Türkiye, Çin'in bir dünya devi olma yolunda ilerlediğini görüyor. Bu ülkeyle ilişkilere özel bir önem veriyor. Ne var ki gelişen ilişkilerin arasına bir talihsiz olay gelip sıkıştı... Türkiye, Çin'in Ukrayna'dan satın aldığı Varyag adlı yüzer platforma Boğazlar'dan geçiş izni vermekte tereddütlü. Yetkililer, sorulduğunda:
- Makinesi, dümeni olmayan böylesine dev bir platformun Boğazlardan geçmesi çok tehlikeli... Özellikle İstanbul büyük tehlike yaşayabilir, diyorlar...
Eski, İstanbul Boğazı Kurmay Başkanı, emekli Deniz Albay Erdoğan Örge ise bu gerekçenin gerçeği tam yansıtmadığı görüşünde... Örge diyor ki;
- Tehlike, bizimkilerin abarttığı kadar büyük değil. Bana göre asıl sebep, ABD'nin bu geçişe karşı olması... Çin, ABD karşısında giderek büyük bir güç olma yolunda... Eğer gemi Boğazlardan geçerse, Çin, istediği denizin ortasında kullanabileceği yüzer bir havaalanına sahip olacak. Bu da Amerika'nın işine gelmiyor.
Eğer sebep ABD engeliyse.. Sorun büyüyecek, Çin ile ilişkiler tatsızlaşacak demektir..
"Kuvvetine güvenerek zayıfları hor görenin kuvveti başına bela olur."
Hint atasözü
Muhabir sordu: "ABD'nin kanıtlarını inandırıcı buldunuz mu?"
Ecevit yanıtladı: "Amerika'nın inandırıcı bulması, bizim için de yeterli..."
Dün Pakistan Dışişleri Sözcüsü Muhammet Kaan'a aynı soru soruldu... "Belgeleri inceliyoruz" yanıtını verdi Sözcü... Bağımsız(!) Türkiye, savaş sebebi sayılacak önemdeki belgeleri inceleme hakından vaz geçerek ABD'ye jest yaptığını sanırken aslında "ulusal irade iflası" beyanında bulunmuştur.
Acaba ABD çok inandırıcı bir ülke midir?
Amerikalı saygın tarihçi Howard Zinn, ABD'nin Başkan düzeyinde yalan söylediğini yazılarında belirtmektedir. Birkaçını aşağıya alalım:
- Başkan Harry Truman, Hiroşima'yı atom bombasıyla yerle bir ettikten sonra tüm ulusa ve dünyaya "Önemli bir Japon askeri üssünün" vurulduğunu söylemişti.
- ABD Başkanı Kore Savaşı'nda "demokrasi için" savaştığını söylüyordu; oysa o günden sonra Güney Kore askeri diktatörlüğe yöneldi.
- Başkan Eisenhower, Guetemala darbesinde ve İran Başbakan'ı Musaddık'ın devrilmesinde halka yalan söyledi.
- John F. Kennedy 1961'deki başarısız Küba saldırısından sonra "Sizi temin ederim ki, Birleşik Devletler'in güç kullanarak Castro rejimini devirme maksadı yoktur" diyerek tüm ulusa yalan söyledi.
Johnson ve Nixon; ikisi de, Vietnam'da sadece askeri hedeflerin bombalandığını söyleyerek Amerikalılara ve tüm dünyaya yalan söylediler.
Clinton Sudan'daki ilaç fabrikasını sinir gazı fabrikası diye bombalamıştı. Monica konusunda söylediği yalanlar cabası...
Irak'ta yüzbinlerce çocuğu öldüren ambargo "Saddam'ı cezalandırıyoruz" adı altında sürüp gidiyor...
Kimi Amerikalılar ABD'ye inanmıyor. Ecevit inanıyor. Böylesine "iman ediyor" da denebilir.
ABD öncü birlikleri Afganistan'ın dağlık arazilerinde Bin Ladin'i ararken Rus askerlerine rastlamış ve merakla sormuşlar:
- Usame Bin Ladin'i arıyoruz gördünüz mü?'
- Yoo!
Bir Amerikalı asker sormuş ;
- Yahu sizin savaşınız bitmedi mi? Siz ne arıyorsunuz burada?
Ruslar bitkin...
- Çıkış yolunu arıyoruz.
M.Taş
Bir ülkede ikide bir "kriz" meydana geliyorsa, O ülkenin kerizleri durumlarını gözden geçirmelidirler...