Melih Aşık
Şişli Belediyesi, CHP Şişli İlçe Başkanı
Dursun Çatlı'nın sütunumuzda yayınlanan iddialarına yanıt verdi. Değeri yüz milyarlarla ölçülen 3 dönümlük bir arazinin önce 11 milyar liraya Şişli Belediyesine bağlı ŞİPA'ya, oradan da 13 milyar liraya
Mustafa Duran isimli şahsa satılmasındaki usülsüzlük iddiasına Şişli Belediyesinin yanıtı şöyle:
1 - Mezkur alan bir anaarterde bulunduğundan, tapu işleminin Büyükşehir Belediyesi'ne yapılması gerekirken, Başkanlığımızın büyük dirayeti sayesinde Şişli Belediyemize tescil edilmiştir.
2 - Yapılan imar planı değişikliği, Şişli Belediye Meclisi'nin oy birliği ile gerçekleştirilmiştir. (ANAP, DSP, DYP, CHP, RP, Bağımsızlar)
3 - Toplam alan 12.000 m2 dir. Plan gereği 3 parsel ihdas edilmiş, bunlardan bir tanesi 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun tüm emirleri yerine getirilerek satılmıştır.
4 - Bahsi geçen ŞİPA A.Ş., yüzde 99'u Şişli Belediyesi'ne ait olan bir kamu şirketidir. Yönetim Kurulu başkan ve başkan yardımcıları, meclis üyelerinden oluşmaktadır, yani belediyenin bizzatihi kendisidir.
5 - Parsel hakkında verilen bilgiler yanlış ve gerçek dışıdır. Bir parselin değerini, imar durumu ve piyasa şartları belirler.
Dursun Çaltı sizi yanıltmak istemiştir. "12.000 m2 imarı var" sözü gerçek dışıdır. Parselin yüzde 80'i yeşil alandır. İmarı yoktur. Kalan yerde ise sadece ve sadece tek katlı dükkan, büfe yapılabilir.
6 - Kaldı ki kanun gereği, kıymet takdir komisyonunca değer tespitleri yapılmıştır. Satış tespit edilen değerin üzerindedir.
7 - Son satış bedeli 1996 rakamları ile 13 milyar TL dir. dolara endekslendiğinde ise, bugünkü değeri 23 Milyar TL dir.
8 - Satışın ŞİPA A.Ş. vasıtasıyla yapılmasının gereği, parseli vergi dairesinin haczinden kurtarmaktır. Vergi dairesine olan ana borç ve faizin büyük kısmı bir önceki yönetimden devreden borçtur.
İstanbul Milletvekili
Bülent Tanla iki hafta önce Türkiye çapında bir kamuoyu anketi yaptırdı... Sonuç içaçıcı değil...
Tanla anketi yorumlarken:
- Kamuoyu nabzını tuttuğum son 18 yıl boyunca eşine rastlamadığım bir karamsarlık mesajı vermektedir, diyor...
Anketin ilk sorusu:
- TBMM bugün halkı temsil etmekte midir?
Evet diyenler yüzde 18,8... Hayır temsil etmiyor diyenler yüzde 68,8...
- TBMM'nin görevini gerektiği şekilde yaptığını düşünüyor musunuz?
Evet diyenler yüzde yüzde 15,3... Hayır diyenler yüzde 72,3...
- Mevcut kriz nasıl aşılır?
Erken genel seçimle diyenler yüzde 42, Refahyol'un MGK kararlarına uymasıyla diyenler yüzde 28...
Bülent Tanla yorumunda diyor ki:
- Bu sonuçlar kamuoyunun parlamento ile siyasi partilerden umut ve beklendilerinin azalmakta olduğunu, olumsuz yönde beklenti ve gerilimin arttığını,
"artık ne olacaksa olsun" noktasına yaklaşıldığını anlatmaktadır...
Ancak kamuoyu MGK kararlarını desteklerken askeri bir müdahale de istemiyor...
Ya ne istiyor? Gerekirse askerin de zorlamasıyla TBMM ve siyasi partilerin titreyip kendine dönmesini, demokrasiyi sürdürmesini istiyor.
DSP Ankara milletvekili...Aynı zamanda da TBMM Başkanvekili...Bir insan, böylesi iri iki karpuzu bir koltukta taşıyacak da işi başından aşkın olmayacak, mümkün mü? Tıpkı
Uluç Gürkan gibi... Üstelik onun işinin başından aşkın olması için başka sebepleri de var... Soruyoruz:
-
İşiniz neden başınızdan aşkın?- Bol bol suç duyurusunda bulunmaktan!
-
Örneğin kimler hakkında?- Çoookkk... Örneğin son olarak Flash televizyonuna yapılan baskınla ilgili çok sayıda suç duyurusunda bulundum.
-
Mesela?- Önce Telsiz İşleri Genel Müdürlüğü İstanbul Bölge Müdürü hakkında...Kanunsuz bir yetki kullandığı için...Sonra Telsiz İşleri Genel Müdürü ve Ulaştırma Bakanı hakkında...Onları da, emirlerindeki elemanları kanunsuz yetki kullanımına tahrik ve teşvikten...
-
Başka?- Sonra Bursa Emniyet Müdürünü...Kanunsuz yetki kullanımına kolluk kuvveti tahsis ettikleri için...
-
Daha var mı?- Emniyet Genel Müdür Vekili ve İçişleri Bakanı hakkında da, aynı olaydan dolayı, teşkilatlarının, kolluk kuvveti tahsisi kapsamında yasa dışı işlerde kullanılmasına göz yumduklarından dolayı suç duyurusunda bulundum.
-
Bitti mi?- Hayır, bitmedi. Yine aynı olayla ilgili RTÜK'ün bütün üyelerini savcılığa şikayet ettim. Suçları, kanunun kendilerine verdiği yetkinin, bir başka makam tarafından gaspına seyirci kalmaları ve sade suya tirit bir açıklamayla yetinerek görevlerini yerine getirmekten kaçınmak.
-
Bütün bu suç duyurularından bir sonuç alabileceğinizi sanıyor musunuz?- Hukuka ve mesleğine saygılı, siyasal iktidarlardan korkmayan bir savcı çıkar elbet. Çıkmazsa da tarihe belge kalır.