Geçen Cumhuriyet Bayramı'nda sabah vakti caddenin ucundan bir akordeon sesi geldi. Sokağı ve evi neşelendirdi. Bir küçücük Moldovyalı çocukmuş çalan. Bütün mahalleye bayram sevinci taşıdı... Dün sabah ise yine matem sessizliği içindeydi üzerinde oturduğumuz cadde. Adeta 10 Kasım gibi... Okul çocukları geçer mi diye meraklandık. Onlar da geçmedi.
Orhangazi'den Nevzat Şenol arkadaşımız telefon etti...
Orhangazi'ye bağlı Yeniköy beldesinden geçiyormuş dün. Davullar çalıyor, şarkılar söyleniyormuş... Meğer her yıl 28 Ekim günü öğle saatlerinde davul zurna çalmaya başlar 29 Ekim akşamına kadar sürermiş... O arada oyunlar, halaylar, şarkılar gırla gidermiş. Gelenekmiş o beldede... Cumhuriyet Bayramı böyle kutlanırmış... Keşke bütün yurtta da böyle kutlansa...
İnsanın midesinden büyük düşmanı yoktur.
Sadi
Basına yansıyan habere göre "83 diplomatın yer değiştirmesi için Dışişleri Bakanlığı'na 18 milyon dolar aktarılmasına" Maliye Bakanlığı onay vermiş.
Dr. Atilla Öner soruyor:
"Diplomat başına 216.000 dolar düşüyor? Nereden nereye ne taşıyorlar?"
Ek kaynakla ilgili olarak Türkiye'ye gelen IMF heyeti, yetkililerle gerekli görüşmeleri yaptıktan sonra bir açıklama yapmış:
- Her şey yolunda gözüküyor, bir pürüz yok; ama maalesef yine de biz bu parayı size veremeyiz.
Gazeteciler, hayretle sormuşlar:
- Ama neden?
Heyet başkanı, sırıtarak cevap vermiş:
- Nasıl olsa siz bu parayı önceki borçlarınızın faizi olarak tekrar bize geri ödeyeceksiniz. İyisi mi yerinde kalsın, hiç oynatmayalım!
Can Ozan
Cumhuriyet tarihi...
Cumhuriyet sonrasında tek parti dönemi 27 yıl sürdü. Tam 51 yıldır çok partili rejimle yönetiliyoruz. Bu 51 yılın tamamına yakını iktidarların Cumhuriyet’i geri çevirme, yozlaştırma çabalarıyla geçti...
Bugün Cumhuriyet tarihinin en ağır krizinin içindeyiz. Krizin suçlusu Cumhuriyet ve Cumhuriyet ilkeleri midir? Yoksa Cumhuriyet ilkelerinden, aydınlığından, amaçlarından saptığımız için mi bu noktadayız? Okulda, evde, kahvehanede bu sorunu tartışmalı, doğru yanıtı bulmalıyız. Kurtuluş doğru yanıtı bulmakla başlayacak...
Cumhuriyetimiz 78 yaşında!... Ülkesini yönetemeyenlerle aynı yaşta ama onlardan hâlâ genç!..
Dubai'de ticaret yapan okurumuz Ali Eskiocak, kimi uyarılarda bulunuyor.. Dinleyelim...
...11 Eylül saldırılarını burada çoğu TV kanalı anında görüntülü verdi. Bizim çarşıda büyük ekran televizyon var ve de kalabalık bir grupla seyrettim saldırıları... Çoğu Araptı... Uçaklar ikiz kulelere çarptığında alkış tufanı çıktı o gruptan... Birkaç Avrupalı vardı; onlar şok içindeydi.
Gecen hafta Kuveyt'teydim. Ordaki işadamlarıyla görüşmelerim vardı... Söz tabii ki bu olaylara geldi. Saygın bir işadamı dedi ki:
- ABD bize Saddam'ı gönderdi, Ortadoğu petrollerine ortak oldu, tüm civar ülkeler ona borçlandık, buraya askerlerini yerleştirdi, artık kimse onları buradan çıkartamaz, şimdi de Afganistan tarafına yerleşmek istiyor, amacı Çin'e yakın olmak, yani oyun içinde oyun...
Arap halkının artık Amerika'ya karşı çok büyük bir öfkesi var. Çoğu kişi Körfez Savaşı'nın ve Afganistan saldırısının Amerikan tezgahı olduğuna inanıyor. Saldırıların Bin Ladin tarafından yapıldığına inanmıyor.
Tabii ki basın dahil, halkta Türkiye'nin politikasına öfke var. "Bu kadar kolay teslimiyetçi olmayın" deniyor. Geçen gün Dubai'deki bir Türk lokantasına külliyetli miktarda kebap ısmarlayan bir Arabın orasının Türk lokantası olduğunu öğrenince siparişi iptal etmiş. Ağızdan ağıza anlatılıyor. Ben aynı olayı Körfez savaşında mağazamda yaşamıştım. Arap kadını malı aldı, üzerinde "Made in Turkey" yazısını görünce bıraktı gitti.
Sanırım Türkiye'de kimse farkında değil... Ama Arap dünyasında Türkiye aleyhinde eğilim artarsa ticaretimiz çok kötü etkilenebilir. Türk mallarına karşı bir boykot çıkarsa Türkiye bunun altından kalkamaz. Yarın öbür gün bir din adamı bir fetva çıkartır olay bitti... Bizim hükümet sağ olsun kriz içinde kriz çıkartmakla meşgul... Umarım söylediklerimi de düşünürler.