Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Cumhuriyet'in 80. yılında büyük bir komediyi hüzünlü gözlerle izliyoruz... Emperyalizme karşı bağımsızlık savaşı vererek kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetenler bugün karşı tarafa geçmiş, mazlum komşu ülkeyi işgal eden emperyalistlere asker desteği vermek için çırpınıyor, karşı taraf asker istemiyor diye sevineceği yerde kızıyor, Türk çocukları ateşe atılmadığı için memnun olacak yerde asker göndermek için çabalarını sürdürüyor...
Giderek bataklığa gömülen ABD yarın çekip gidecek, Türkiye yıllar yılı Irak ve Arap dünyasının gözünde lanetle anılacak. Bunu kimse görmek istemiyor.
Ekonomi IMF'nin, dış politika Amerika'nın emrine bırakılmış.
Bağımsız Cumhuriyet 80. yılını tanınmaz halde kutluyor.
Sorun bugün başlamadı. Cumhuriyet, Atatürk'ün öldüğü 1938 yılının 10 Kasım günü saat 9'u 5 geçeden itibaren günbegün geri götürülmüştür.
ABD ile 1945'ten itibaren yapılan ikili antlaşmalarla Washington Türkiye'nin yönetimine ortak edilmiş, Türkiye adım adım uydulaştırılmıştır.
İç ve dış soygun halkın hareket alanını daraltmış, teslimat kolaylaşmıştır.
Bu hep böyle mi gidecek? Elbette hayır...
Osmanlı yıkıntısının küllerinden bir onurlu cumhuriyet inşa eden Türk halkı uşaklığa razı olmayacak, Cumhuriyet onurunu mutlaka yeniden yakalayacaktır. Kimsenin kuşkusu olmasın.. Mutlaka...

Deniz Baykal Sosyalist Enternasyonal'de başkan yardımcılığına aday olmuş. Enternasyonal'in yeni gündemi de belli oldu: Çarşaf liste mi blok liste mi?

Prof. İzzettin Önder'in Cumhuriyet'teki yazısından bir bölüm:
"...Özelleştirmelerle kaleleri fethedilmiş, piyasa fetişi ile tüm ekonomisi teslim alınmış, devletin küçültülmesi teraneleri ile kamu hizmetlerinden yoksun bırakılmış bir halk, nasıl oluyor da bu alanlarda güçlü bir mücadele yürütmüyor da, hangi güçlerle çevrelendiğinin farkına varmadan, salt türban ya da imam hatip gibi konulara hürriyet alanları olarak sarılıyor ve kafasının bulandırıldığının bilincine dahi varamıyor? Bu halk nasıl anlayamıyor ki, birinci koşullar olmadan, onun özgürlüğü de olamaz...

Halkımız demokratik haklarını kullanmıyor. Sivil toplum örgütleri tepkisiz. Aydınlar Cumhuriyet'e sahip çıkmıyor... Üniversite etkisiz...
Bu tür yakınmalar günübirlik gazete sütunlarında dile getirilir...
Peki ya üniversite ve aydınlar demokratik tepki gösterirse...
O zaman da bakıyorsunuz aynı medya gözünün gördüğüne değil provokatörlerin çizdiği mizansene inanıyor, demokratları karalamaya çalışıyor.
Gündelik çıkarlar ve iktidar korkusu o kadar ağır basıyor ki... Adam bindiği cumhuriyet dalını kesmeyi bile göze alıyor.

Bazı AKP'liler Cumhuriyet Resepsiyonu davetiyelerini Çankaya'ya iade etmişler.
Cumhurbaşkanı Sezer de onlara teşekkür mektubu gönderdi mi acaba?


ABD'nin Irak valisi! Bremer, "Osmanlı Irak'ta 400 yıl sömürgeci güç olarak kaldı" demiş!
- Bunlar bu gidişle yakında "Kızılderilileri de siz öldürdünüz" diyecekler.


Uygarlıklar Çatışması teziyle dünya gündemine gelen ünlü Amerikalı siyaset bilimcisi Samuel Huntington, 9 Eylül 1996 tarihinde Milliyet'te Şahin Alpay'la konuşurken diyor ki:
"... Eğer Türkiye bir Batılı ülke olma ısrarından biraz vazgeçer, modernleşme ve demokrasinin bir İslam ülkesinde de mümkün olduğunu göstermeye daha çok ağırlık verirse bütün dünyaya ve İslam'a büyük bir model olur"
"... Türk demokrasisi Türk değerlerine dayanmalı. İslam değerleri Türkiye'nin kültür mirasının bir parçası. Türkiye İslami değerleri demokrasiyle bağdaştırabilirse bu büyük bir katkı olur. Türkiye işleyen bir demokrasiye sahip tek İslam ülkesi. Demokrasinin mutlaka laik bir temele dayanması gerekmez. İslam ile demokrasi bağdaşabilmeli..."
***
Yukarıdaki görüşler Graham Fuller, Paul Henze, Henri Barkey gibi siyaset mühendisleri tarafından da destekleniyor, günümüz manzarasına bakılırsa Washington tarafından da benimsenmiş görünüyor. Mesajlar açık...
Kemalizm ve laikliği boşlayın, ulusal hassasiyetlerden uzaklaşın.
Batı'ya yük olmayın... Batı'nın hizmetinde bir "uydu ülke" olun...
Yeni nesilleri bu modele göre biçimleyin...
Eğitimi "birey" değil "kul" yetiştirecek şekilde yeniden düzenleyin...
Tayyip Erdoğan iktidarı Washington'da çizilen planın taşeronudur.
İlk sınav da Irak'ta verilmekte... Türkiye Irak'ta kendi çıkarlarını bırakmış, ABD'nin çıkarı için dövüşme yolunda adeta çırpınmaktadır. Halktan da çocuklarının bir başka ülke uğruna ateşe atılmasına ses çıkmıyor.
Cumhuriyet'in 80. yılında manzara iç açıcı değil...