Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ankara'nın Yıldız semti Yapı Kredi Bankası şubesinde sabah saatleri... Gazeteci Cüneyt Canver kredi kartı borcunu yatırmak üzere gittiği bankada Müdür Zafer Dinç'le sohbet ediyor. Odaya bir ara hafif telaşlı bir polis memuru giriyor...
- Buyrun memur bey, diyor müdür, hayrola?
- İlerde 7'inci Caddede bir döviz büfesi soyuldu, diyor polis memuru, sahibini yaralamışlar. O yüzden biraz koşuşturduk...
- Peki buyrun size nasıl yardımcı olabiliriz...
Polis memuru sadede geliyor:
- Efendim banka hesabımda 3,5 milyon lira var. Biliyorsunuz "atm" 5 milyon liradan az para vermiyor. Bir emir verseniz de 3,5 milyon liramı elden alsam...
Laf arasında polis memuru Batman'dan Ankara'ya yeni tayin edildiğini anlatıyor.
Polis memurunun hesabında kalan 3,5 milyon lirası oracıkta kendisine ödeniyor.
Ve 3,5 milyon liraya muhtaç polis, hırsızlarla, katillerle boğuşmak üzere (aslanlar gibi!) göreve dönüyor...
- Dramatik bir görüntüydü, diyor olayı izleyen Cüneyt Canver...

*Kemal Derviş ilk neşteri bankalara vuracakmış.
Ameliyat amacıyla mı? Otopsi amacıyla mı?
Haldun Ertem


Atatürk'ün gençlere mesajı neydi?
- Cumhuriyeti biz kurduk sizler yaşatacaksınız.
1950 sonrasında demokrasi adı altında oynanan "Hazine yağması" adlı oyunun son aktörleri Bahçeli, Yılmaz, Ecevit'in gençlere ortak mesajı ise şöyle özetlenebilir:
- Ülkeyi biz batırdık sizler kurtaracaksınız...
Helal olsun...

Dostumuz, bayram tatilinde eşiyle birlikte Karadeniz'i dolaşmış. Sinop'ta gözlerine inanamamış. Dedi ki telefonda:
"Sinop'ta bir kütüphane ve bir caddenin adı ilgimizi çekti; Dr. Rıza Nur Kütüphanesi veDr. Rıza Nur Caddesi... Atatürk' e ağıza alınmayacak küfürler etmiş, yazdığı iğrenç kitap bu yüzden yasaklanmış birinin adı nasıl kütüphaneye ve caddeye verilerek yüceltilir, aklımız almadı.
Doğru. Türkiye aklın almadığı olaylar ülkesi artık...

"...Dikkat ediyorsanız, paramızdaki Atatürk resmi son yıllarda giderek sola kaydı. Eee, sıfırlar giderek çoğalınca Ata'mız da mecburen sola kayıyor tabii."
Prof. Osman Altuğ

Milletçe son umudumuz Kemal Derviş ve onun hazırlayacağı "Ulusal Program" da... Maliye eski bakanlarından İsmet Attila bu son umut konusunda diyor ki:
- Kemal Derviş, bir elma şekeri; Elmanın kendisi çürümüş, kokuyor. Üzerindeki incecik tatlı tabakasıyla milleti ne kadar avutabilir ne kadar uyutabilirsiniz ki?
- Yani umudunuz yok?
- "Ulusal Program" adı üstünde, ulusa sorularak, onun oyu ve desteği alınarak hazırlanan program demektir. lMF beğenmezse uygulanmayacak program ulusal olur mu?
- "Ulusal Program" sizce nasıl olmalıdır peki?
- Bu Hükümet döneminde uygulanan ekonomi "Hırsızlık Ekonomisi"dir. Hırsızlardan hesap sorulmazsa, uygulanacak programa vatandaşın desteği sağlanamaz ve sonuç hüsran olur. Hesap sormak için ilk yapılacak şey ilgili yasayı değiştirip yolsuzluklardaki zamanaşımı süresini uzatmak, gerekirse ticari sır kavramını bile ortadan kaldırmaktır. Vergi Usul Kanunu'muzun 30. maddesinde "Tasarrufun İzahı" diye bir bölüm vardır. Yıllardır işletilmeyen bu hüküm işletilerek hırsızlardan ve tabii hırsızların siyasi ortaklarından hesap sorulmalıdır.
- Kemal Derviş bunları yapabilir mi sizce?
- Böyle bir programın yürütücüsü Başbakan olmalıdır ama ortada Başbakan yok. İşleri yürütmeyi eskiden "sağ kolu"na havale etmişti, görünen o ki Kemal Derviş de şimdi "sol kol" olacak. Ama bir sol kol ki, ancak sağ kol izin verirse Başbakan'la görüşebiliyor. Bu yapıdan başarı beklenebilir mi?

Devlet Bakanı Kemal Derviş, önceki gün üst düzey bürokratlarla sabah 06.30'da toplantı yaptı ya; esprisi anında üretilmiş... Ankaralı bürokrat 6.30'u duyunca Derviş'e demiş ki:
-6.30 biraz geç değil mi efendim? Toplantıyı havanın henüz kararmadığı daha erken bir saate alsanız...