Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Fatih Terim'in geçen sezon aldığı yabancı futbolcuları anımsayalım;
"Saar, Felipe, Pinto, Almaguer, Christian, Xavier, Revivo, Lukunku, Batista"
Bu futbolculardan Batista hariç tümü ya gitti ya bavullarını topluyor...
Yerli futbolcu trafiği de aynı hızda sürüyor.
Alınan futbolcular iyiyse neden oynatamadın. Kötüyse neden aldın?
Bu sorular kendisine sorulamıyor.
Galatasaray'ın şu parasız haliyle iki yılda transfere harcadığı para 40 milyon dolara yaklaşıyor. Ve hâlâ kesinleşmiş bir kadro yok ortada...
Neden? Çünkü Hoca güvensiz... Her yenilgi sonrası başarısızlığın faturasını futbolculara çıkartıyor... Takımı sürekli değiştiriyor. Futbolcularda moral ve form bırakmıyor. Bazılarını resmen harcıyor.
Bu sezon Türkiye'nin en iyi stoperi Bülent'i harcamak için yerine Tamas'ı zorladı Hoca... Geçen yıl Emre Aşık'ta olduğu kadar başarılı olamadı... Son olarak Hakan Ünsal ve Hasan Şaş'ı kesme çalışmalarına başladığı dünkü gazete haberlerinden anlaşılıyordu.
Sorun nerede? Hoca aynaya baksa görecek... Ancak görmemek ve göstermemek için sürekli oyuncu harcıyor...
Anlaşılan kendi yarattığı efsaneyi kendi elleriyle bitirecek.

Yanılgı insanlar içindir, ancak silginiz kaleminizden çabuk bitiyorsa fazlaca yanlış yapıyorsunuz demektir.


Profesör Enver Ziya Karal anlatır... Bir gün Atatürk'e mutlu olup olmadığını sormuşlar...
- Evet, mutluyum, karşılığını vermiş, çünkü başardım...
Bu küçük anektodu bize gönderen okurumuz diyor ki:
- Ülkemizde hâlâ mutluluğun para, pul, mal mülk ile mümkün olacağı sanılır. Çocuklara da aynı duygu aşılanıyor. Onlar da "sahip olmak" ile "mutlu olmak" kavramlarının aynı şey olduğunu sanıyor. Oysa mutlu olmanın koşulları başka... Üretmek... Yaratmak... İnsanların ve gelecek nesillerin mutluluğu için çalışmak... Başarılı olmak... Mutluluğun gerçek kaynakları işte bunlar... Çocuklara bunları öğretelim...

Fenerbahçe Asbaşkanı Hakan Bilal Kutluap, Gaziantep maçındaki tribün olaylarından kaleci Ömer'i sorumlu tuttu ve dedi ki:
- Ömer taraftarlarımızı provoke etti, onları yatıştıracağına şov yaptı...
Devre arası seyirciye maytap dağıtıp mikrofonlardan sürekli ajitasyon yapan yönetim, tribünleri yatıştırma görevini kaleci Ömer'den bekliyormuş demek ki... Kaldı ki o işi Serhat yapmaya kalkıştı, başına şişeyi yedi... Spor medyası dün yine eyyamlardaydı. Cesaretle doğruları yazan iki spor yazarı gördük; Ömer Üründül ve Zeki Çol... Kendilerini kutluyoruz.

CHP'nin öğretmen kökenli milletvekili Mustafa Gazalcı, yeni öğretim yılı başlarken Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in icraatının bir dökümünü yapmış. Okuyalım:

  • Sürgün ve kıyım dönemlerini yeniden başlattı. Bir çırpıda 167 Talim Terbiye Kurulu uzmanını ve çok sayıda üst düzey bürokratı görevlerinden uzaklaştırdı.
  • Israrla ve inatla özel okullara devlet parasıyla öğrenci yerleştirmeye çalıştı.
  • Hazırladığı üniversite tasarısıyla üniversiteleri ele geçirme niyetlerini ortaya koydu.
  • Ders programlarını özel kesime hazırlatmaya kalkıştı.
  • Okulların satışını başlattı. İşe, önce kent merkezlerindeki okulları satacağız diye başladı, şimdi köy kent okullarını, öğretmen dinlenme yerlerini, arsalarını satmaya çalışıyor.
  • İmam hatip mezunlarının kendi alanları dışında bütün üniversite bölümlerine girmesi çalışmalarını ısrarla sürdürdü.
  • İlköğretim Yönetmeliği'ni değiştirerek devamsızlık kapısını açtı.
  • Ders kitaplarından Nâzım Hikmet'in çıkartılmasına göz yumdu.
  • Yaşayan Türkçe'yi kullanın, diye bir genelge çıkararak Türkçe sözcükler yanında yabancı sözcüklerin de kullanılmasını özendirdi.


  • Anlaşmalı boşanma devri bitmiş. Bu devirde, anlaşabilecek birini bulmuşsanız hiç boşanmayın zaten !


    Birçok Avrupa ülkesinde okul servisi şoförlerinin evli ve çocuk sahibi olması şart koşuluyormuş...
    Pratik ve çok yerinde bir önlem. Bu bilgiyi ulaştıran Ahmet Binbir bey dostumuz, işsiz şoför sayısının hayli yüksek olduğu ülkemizde aynı yöntemin uygulanmasında bir zorluk olmayacağını anımsattı. O zaman soralım:
    - Neden bizde böyle bir şart uygulanmıyor?

    BDDK Başkanı, İmar Bankası'nın soyuluş tekniklerini anlatan bir kitap yazacakmış. Hortumlara seyirci kaldığı yetmedi, yeni hırsızlara kılavuz hazırlıyor.