Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Melih AŞIK

Tam bir hafta, inanılması güç yoğun tempoda süren çalışma maratonu... Kolay kolay hiçbir vücudun isyan etmeden duramayacağı bu maraton sonunda Plan ve Bütçe Komisyonu'ndan dün geçebilen 8 Yıllık Zorunlu Kesintisiz Eğitim Yasa Tasarısı...Ve en son bölümü 25 saati bulan non-stop süren müzakereler sırasında, adeta yerinden kımıldamadan, neredeyse tuvalete bile gitmeden tasarının kabul edilebilmesi için olağanüstü gayret sarfeden Komisyon üyelerinden özellikle dikkat çeken birkaç isim: Ali Topuz, Algan Hacaloğlu, Birgen Keleş, Metin Şahin...
Tasarının Komisyon'dan geçmesiyle birlikte Ali Topuz'un aynı anda yaşadığı bir üzüntü ve bir sevinç...Bir hüzün ve bu hüznün bir tesellisi...
Hüzün?
-Önceki gün İstanbul'da iki torunumun sünnet töreni vardı...Komisyon çalışmaları nedeniyle katılamadım.
Teselli?
-Ama burada kalıp, benim torunlarımın ve diğer bütün torunların beyinlerinin, kafalarının sünnet edilmemesi için uğraştım. Sonuçta da başarılı oldum.
Bütün torunlar adına, teşekkürler Ali Topuz. Ve teşekkürler, tasarının geçmesi için bir haftadır insan üstü gayretle çalışan Algan Hacaloğlu, Birgen Keleş, Metin Şahin. Ve diğer üyeler.

Başbakan Mesut Yılmaz'la kardeşi Turgut Yılmaz'ın dün Hürriyet'te altalta iki fotoğrafları yer alıyordu. Bu fotoğrafların birincisinde Turgut Yılmaz, ağızlığındaki sigaradan keyifli bir nefes çekerken görünüyor, ikincisinde Mesut Bey ağzında sigarayla izleniyordu. İskenderun'dan çektiği faksta iki kardeşin sigarayı teşvik eder görünümde olduklarını belirten Avukat Namık Kemal Atahan, Yılmaz kardeşlerin bu özendirici tavırdan vaz geçmelerini diliyor, özellikle kamera önünde sigara içmemeye özen göstermelerini rica ediyordu.
Bir süre önce Mesut Bey'le bir karşılaşmamızda söz sigaradan açılmış, ANAP lideri çok sigara içmekten şikayetçi görünmüştü. Kendisine kendi yöntemimizi, "sigarayı çoğaltarak bırakma" modelini salık verdik. Buna göre günde bir paket içiyorsanız bunu kısa süre içinde iki pakete, üç pakete, dört pakete çıkartıyorsunuz. Ağzınız, burnunuz, ciğerleriniz artık sigara dumanını kabul etmez hale geliyor; siz sigarayı sırakmasanız sigara sizi bırakıyor. Mesut Bey bu yöntemi beğenmiş, keyifle:
- Hem de o arada doya doya sigara içmiş oluruz, demişti.
Hala içtiğine göre bizim yöntem sökmedi. Ya da henüz denemedi. Tavsiyemiz denemesidir. Bir hafta dayanmak sigarayı bırakmak için kafidir. Ondan sonra ağzının tadı yerine gelecek, havayı koklamanın keyfine varacak, amfizemden kansere yığınla hastalığın riskinden kendini uzaklaştıracak, zindeleşecek, ömrünü uzatacak, yarınlara daha umutlu bakacaktır. Aksi takdirde yalancı bir uyarıcının ve sigara tekellerinin figüranı olacak. Dünyadaki bütün sigaraları bitirmeniz olanaksız Mesut Bey. İyisi mi, yol yakınken bu iddiadan vaz geçin. Sigarasız hayat, dumanlı hayattan çok güzel. Bunu geçmişte 20 yıl sigara içmiş ve sigarayla bütünleşmiş biri söylüyor. İnanın.

Yaz yağmuru aniden bastırınca altyapı yoksunu koca kenti su bastı... Herkes suçlu arayışında... Meteoroloji Genel Müdürlüğü, yanlış tahmin yapmış; yağışlı hava kitlesinin sadece Karadeniz kıyılarını etkileyip geçeceğini söylemiş... Bu yanlış tahmin sonucunda da vatandaş yanıltılmış...
Bakalım konunun "uzmanı" ne düşünür?. 1953 yılında kurulan ve "meteoroloji" konusunda eğitim veren tek yüksek okulumuzun öğretim üyelerinden birine; İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü'nden Profesör Dr. Zekai Şen'e danışıyoruz. Diyor ki:
- Böyle durumlarda fatura hep Meteoroloji'ye çıkarılır. Peki, kentin böylesine çarpık yapılaşmasının sorumlularına ne demeli? İş o hale geldi ki, halk dere yataklarına ev yapıyor. Benim bile bir yakınım, dere yatağına gecekondu yaptı. Ehh, bu durumda Meteoroloji şiddetli bir yağmurun geleceğini söylese ne olur, söylemese ne olur?. Tüm büyük şehirlerimizde sel konusunda riskli bölgeleri gösterir haritaların hazırlanması, imar konusunda bunların dikkate alınması gerekir. Fakat böyle bir çalışma maalesef yok...
- Meteoroloji Bölümü'nden her yıl kaç öğrenci mezun oluyor?.
- Daha önceleri 50 kişi alıyor, 25 - 40 mezun veriyorduk. Ama mezunlarımız iş bulamadığı için aldığımız öğrenci sayısını 15'e düşürdük.
- Bölümün kuruluşundan bu yana verdiği toplam mezun sayısı?..
- 900 civarında.
- Bunların kaçı Meteoroloji'de çalışıyor?.
- 40 - 50 civarı. 80 - 100 tanesi DSİ'de çalışıyor. Diğerleri ise uzmanlıkları dışında birtakım işlerde çalışıyorlar, ya da işsizler.
- Peki bu işsiz meteorologların kendi alanlarında istihdamı pek mi güç?..
- Bakınız, bu alanda bir gelişme gerçekten isteniyorsa; meteorologların da inşaat, makine veya jeofizik mühendisleri gibi serbestçe iş yapma, ofis açma imkanına kavuşturulması gerekir. Yasaya göre ülkemizde tüm hava öngörülerinin yapılması devletin tekelinde. Biz dahi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü olarak hava öngörüsü yapamıyoruz.
- Yani meteorolojide özelleştirme gerekir, diyorsunuz?..
- Evet. Çok faydalı olur. Meteoroloji sadece "hava tahmini" değildir. Hava kirliliğinden tutun da, su kaynaklarına varıncaya kadar, enerjiye kadar çok geniş bir yelpazede çalışabilir bu arkadaşlar...
Yazara EmailM.Asik@milliyet.com.tr