Yavuz Donat Meclis'teki miletvekillerinde bir değişiklik farketmiş... Geçmiş dönemlerin aksine rozet takan milletvekillerinin sayısında büyük düşme varmış. Arkadaşımız Fahrettin Fidan dün Meclis'te bir milletvekiline neden rozet takmadığını sorunca şu yanıtı almış:
- Halk bizi yakalarsa ne yapacak, sen de biliyorsun ben de biliyorum... O yüzden yakayı ele vermemeye çalışıyorum. Ama merak etme rozet yaka cebimde, yolda trafik polisi çevirirse ya da devlet kurumlarında işim olursa hemen takıyorum...
*İyi bir savaş ve kötü bir barış yoktur
Benjamin Franklin
Saadet Partisi İstanbul milletvekili Mukadder Başeğmez' i sinirden burnundan soluyor halde gören gazeteci sordu:
- Hayrola Mukadder Bey, birşeye canınız mı sıkıldı?
- Arabamı Meclis'in kapalı otoparkında park etmek istedim, boş yer buluncaya kadar canım çıktı.
- İki katlı koskoca otoparkta nasıl yer bulamazsınız?
- Nasıl bulayım ki kardeşim? Bülent Akarcalı' nın 8 - 10 tane antika arabası var, hepsi de aylardır Meclis garajında... Onun arabalarından bize yer mi kalıyor?
*Savaşı yaşlı adamlar ilan eder gençler çarpışır...
Sigara içenleri cezalandıran yasada öngörülen para nasıl tahsil edilecek? Kim tahsil edecek? Kaymakam Mustafa Çiçek yanıtı merak edilen bu sorulara ışık tutuyor:
- Sözü geçen kanunun 8. maddesine göre para cezalarının bulunulan yerin (il-ilçe) en büyük mülkü amiri (vali ya da kaymakam) tarafından verileceği hükme bağlamaktadır. Sözgelimi, bir kurumda sigara içilmesi durumunda, kurum amiri durumu tutanakla tespit eder. İlginin kimlik bilgileri eklenir ve cezanın onaylanması için vali ya da kaymakama sunulur . Ceza verilmesi durumunda bu para Maliye tarafından tahsil edilir.
Meclis Başkanı Ömer İzgi'ye sormuşlar:
- Anayasa'yı neden değiştiriyorsunuz? Yani tam olarak amacınız nedir?
İzgi;
- Gereksiz bazı maddelerini kaldırarak biraz inceltmek istiyoruz, demiş.
- İncelince ne olacak?
- Fırlatıldığında daha az hasar yapar!
Can Ozan
Amerika'nın hazırlandığı savaşın "genel terörizme karşı" olduğunu, Türkiye gibi terörizmden yara almış ülkelerin bu savaşa katılarak terörü yenme yolunda mesafe alacaklarını düşünenler hala varsa... Kendilerine İki ünlü yazarın William Pfaff ve Robert Fisk'in son yazılarını okumalarını salık vereceğiz...
William Pfaff önceki gün "Herald Tribune" gazetesinde yer alan yazısında özetle diyor ki:
- Birçok ülke kendi teröristleriyle daha rahat mücadele edeceğini umarak ABD'nin yanında yer almaktadır. Ruslara göre Çeçenler, Türklere göre Kürt direnişçiler, Hintlilere göre Keşmir ayrılıkçıları, Sri Lanka'ya göre Tamil isyancıları vb. teröristtirler. Ama Amerika'ya göre bu sayılanlar terörist değil özgürlük savaşçısıdır. Amerika'nın terörist saydıkları yalnızca kendisine saldıranlardır...
"Bu sadece Amerika'nın değil bizim de savaşımızdır" diye yazılar yazan meslektaşlarımız Pfaff'ın yazısını baştan sona okursa çok yararlanacaktır...
Robert Fisk'in dünkü İndependent gazetesinde yayınlanan yazısı da aynı ölçüde bilgilendiricidir...
Amerika'nın kimi teröristlerle dost olduğunu anımsatan R.Fisk diyor ki yazısında:
- Washington'un da açıklığa kavuşturduğu gibi ABD'nin peşine düştüğü teröristler kendi "çıkar alanı" dışında faaliyet gösterenlerdir. Düşmanı olanlardır. Ama ABD'ye zararı dokunmayan kimi teröristler bu ülkenin sınırları içinde bile rahat rahat yaşamaktadır (yazar örnekler de veriyor)... Neticede bizden "Dünya teröre" ne karşı savaşmamız istenmiyor. Bizden ABD'nin düşmanlarına karşı savaşmamız isteniyor. Yanlış taraflara sürüklenebilecek sır dolu hedeflere yönelik bir savaştır desteklememiz istenen...
Dünyanın nasıl bir serüvene ilerlediğini görebilmek için gözlerimizi dört açmak zorundayız.
Laforizma...
Rus İzvestiya gazetesi:
"Türkiye kilit ülke!.."
Doğrusu "kilidi kendi üstüne kilitleyen ülke" olmalıydı!..
Cihan Demirci