Melih Aşık
Şairlerin ayrılık vakti Haziran... 2 Haziran
Nazım Hikmet ve
Ahmet Arif'in ayrılık günleri... 4 Haziran
Cahit Irgat'ın... Kimse anmaz onları bu tarihlerde aynı zamanda unutuluş aylarıdır onların Haziran, diyordu bir meslektaş geçende. Ona inat... Birkaç satır
Cahit Irgat... Bir resimdi gençliğimizde, Küçük Sahne'nin fuayesinde... Siyah beyaz ve heybetli.. Bir kitabı var çekmecede. Yarısı yırtık. Geçende bir sarhoş gecesinde
Tuncel Kurtiz'in elinden kapılmış. İçinde şu kocaman dizeler:
"Tuncel
İnsan eskisi tümü
İnsan için ağlama
C.Irgat- 1967"
Kitabın adı
"Rüzgarlarım konuşuyor"... Kitabın notu:
"Bu şiirler istila görmüş şehirlere ve ikinci dünya harbirinin sefaletlerine dairdir..."
İthaf şiiri
Niçin yaşadığını, öldüğünü bilmeyen/ Dert çeken dost/Çürüyen dost/Sizin için söylüyorum/ Milyonlarca harp ölüsü adına/ iyiliğin, kardeşliğin, ümidin/ Ayni hakkın hürriyetin/ İnsanlığın şarkısını.
***
Beni hudut boyunda/ Bir top sesi ayırdı/ Pembe rüyalarımdan
Birkere harbe girdim/ Milyon kere can verdim/ Bir çılgınlık nöbetinde/ cinayetler işlendi...
***
Yalan söylemiyor bu dünya/ Dostlarımı ensesinden vurdular/ Bazımız kırbaç altında öldü/ Bazımız harp meydanında/ Ve bazımız gün doğmadan az önce/ Heykel gibi/ Saf saf/ sıra sıra/ Darağaçlarında...
***
Şehir değil/ Tabut bu/ Kolkola dolaşıyor/ Ölüler
***
Giden gitti/ Bu kara kışlara, açlığa sabır/ Sabır sürgündeki, zindandaki dostlara/ Yeni bir gün doğuyor...
***
Acı çeken, sancı çeken/ İnsanları seviyorum/ Ayni toprak üzerinde yaşayan/ Memur çiftçi/ Merhaba/ Bizim için yaşamak/ Kaşın gözün arası/ Bizim için yaşamanın/ Tam sırası/ Tam sırası...
Açık Pencere'nin efendi disk jokeyi
Fahrettin Veliefendi RP Genel Merkezi etrafında şöyle bir turaladı, haftanın en çok satan kasetlerini sizler için sıraladı.
l) Tavanda armut hevengi, kodum mu oturturum pezevengi/Şevki Yılmaz
2) Çarşıdan aldım gocuğu, açtım bayramlık ağzımı, sustu kaldı o.... çocuğu/ Şevki Yılmaz (Moderin sazlar eşliğinde)
3) Karşı dağda bir beyaz dana, komple yaptılar bana / Şevki Yılmaz.
4) Enflasyonu düşüremedik, köşeye sıkıştık, kan akacak, herşey olacak fıstık. / İbrahim Halil Çelik.
5)Takkesi başında, sarığı belinde, ipler hala puştların elinde. /Necati Çelik.
6) İman ile indirdim kafasına gürzü, anında eşek cennetini boyladı dürzü. / Hasan Hüseyin Ceylan.
7) Çayırda buldum seni, kendime aldım seni, Sultanbeyli'ye başkan yaptım seni./ Necmettin Erbakan.
8) Ağlar gezerim C-4 koğuşunda.../Hasan Mezarcı
9) Bahçelerde kereviz, bize göre herkes keriz.../RP Korosu...
10) Kimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime, titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime.../RP Korosu.
10
Galiba "sakıncalı personel" Susurluk davasında yargılananlar değil, onları kamuoyuna takdim eden kameramanlardı. Sakıncalı olan kimi zaman gerçeğin kendisi değil yansıması olabiliyor. O yüzden kameramanlar DGM'deki Susurluk davasını görememe ve sabahtan akşama dek ayakta dikilme cezasına çarptırıldılar. DGM'nin bu tavrı "sanık yakını" adı verilen beli tabancalı adamlara da cesaret verdi. Önceki gün mahkeme önünde kameramanları dövdüler.
Çünkü... Devlet hala onların elinde.
Necati Doğru dostumuz anlattı...
Anadolu'dan bir telefon geliyor. Bir öğretmen arıyor... Dertleşmek ihtiyacı içinde gözlemlerini anlatıyor... Anlattıkları arasında bir küçük olay var ki... Buraya layık...
- Necati Bey sınıfa ders soruyorum kimse parmak kaldırmıyor...
- Eee...
- Ama falanca şarkıyı kim biliyor diyorum bütün parmaklar kalkıyor...
- Yani...
- Hepsi kafayı Küçük İbo'ya takmış durumda...
- Yok canım?
- Evet... Dikkat ederseniz küçük çocuklar ne zaman kamera üstlerine çevrilse derhal şarkı söylemeye başlıyorlar... Hepsinin aklıda tek şey var: Küçük İbo olmak...
Bir eğitim laboratuarı olan ve
"çocuk nasıl eğitilir" den ziyade
"çocuk nasıl eğitilmez" sorusuna zengin yanıtlar getiren ülkemiz ortamında... Çocuklar önce
Büyük İbo, ardından
Küçük İbo'nun gönderdiği mesajları almışlar... Kitap okuyarak değil şarkı okuyarak adam olunduğu yolunda kanaat edinmişler. Hepsine iyi şanslar diliyoruz.
Yazara Emailm.asik@milliyet.com.tr