Melih Aşık
Refah Partisi laikliğe karşı...
Atatürk'e karşı...
Anayasa'ya karşı...
Cumhuriyet'e karşı...
Cumhuriyet yasalarına karşı...
Ordu'ya karşı...
Kadının saçının görünmesine karşı
Kadın sesine karşı...
İçkiye karşı...
Halkın yüzde 20'sini oluşturan bu parti diğer yüzde 80'in yaşam biçimine karşı. Ve iktidarı elinde tutarak ülkeyi yönetme iddiasında...
Laz otobanda ters yola girmiş... Son sürat giderken ve gelen arabalar oraya buraya kaçışırken telsizden bir anons duyulmuş:
- Dikkat bir araç otobana ters yönden girmiştir. Hızla ilerlemektedir.
Laz içinden demiş ki:
- Ne bir tanesi... Hepsi yanlış yönde, hepsi yanlış yönde...
Refah Partisi otobanda hızla ilerliyor... Kendisini "gerçek dindar" başkalarını "ters yolda" görüyor.
Peki başkaları RP'yi nasıl görüyor?
Hüsamettin Cindoruk gönderdiği Kurban Bayramı mesajında RP'yi nasıl gördüğünü şöyle anlatıyor:
"Gerçek dindar, hırsızlığı ve yolsuzluğu örtmez. Allah'tan korkar.
Gerçek dindar, kendi kusurlarından ötürü dinimizin zarar görmesinden sakınır.
Gerçek dindar, ekmeğe, gaza, suya, şekere, ilaca, elektriğe her gün zam yapmaz.
Gerçek dindar, sağlığa, eğitime, ulaşıma yatırım yapar.
Gerçek dindar, herkesi Allah'ın has Kul'u sayar.
Kısacası gerçek dindar, dinimizin siyasetini ve ticaretini yapmaz. Kimseyi dinsizlikle suçlayamaz.
Görüldüğü gibi... RP ile ülkedeki çoğunluk arasında hayli farklı bir bakış açısı var. Bakalım otobandaki terslik nasıl sonuç verecek?
Antalya'da önümüzdeki sonbaharda Uluslararası Ormancılık Kongresinin yapılacağı piramit biçimindeki Kongre Salonu parasızlıktan durdu. RP'li Devlet Bakanı
Fehim Adak'ın 3 milyon dolarlık krediyi imzalamaması, salonu yarım kalma tehlikesiyle başbaşa bıraktı. Bir telaş, bir heyecan... Nihayet İşadamı
Sakıp Sabancı'nın
"3 milyon doları ben vereceğim" müjdesiyle Antalya'nın yüzü güldü. Kongre Sarayı inşaatı yeniden başladı.
Acaba Antalyalılar bu durumdan biraz mahçup oldular mı?
"3 milyon dolar" Antalya'nın ödeyemeyeceği bir para mıydı?
Fenerbahçe Kulübünün
Safet Sancaklı'yı Kocaelispor'dan transfer etmek için ödediği paranın 4,5 milyon dolar olduğunu düşünürseniz... Birinci lig takımlarının transfer bütçelerinin en az 5 milyon dolar olduğunu hesaba katarsanız... "3 milyon dolar"ın önemi (veya önemsizliği) daha iyi anlaşılacaktır.
Antalya'da Kongre binası için bir kampanya açılmıştı. Bu kampanyada kaç para toplandı biliyor musunuz? Kampanyaya öncülük eden Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı
Erdoğan Kahya'nın verdiği bilgiye göre tam:
" 1 milyar 303 milyon lira..."
Kendisine sorduk:
- Antalya'ya turizmden trilyonlar giriyor. Toplanan para ise neredeyse bir otel müdürünün maaşı.. Çok az değil mi?
- Komik bir rakam gerçekten... Antalya'daki 70 adet lüks turistik işletmeye faks çektik ve katkıda bulunmalarını istedik. Kulüp Otel Sera 100 milyon lira yatırdı; onun dışında bir tek turistik işletmeden ses çıkmadı. Toplanan 1 milyar 300 milyon liranın hemen tamamı dar ve orta gelirli Antalyalıların katkılarıdır.
Antalya'nın göbeğinde
"Kesik minare" gibi harap halde birçok tarihi eser vardır. Turizm amacıyla kente gelen yabancılar trilyonlar bırakır. Ama Antalya'da turizmden para kazananlar ellerini cebine atıp tek bir tarihi eserin onarımına katkıda bulunmazlar. Her türlü altyapı masrafını devlet veya belediye yapacak... Onlar paraları cebe indireceklerdir.
Kongre Sarayı'nın
Sakıp Sabancı'nın katkısıyla yapılması Antalya'nın bir ayıbıdır. Kongre Sarayı'nın tepesine yazılacak adın sonuna gelecek SA harfleri bu ayıbı da simgeleyecektir.