Melih Aşık
Haftanın son günü gelen, güncel tartışmalarla ilgili üç faks notunu özetleyerek buraya iliştirelim. Okurumuz
K. Canıtez diyor ki:
- Konuşulanların aksine ben polisin yeterince eğitilmediği savlarına katılmıyorum. İyi eğitildiğini cuma gösterilerini önlemeye çalışırken hissettim. Polisimiz dinci gruplara karşı her zaman olduğu gibi yine fevkalade nazikti. Özgürlük ve hak isteyenlere karşı ise her zaman sert. Bu davranış biçimi tesadüf olamayacağına göre, demek ki bu yönde eğitiliyorlar. Sorunun
"psikolojik" olduğu teşhisine de katılmıyorum. Sorun
"ideolojik."
Bir başka okurumuz,
T. Sarıca da sözü camilere getiriyor:
- Neden her mahalleye bir cami kondurduklarını anladınız mı? Camileri birer kışla veya askeri karargƒh olarak kullanacaklar da ondan. Kışlalar tamam... Şimdi cumaları içindeki cemaati sokağa dökmeye geldi sıra...
Ve bayan okurumuz
Tülay Erdem soruyor:
- Sekiz yıl konusunda dinci gruplar yığınla yalan söylüyor ve sözü "Kuran okumak yasaklanıyor"
a kadar getiriyorlar. Peki ama hükümettekiler bu propagandaya karşı neden doğruları dile getirerek halkı aydınlatma yoluna gitmiyor? Neden meydanı yalanlara bırakıyorlar? Ayrıca ben de "Çocuğuma dokunma" kampanyası açılmasını istiyorum. Çünkü on - onbir yaşındaki çocukların iradeleri dışında din eğitimi adı altında militan eğitimine tabi tutulmalarına karşıyım...
Gerçekten aşık mıyım? Kimi durumda yanıtı bir türlü bulunamayan bir sorudur bu... Peki ama insan gerçekten aşık olup olmadığını nasıl anlayabilir?
Amerikalı Komedyen
Ronnie Shakes, "Gayet basit" diyor.. Ve ekliyor:
- Kendi kendinize "Bu insanın beni parasal açıdan yakmasına izin verebilir miyim?"
diye sorun. Eğer yanıtınız "Evet" ise siz o insana gerçekten aşıksınız demektir...
Bir iş kazası sonucu parmakları hurdahaş olan
Temel, doktorların fevkalade titiz tedavisi sonucu hızla iyileşmiş, parmaklarını oymatmaya başlamıştı. Diğer hastaların sorularından da esinlenerek bir sabah vizitesinde doktora sordu:
- Acaba bu parmaklarla piyano çalabilecek miyim doktor?
- Tabii çalarsın, dedi doktor...
Temel müjdeyi biraz sonra ziyaretine gelen karısı
Fadime'ye yetiştirdi:
- Yaşasın hastaneden çıkınca artık piyano da çalabileceğum...
Dünyada en çok kullanılan ilaç olan aspirin 100 yaşına bastı. 1897 yılında
Felix Hoffman adlı genç bir kimyacı tarafından keşfedilen bu harika ilaç, bilindiği gibi
"ağrı dindirici ve kan sulandırıcı" olarak kullanılır. Her derde deva olmakla birlikte kimi zaman da tehlikelidir. Örneğen içki üzerine suda eritilmeden hap olarak alındığında mide cidarına yapışır, mide kanamasına yol açabilir.
Kimya dilinde adı "Asetilsalisilikat"tır... Fıkrası da vardır.
Adamın biri eczaneye girmiş:
- Bana bir kutu asetilsalisilikat verir misiniz, demiş...
Eczacı bir kutu aspirin çıkartıp vermiş.
Adam ertesi hafta gelmiş. Aynı talepte bulunmuş:
- Bana bir kutu asetilsalisilikat lütfen...
Eczacı kutuyu çıkarırken demiş ki:
- Şuna aspirin deseniz daha kolay değl mi?
- Diyeceğim o dediğinizi ama, demiş adam,
birader dilim o kelimeye bir türlü dönmüyor işte...
Ankara Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde görevli 62 polis memuru dün öğle saatlerinde topluca baygınlık geçirdi. Hastaneye kaldırılan polis memurları ilk tedavilerinden sonra taburcu edildi. Ankara Çevik Kuvvet Şube Müdürü
Devrim Solak, üzücü olayın, müdürlüğün hemen yanında bulunan tavuk kesimhanesi müdürünün düşüncesizliğinden meydana geldiğini belirterek şöyle konuştu;
"
Herkesin malumu olduğu üzere Ankara şu sıralar yılın en sıcak günlerini yaşıyor. Yan tarafımızdaki kesimhane müdürü de, işçiler sıcaktan etkilenmesin, biraz serin hava alabilsin diye kesimhanenin pencerelerini açtırmış. Bizim memur arkadaşlar da o sırada kazara kesimhaneye bakıp, kan-revan içinde kesilmekte olan tavukları görmesinler mi? Eee, hepsi hassas çocuklar, kan görmeye dayanamıyorlar tabii...Kanı görenler patır patır yere düşüp bayılmışlar. Şimdi hiç işimiz gücümüz yokmuş gibi aylarca uğraşıp bu arkadaşlarımızı psikolojik tedaviye tabi tutacağız."Devrim Solak, bir gazetecinin, "Sizin memurlarınız geçenlerde de seyrettikleri bir Kung-Fu filminden dolayı topluca bayılmışlardı. Bu kadar nanemolla polis olur mu, müdür bey?" şeklindeki sorusuna, sözkonusu filmi kendisi de yeniden hatırlayıp baygınlık geçirdiği için yanıt veremedi.
***
Mardin'in Dargeçit ilçesinde, PTT'nin link hatlarındaki bir arızadan dolayı internet'leri iki dakika süreyle çalışmayan yurttaşlar kaymakamlığı bastı. Kaymakam
Dilo Şeho'nun makam odasını 2 dakika süreyle işgal eden yurttaşlar, arızanın giderilmesi ve iki dakikalık bilgi kayıplarının telafi edileceği sözü üzerine daha sonra olaysız bir şekilde dağıldı.
Olay üzerine derhal Dargeçit'e hareket eden Ulaştırma Bakanı
Necdet Menzir, meydana gelen skandalın suçlularının en kısa zamanda tesbit edilerek gerekli cezaya çarptırılacağını bildirdi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
"
Bu çağda, koskoca bir ilçenin tam iki dakika süreyle dünyadaki gelişmelerden habersiz yaşaması aklın alabileceği birşey değildir. Bu vahim olaya karşın, soğukkanlılığını muhafaza eden ve hiçbir üzücü olaya mahal vermeyen halkımızı kutluyorum."
***
Yazara EmailM.Asik@milliyet.com.tr