Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


ABD'de şarbona karşı endişe büyürken Özgürlükçü Parti lideri Steve Dasbach meseleye genel açıdan bakıyor:
- Amerikan yönetimi "toptancı terör" adı verilebilecek uçak kaçırma, bombalı kamyon gibi olaylara karşı önlem alabilmektedir. Şarbonlu mektuplar gibi perakende saldırılara karşı ise 280 milyon Amerikalıyı korumak imkansız... Perakendeci terör insanları tek tek hedef alırken bütün toplumu dehşet içinde bırakıyor...
Dasbach devam ediyor:
- İsrail'e bakınız.. Alınan bütün önlemlere rağmen hala teröristler insanları tek tek katledebiliyor, lokantaları vs. bombalıyor...
Teröristlerin bundan sonra başvuracağı cinayetleri kim bilebilir?
Belki alışveriş ettiğimiz marketteki gıda ürünlerinin içine şarbon mikrobu katacaklar.. Belki yüzme havuzumuza çiçek hastalığı bakterisi serpecekler.. Belki bir otelin havalandırma borusundan odalara veba mikrobu püskürtecekler...
Peki çözüm?
Steve Dasbach çözüm olarak Washington'un dünya çapında müdahaleci politikadan vaz geçerek "Önce Amerikayı koru" politikasına yönelmesini öneriyor. Yani Irak'a, Filistin'e, Güney Asya'ya Orta Doğu'ya vs. karışmaktan vaz geçmesini...
İsabet olur.. Başka çözüm de yok zaten.. Bakalım Dabılyu Bush bunu ne zaman anlayacak?

Ceza suçludan intikam almayı değil onu eğitmeyi öngörmelidir.
E. Fry

Mesut Yılmaz alem adam... Bunu anlamak için sadece Cumhurbaşkanı Sezer'i hedef alan sözlerine bir göz atmak kafi.. Mesela diyor ki:
- Ülke savaşın eşiğindeyken referanduma gitmeye hakkı yok...
Okurlar soruyor:
- Ülke savaşın eşiğindeyken 550 kişinin kendilerine birer profesör maaşı zam yapmaya hakkı var mı?
Bu arada Mesut Bey Cumhurbaşkanı Sezer'i ayrıca Anayasa suçu işlemekle suçluyor.
Acaba Anayasa suçu işleyen kim? Sezer mi, Hükümet mi?
Başbakan Ecevit Cumhurbaşkanı'nın referandum kararını Resmi Gazete'de yayınlatmıyor. Anlaşılan politik manevralanma için zaman kazanmaya çalışıyor. Ne var ki bu şekilde suç işliyor. Anayasa Profesör Zafer Üskül:
- Cumhurbaşkanı'ndan gelen yasayı Başbakan'ın derhal yayınlatması gerekir, diyor, yayınlamamak görevi kötüye kullanma suçuna girer...
Ana tartışma noktasına gelince.. Zafer Üskül Cumhurbaşkanı'nın referandum kararı alma yetkisini doğru kullandığını söylüyor. Üstelik karar yanlış da olsa Anayasa"ya göre Cumhurbaşkanı'nın kararlarına itiraz sözkonusu değil. Ezcümle... Referandum kararından dönüş yok.
Aynen hakemin verdiği penaltı kararından dönüş olmadığı gibi...

Günün yeni cocuk şarkısı: "Bak postacı geliyor, selam veriyor, herkes ondan kaçıyor, şarbon saçıyor!..


Milletvekilinin birine sormuşlar:
- Sahi siz, "halkoylaması"ndan neden bu kadar korkuyorsunuz ki?..
Milletvekili:
- Biz, "oylama"dan korkmuyoruz. Oylama bizim, Meclis'te her gün yaptığımız bir şey... demiş ve eklemiş:
- Biz, "halk"tan korkuyoruz!
Can Ozan

Hasan Pulur dün soruyordu:
- Acaba Fenerbahçe’nin içindeki Galatasaraylı kim?
Söyleyelim abicim... Geçen yıl takımınızı adam edip şampiyon yapan kişi...