Televizyonda çalışırken işsiz kalan yüzlerce hanım kızdan biri önceki gün müzik yayını yapan kanallardan birinin eleman aradığını duymuş. Beşiktaş'ta mülakat için verilen adrese yollanmış... Form doldurmuş.. Kuyruğa girmiş... Aday çok... Hayli bekledikten sonra nihayet mülakata alınmış... Birkaç uyduruk sorudan sonra mülakatı yapan kişi sadede gelmiş:
- Size program yaptırırız ama bir şartla, sponsoru kendiniz bulacaksınız... Bu şekilde hem biz kazanacağız, hem siz...
Hanım kız olayı anlatırken: "Ben oraya iş adamaya gitmiştim ama meğer onlar da iş arıyormuş" dedi.
Hayat sona erecek diye korkmayın, bir başlangıcı yoksa o zaman korkun...
ABD'yi vuran terörün olası sonuçlarından birine Amerikalı sosyolog Pepper Schwartz dikkat çekiyor:
- ABD'de önümüzdeki dokuz ay içinde bebek doğumlarında patlama yaşanabilir...
Zira Amerikalılar korku ve keder karşısında kendilerini yatıştırabilmek için genelde sekse yöneliyor. Seks, temel önemi olan yaşamsal bir etkinlik. Hayatta olma duygusu veren başlıca etkinlik... Nitekim pek çok insan nasıl ölmeyi istediği sorulduğunda "sevişirken" yanıtını verir...
Çiçek Bar olağan pazartesilerden biri yaşıyordu. Erdal Öz son kitabı "Cam Kırıkları" nı getirmiş imzalayıp dostlarına dağıtırken Ressam Ömer Uluç bara dayanmış Hüseyin Baş'a New York ikiz kulelerin 16. katında kafa çekmenin keyfini anlatıyor... Aktör İsmet Ay, Haldun Dormen'le bir masaya oturmuş tiyatro kaynatıyor, bir yandan da çevresine Şile'deki dostlarının gönderdiği enfes palamut böreğinden ikram ediyordu... Arada siyaset konuşulurken bir ara kulağımıza şöyle bir diyalog çalındı:
- Sen Ecevit'in işi bırakmasından neden korkuyorsun? Memleket başbakansız kalır diye mi?
- Yok canım... Koltuğa Rahşan Hanım oturur diye...
"Abdullah Bin Ladin" adında birini "Usame Bin Ladin'in kardeşi" diye yakalayan İçişleri Bakanı'na demişler ki:
- Yahu Usame Bin Ladin'in kardeşini yakaladık diye bizi dünyaya rezil ettin, adamın ilgisi yokmuş...
- Niye rezil olalım, demiş Rüştü Bey, Abdullah, Usame'nin öz kardeşi değilse de din kardeşidir. Öyle değil mi?
Seyircinin yeni eğlencesi sahaya cep telefonu atmak... Yani; aradığınız centilmen taraftara şu anda ulaşılamıyor, başka bahara tekrar deneyiniz!..
Cihan Demirci
Başkan Bush, Amerika'yı dehşete boğan terör saldırısını olayın ertesi günü "korkakların işi" diye nitelemişti... Sonraki günlerde "Newyorker" adlı dergide ünlü yazar Susan Sontag bu sözleri ele alarak dedi ki:
- O saldırıyı düzenleyenler eninde sonunda eylemlerini hayatlarıyla ödediler. Esas korkaklık bir uçakta oturduğu yerden aşağıdaki masum insanların üzerine bombalarını fırlatan Amerikalı pilotların yaptığı değil midir?
Terörün acıları sürerken söylenen bu sözler elbet ABD'de tepkiye yolaçtı. İfade sert, acımasız ve zamansızdı. Ancak bir yandan da "Amerikalı" nın başına gelen dehşeti sorgulamaktaki cesaret ve gücünü göstermekteydi.
Amerikalı yazar ve düşünürler, şu sıralarda bir yandan terörü lanetlerken, bir yandan da "Terör neden başka ülkeyi değil de bizi vurdu" sorusundan yola çıkarak sebepleri irdeliyor... Irak'a karşı 10 yıldır yürütülen ve en az 500 bin çocuğun ölümüne yol açan ambargo ve bombardıman sürdükçe, Filistin üzerindeki İsrail mezalimi var oldukça, dünyanın dört bir yanında baskıcı hükümetlere omuz verdikçe... ABD'nin öfkelerin hedefi olacağında birleşiyorlar.
Yazar Chalmers Johnson "The Nation" da diyor ki:
- ABD nüfusu dünya nüfusunun ancak yüzde 4'ünü oluşturmasına rağmen dünya kaynaklarının yüzde 40'ını tüketiyor... ABD dünya üzerindeki askeri hegemonyasını IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü gibi kuruluşlar aracılığıyla örtülü olarak pekiştiriyor.
***
Dünya çapındaki fakirleşme ve sefalet teröre dönüşüp ABD'yi vurmuştur. ABD'nin eli kolu bağlı... Amerikan toplumu artık her an yeni bir terör saldırısının suyunu zehirleyeceği ya da okuldaki çocuğunu sinir gazıyla yokedeceği korkusuyla yaşıyor. Bu cehennemden çıkışın tek yolu var: Daha adaletli bir dünya... Umulur ki Sam Amca bu gerçeği görüyordur...