Leyla Umarın Vatanda yazdığına göre Başbakan Erdoğan bu isteğe iki istekle yanıt vermiş:- Atinaya cami yapılsın... Batı Trakyadaki müftüler seçimle işbaşına gelsin...Oysa bilindiği gibi... Ruhban Okulu Yunanistana değil Türk yasalarına bağlı bir okul... Yunanistanla ilgisi yok...Yunanistanın bir cami açmamakta direnmesi kendi ayıbıdır. Fobisidir.Ama bu bir siyasi mesele değildir, Ruhban Okulunun karşılığı hiç değildir.Ruhban Okuluna gelince... Bilindiği üzre Rum Ortodoks Patriklerinin Türk vatandaşı olması zorunludur. Heybeliada Ruhban Okulu kapalı olunca Ortodoksların dini liderleri nereden yetişecektir?Muhtemelen Beyrut gibi merkezlerde yetişecek, daha sonra Türk vatandaşlığına geçerek ortodoks kliselerinin başına geçeceklerdir...Peki Türkiyede görev yapacak din adamlarının Türkiye dışındaki okullarda (her türlü düşmanca duyguyla) yetişmesi mi iyidir? Yoksa Türkiyede, Türk halkının arasında, müfredatı kontrol altında bulunan Ruhban Okulunda mı?Meseleye bu açıdan da bakmalı, ABD ve ABnin baskısı yoğunlaşmadan çözmeliyiz. Başbakan Tayyip Erdoğanın ABD gezisinde görüştüğü ABD Başpiskoposu Dimitrios kendisinden "Heybeliada Ruhban Okulu" nun açılmasını istemiş. İnsanın geleceğe hakim olma isteği, geçmişi değiştirmek içindir Milan Kundera Geçmişe bakarak geleceği planlayamazsınız Edmund Burke Rus lider Putinin bir arabası bile yokmuş! Ülker ona da bir gazoz bayiliği versin... Arif Ayhan 28Marttaki yerel seçimlere 7 hafta zaman kaldı. Adaylar hâlâ belli değil. İktidar partisi seçime iktidarda olmanın avantajıyla giriyor. Onlar rahat. CHPnin bu avantajı yok. Başarısı tamamen adayların göstereceği performansa bağlı. O yüzden CHPnin adaylarını aylar önceden açıklaması gerekiyordu... Ki bu adaylar projeler hazırlasın, kendilerini halka tanıtsın, sevdirsin, oy vermeye ikna etsin. CHP bunu yapmadı. Hâlâ sallanıyor. AKPye tepki olarak gelecek oylarla durumu idare edecek anlaşılan. Şimdiden geçmiş olsun... CHP tatillerde... Ankara Yenimahallede 1984 - 89 yılları arasında ANAPtan belediye başkanı olan Mustafa Vuran, görevinin bitmesine 6 ay kala müfettiş raporları üzerine açığa alınmıştı. Hakkındaki suçlama: "Görevi kötüye kullanmak" idi... Mustafa Vuran yıllar sonra yeniden ve bu defa AKPden başkan aday adayı... Yenimahallenin çeşitli köşelerde Mustafa Vuranın seçim afişlerine rastlanıyor. Afişlerde en çok şu slogan dikkati çekiyor:"Bıraktığımız yerden başlıyoruz" Görev aşkı bitmez! TRT programcılarından Nazmi Kal, 1970 - 80 yılları arasında Atatürkün yakın çevresinde yaşayan insanlarla televizyon röportajları yaptı. Garsonundan katibine, generalinden koruma polisine kadar Atatürkün yanında bulunmuş kişilerin, büyük önderle tanışma öykülerini, anılarını belgeledi. Yaptığı röportajlardan bir bölümünü 1981 yılında Atatürkün 100. doğum yılı nedeniyle yayınladı. Bir bölümü hala arşivlerde... Nazmi Kal bu röportajların ses bantlarını çözerek 2001 yılında "Atatürkle Yaşadıklarını Anlattılar" adlı kitapta (Bilgi yayınevi) topladı. İkinci kitap da "Atatürkle Yaşayanlar" adıyla "Ziraat Bankası Kültür Yayınları" ndan çıktı geçenlerde. Kitapları okurken birinci ağızdan o büyük adamın inceliklerini, Cumhuriyeti nasıl taş taş üzerine koyarak inşa ettiğini, esprilerini, üzüntülerini, sevinçlerini öğreniyor, ne kadar soylu bir Cumhuriyet geçmişimiz olduğunu hayranlıkla görüyorsunuz.Mutlaka okunması gereken bu kitaplardan birkaç satır aktaralım bugün...Emekli müzik öğretmeni Fethiye Otman, Çankaya ilkokulunda okurken sınıfla birlikte Cumhuriyet Bayramında Köşke çıkıyor. Öğrenciler Cumhurbaşkanının elini öpüyor. Ve adet olduğu üzere bir şiir okunuyor. Fethiye Otman öğretmenlerden birinin yazdığı şu şiiri seslendiriyor:"Kötü padişahlar alçak düşmanlarO padişahlar ki hayli zamanlarSoydular milleti hiç doymadılarO halifelerle sultancıklar..."Gerisini Fethiye Otmandan dinleyelim:"Atatürk büyük bir hiddetle dur dedi. Şiiri kesti ve öğretmenlere döndü Çocuklara katiyen böyle geçmiş zamanı kötüleyecek şeyler öğretmeyin. Tarih hakikati onlara öğretecektir. Hiçbir şekilde geçmişi kötülemeyin dedi...? Atatürkle yaşamak (Devamı yarın) AKP, belediye başkanı aday adaylarını sınavdan geçirip "Alnınız hiç secdeye değdi mi?" gibi sorular soruyormuş. Aslında sorulması gereken tek bir soru var: "Elin hiç haram paraya değdi mi?" Haldun Ertem "Yaşam bir oyuna benzer.Uzunluğu değil iyi oynayıp oynanmadığı önemlidir." m.asik@milliyet.com.tr Seneca