekreteri gelerek yazısını o gün için gündem sayfasına kaydıracaklarını söylemiş. Necati, Genel Yayın Müdürü'nü arayarak eğer böyle bir şey yapılırsa istifa edeceğini söylemiş. Birkaç gönül alıcı sözcük beklerken Ergun Babahan'ın yanıtı:
- Sen bilirsin abi, olmuş...
İlk değilmiş... Daha önce de sütunun yeri değiştirilmek istenmiş, Necati yine "istifa"dan dem vurunca vazgeçilmiş... Bu konudaki
hassasiyeti biliniyor...
Bir zamanlar Çetin Altan yazısının 4. sayfadan alınıp başka bir sayfaya konulacağını öğrenince Hürriyet'ten istifa etmişti. Necati o olayı duyduğu gün Çetin Altan'a kırmızı karanfil gönderdiğini anlattı...
Konu gazetenin patronlarına da aktarılmış. Onlar da ilgi göstermemiş.
Sabah Grubu, TMSF ile uzun vadeli bir ödeme planı üzerinde anlaştı. O arada Başbakan'ın yakınlarından AKP Milletvekili Ömer Çelik Sabah'ta yazmaya başladı. Hükümeti eleştiren az sayıda yazardan biri olan Necati Doğru ise artık Sabah'ta yok... Kadim dostumuza bundan sonrası için iyi şanslar diliyoruz...
Bir adam son derece aptalca bir şey yaptığı zaman, bunu daima çok asil bir amaç için yapıyordur.
AKP Adana Milletvekili Zeynep Tekin
hanımefendi:
- Erkeği tecavüze kadın sevk eder, demiş, tecavüz eden bir delikanlı haklı olmasa bile karşısında onu o yola
sevk eden bir dişi vardır...
AKP'liler tecavüzcü erkekleri koruyor
diyorduk, şimdi de teşvike başladılar...
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Cem Uzan'ı kabul etmiş, İmar Bankası'nın borçlarını görüşmüş. Konu Adalet Bakanı'nı neden ilgilendirir, anlamadık.
Öte yandan... 26 sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu ve binlerce kadını temsil eden "TCK Kadın Platformu" Adalet Bakanı'ndan randevu istiyor. Yeni Türk Ceza Yasası konusunda görüşme talep ediyor. Bakan iki kez tekrarlanan randevu isteğini değil kabul etmek, yanıt verme ihtiyacı dahi duymuyor... Siz bu bakanlık ve demokratlık üslubuna anlam verebildiniz
Sevgili Profesör Selçuk Erez... Ayakta duramayacak hale geldiği halde siyaset ve yönetimden ayrılmak istemeyen kimi liderlere uygulanan bir yöntemden söz etti... Geçmişte Tunus lideri Bourgiba ile Portekiz lideri Salazar'a uygulandığı söylenirmiş. Bu liderler görevden alınıyor.. Ancak her gün ellerine özel basılan düzmece gazeteler tutuşturuluyor... Bu gazeteler o liderden devlet başkanı ya da başbakan diye söz ederek hâlâ görevdeymiş izlenimi veriyor. Liderler resmen işletiliyorlar. Ama aynı zamanda ülkeyi yönettiklerini zannederek mutlu da oluyorlar. İlgilenenlerin bilgisine...
İkinci Cumhuriyetçi bir yazar internet sitesinde diyor ki:
"28 Şubat belli ki tutunamadı ve Türk halkından destek alamadı. AK Parti iktidarı bunu tescil ediyor..."
Acaba öyle mi?
Yukardaki yazının yayımlandığı siteye görüş yollayan bir yurttaş bakın ne diyor:
" Bu yorum baştan sona yanlıştır. Tayyip - Gül ikilisi ve AKP, ABD bağlantılı 28 Şubat 1997 darbesinin meyveleridirler... Necmeddin Erbakan ABD yörüngesinden uzaklaşmak ve Türkiye dış politikasına yeni bir rota çizmek istediği için 28 Şubat darbesi ile devrilmiştir. Tayyip Gül ekibine iktidar yolu 28 Şubatçılara yakınlıklarının karşılığı olarak açılmıştır. Tayyip Gül ikilisinin Anglo - Amerikan petrol tekellerinin yararlarını savunmak, Irak halkına yönelik insanlık dışı kanlı saldırıya ve işgale yardımcı olabilmek için çırpınmaları, Meclis'e baskı yaparak asker yollama kararını çıkartmaları, gerçek kimliklerini ortaya koymaktadır.
Bir Kıbrıs vatandaşı olan Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, Annan Planı'nı incelemiş ve incelettirmiş. Çıkan sonucu özet halinde gönderdi. Bu plan çerçevesinde...
• KKTC topraklarının yüzde 21'i Rumlara terkedilecektir...
• KKTC'nin verimli ve ekilebilir topraklarının yüzde 65'i kaybedilecektir.
1350 işyeri kapatılacaktır.
• Çalışan nüfusun yüzde 15'i işsiz kalacaktır.
• Mali müesseseler, inşaat, sağlık, eğitim, ulaştırma ve diğer sektörlerde faaliyet gösteren 553 işyeri Rumlara terk edilecektir.
• Öngörülen toprak ayarlamaları sonucunda 442 ticarethane ile 188 otel ve lokanta Rumlara terk edilecektir.
• İmalat sektöründe 160 işyeri Rumlara terk edilen bölgede kalacaktır.
• 80 binin üzerinde Rum, Türk tarafına yerleşecektir.
Sinan Aygün:
- Kıbrıs elden giderse Akdeniz de elimizden gider, diyor ve 14 Aralık'taki seçimler öncesinde Kıbrıs'a gidip bilfiil çalışacağını bildiriyor...