Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Dünya Şairi Nazıl Hikmet'in Rus eşi Vera Tulyakova öldü. Arif Keskiner dostumuz dün onunla ilgili bir anı aktardı...
- 1977 yılında Moskova Film Festivali'ne gitmiştik. Kafiledeki sinemacı, tiyatrocu dostlar hep birlikte Nazım'ın yakın dostu Ekber Babayef'ten rica ettik; bizi O'nun evine götür diye... Bizi kırmadı; Vera'ya geleceğimizi haber verdi. Tuttu elimizden götürdü...
Neyse gittik eve...
Çaylar, voktalar... Derken.... Vera, Nazım'dan anılar anlattı... Bir ara dedi ki:
- Öleli bunca yıl oldu ama Nazım hala evin içinde bir yerlerde yaşıyor gibi...
Duvarlar tablolarla dolu... Nazım'a hediye edilmiş resimler... Picasso'lar, Abidin Dino'lar, Avni Arbaş tabloları... Onları gösterip;
- Bazen, dedi Vera, bu resimleri silerken tablonun arkasından bir kağıt düşüyor. Açıyorum bakıyorum: Bana yazılmış bir şiir... Sonra... Koltukları tamir ettirmek için uğraşırken elimi koltuğun arasına sokuyorum, aradan bir kağıt çıkıyor.. Yine bana yazılmış bir şeyler...
Nazım Vera'yı böylesine büyük bir aşkla sevmişti. Evin sağına sola sakladığı şiirlerle, notlarla demek istiyordu ki: "Bak ben ölüyorum Vera, ama sen ölünceye kadar ben burada, bu evde yanında olacağım!"

57. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti; Başbakan Bülent Ecevit.
58. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti; Başbakan Kemal Derviş.
59. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti; Başbakan James Wolfensohn (Aynı zamanda Dünya Bankası Başkanı)
60. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti; Başbakan Horst Köhler. (Aynı zamanda lMF Başkanı.)
61. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti; Başbakan George W. Bush. (Aynı zamanda ABD Başkanı.)

Dostumuzun evinde Moldovalı bir bayan hizmetçi olarak çalışıyor... Ayda 300 dolar maaş alıyor. Yemesi - içmesi ev sahibinden, yatacak yeri keza...
Bu dostumuzun kızı doktor... Bir sağlık merkezinde görevli... Aldığı maaş 330 milyon TL (330 dolar)... Kızımız Moldovalı hizmetçiden 30 dolar daha fazla alıyor ama maaşın içinde yemek ve kira yok. Ailesi haklı olarak:
- Bizim kız senelerce tıp okudu doktor oldu ama bir hizmetçi kadar maaş almıyor, diye hayıflanmakta. Bu yakınmanın tesellisi de bulunmamakta.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin tam sayfa ilanı dün hemen tüm gazetelerde yer aldı. Ekonomik çöküntüden kurtulmak için halka çağrı yapan ilanın tepesindeki resim Atatürk 'ü TBMM'nin açılışında dua ederken gösteriyordu.
Atatürk Türkiyesi bugünkü gibi bir krize yakalansa Atatürk dua mı ederdi?
Elbette Atatürk Türkiye'si böyle durup dururken İMF'nin oyununa gelip iflas etmezdi.
Çünkü Atatürk Türkiyesi gidip İMF'nin kucağına oturmazdı.
Kimse koltuk karşılığında ülkeyi borç batağına sokmazdı.
Savaştan yıkık çıkmış Türkiye'yi Atatürk parasız pulsuz inşa etmişti.
Ana yurdu demirağlarla ören... çimento, şeker, dokuma fabrikalarıyla süsleyen Cumhuriyet Türkiye'sinde adam başına düşen milli gelir "sadece" 45 dolardı.
Atatürk modern Türkiye'yi plan yaparak, halkının gücüne güvenerek, karizmatik liderliği ile tüm halkı seferber ederek kurdu.
Atatürk Türkiyesi'nde bankalar hortumlanmaz, halk soyulmaz, yabancı para babaları ülkede istedikleri gibi at oynatamazdı.
Bir seferberlik çağrısı sözkonusu olsa buna Ata'nın dua ederken resmi konmazdı.
Olsa olsa "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz" derken hayal edilmiş, at üstünde ileriyi işaret eden resmi konurdu.
Çünkü Cumhuriyet kadroları ekonomik kurtuluşun dua ile değil, akıl, bilim, teknik bilgi, ulusal çaba ile gerçekleşeceğine inanırdı.
Ayrıca ekonomik iflasın hortumculuk, soygunculuk, yağma ve talan sonucu meydana geldiğini bilir, soyulmuş halktan destek istemek yerine hortumcular ve soyguncuların peşine düşülürdü.
O Türkiye bir başka idi... Unutuldu...

Yarın herşey güzel olacak, demişlerdi. Bugünler dünlerin yarınları değil mi?
Vatandaş