Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Prof. Ahmet Taner Kışlalı'yı, ölümünün dördüncü yılında saygıyla anıyoruz. Kışlalı ailesinin avukatı Hasan Bıyıklı cinayet faili olarak kimi tetikçilerin yakalandığını ancak onların arkasındaki büyük örgütün ve gücün bulunmadığını üstelik "aranmadığını ve soruşturulmadığını" anlatıyordu dünkü Cumhuriyet'te... Katillerin 3 - 4 kez İran'a gidip geldiği saptanmış. İyi de olay tek başına bir İran prodüksiyonu olabilir mi? Eğer öyle olsa bizim devlet tetiğin arkasındaki gücü soruşturmaktan (Uğur Mumcu, Muammer Aksoy vb. cinayetlerinde olduğu gibi) böylesine kaçınabilir mi?
***
Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı... Bu isimlerin ortak özelliği laik cumhuriyetin savunmasında en birikimli ve gözü pek düşünce önderleri oluşlarıydı. Bir bir katledildiler. Onları katleden odaklar bulunamadı. Daha doğrusu gizlendi...
Tesadüfen ele geçen parmak izleri silindi, kanıtlar yok edildi.
Okyanus ötesinde çizilen planlarda Türkiye'nin Atatürk ve Cumhuriyet çizgisinden alınıp ılımlı İslam çizgisine oturtulması öngörülüyordu.
Batı'yla bütünleşemeyecek ama Batı tarafından Ortadoğu'daki kirli işlerde kullanılacak bir uydu devlet... Her türlü soygun ve sömürüyü kabullenen tepkisiz ve ilkesiz bir toplum.
Çizilen bu modele uygun Türkiye resmi yavaş yavaş şekilleniyor maalesef.

Siyasetteki ayak oyunları uzaktan bakınca halka hizmet yarışı gibi görünür.


Öğretmen derste çocuklardan "Dünyanın Yedi Harikası"nı yazmalarını istemiş... Öğrenciler Çin Seddi, Babil Bahçeleri, Tac Mahal, Piramitler gibi eserlerden söz ederken öğrencinin biri
7 harikayı sıralamış:
"Görmek, duymak,
dokunmak, tatmak, hissetmek, gülmek, sevmek..."
(Dilek Gappi'ye teşekkürler)

Genç adam varlıklı bir ailenin oğlu. Üniversiteyi bitirip çalışma hayatına girmiş. CHP'ye kaydolmuş. Kendisini tanıtırken:
- Ben bir dinozorum, dedi...
- Nasıl olur?
- Evet ben bazı köşe yazarlarının tanımına göre dinozorum. Ülkemin bağımsızlığını savunuyorum. Ulusal kaynaklarımızın sömürülmesine karşı çıkıyorum. Başta laiklik olmak üzere Cumhuriyet ilkelerine bağlıyım.
Genç adam dinozordu gerçekten... Yozlaşmaya da hiç niyetli görünmüyordu.

Birbirimizi görmüyoruz diye aşk sona ermez. İnsanlar Tanrı'yı ömür boyu görmedikleri halde sevmeye devam ediyor. "The End of the Affair" adlı filmden...

Gazetede fotoğraflı bir haber... Haberin başlığı;
"Başmüfettiş bu kez sanık oldu."
Fotoğrafta, sanık sandalyesinde otururken görülen kişi tanıdık bir isim; Candan Eren...
Kimdir Candan Eren? Tayyip Erdoğan'ın Albayraklar, Akbil, İGDAŞ gibi soruşturmaları yürüten ve ortaya çıkardığı yolsuzlukları yargıya intikal ettiren Mülkiye Başmüfettişi...
Eren'in suçu ne miymiş? İzmir Konak Belediyesi'nde soruşturma yaparken usulsüzlüğünü gördüğü Başkan Yardımcısı Ayşe Zübeyde Aydın'ı "keyfi olarak" görevden uzaklaştırmış, bu yolla "görevini kötüye kullanmış."
3 yıla kadar hapsi isteniyormuş...
Star'daki haberde, davayı açıp iddianameyi hazırlayan kişinin kim olduğu da belirtiliyor... Recep Tayyip Erdoğan'ın "malvarlığı" davasında verilen beraat kararını temyiz etmeyen eski Ankara Cumhuriyet Başsavcısı, şimdinin Adalet Bakanlığı Müsteşarı Fahri Kasırga.
İktidar geçmişte kendisine karşı yasaları uygulayanlarla bu düzeyde hesaplaşıyor.

TÜGİAD Ankara Şubesi Başkanı Murat Saraylı'ya arkadaşımız Fahrettin Fidan sordu:
- Murat Bey dedi, dikkat ettim, siz hemen hemen bütün konuşmalarınızda yolsuzluklara karşı duyarlılık belirtiyorsunuz. Yolsuzlukların kahramanları da genellikle işadamları. Bunlar neden işadamları derneklerinden ihraç edilmiyor?
Murat Saraylı, gülümseyerek yanıtladı soruyu;
- Hemen ihraç ederiz, siz yeter ki bize yolsuzluktan mahkûm olmuş birini gösterin.

Banka hortumlarından sonra enerji santrallarında hortum ortaya çıktı. Her alanda hortumlar çalışıyor... İtfaiye hariç...