ABD Başkanı George W. Bush' un Afganistan operasyonunda yalnızca müttefik birlikleri değil "Başkanlık Dua Takımı" nı da arkasına aldığı ortaya çıktı!.. Ne midir bu?..
Efendim, bu nefes gücü sağlam (!) bir tür "özel harekat" kuvveti... İnternet üzerinde (www.presidentialprayerteam.org) adresine konuşlanmış... Sadece Ekim ayında 1.1 milyon tıklamayla ABD'nin şu ara en fazla ziyaret edilen web sitelerinden biri...
Amacı; Başkan Bush ve savaşçı ekibi için her gün ülke nüfusunun en az yüzde 1'ine dua okutmak..
Sürekli güncellenen site, "adına dua okunacak isimler" listesini her hafta başı tazeliyor.. Son listede Colin Powell, Donald Rumsfeld gibi isimler en başta yer alıyor... Dua Takımı'nın varlığından bizi haberdar eden Güvenlik Teknolojileri Bülteni'nin ilaveten düştüğü küçük not:
"ABD Başkanı'nın ABD tarihinin zekası en düşük başkanı olduğunu daha önce ABD IQ Vakfı teyit etmişti. ABD'ye yolu düşenlerin ülke genelindeki genel zeka düzeyi hakkında pek parlak izlenimler edinemediği de bilinen bir başka gerçek.. (İnsan kendinde olmayan şeyi ithal eder...Dünyada en fazla beyni kim ithal ediyor?..) Başkanlık Dua Takımı da bu gerçeklerden yola çıkmış ve kilisenin görevini güzelce internete taşımış görünüyor.
Yine "Bu ülke için seve seve" muhabbetindeyiz... Ülkü Çetinkanat 'ın gönderdiği doğruları paylaşıyoruz:
- Reklamcılar Derneği eğer bu ülkeyi seviyorsa, saçma sapan programlara (örneğin televole, telemagazin.. gibi), şantajcı televizyonlara (adı belli..) reklam vereceğine, ülke vatandaşlarının eğitimine, kültür seviyesinin yükselmesine yardımcı olacak programlara reklam versin. Parasal gücü toplumun kalitesini yükseltme yönünde kullanmak için çalışsın...
*Ben pirinçin içinde pirinç gibi görünen taşdan korkarım.
Çin Atasözü
Erkan Mumcu'ya:
- Bayram değil seyran değil, Ecevit'i niye öptün? diye sormuşlar.
Mumcu:
- Hiç sormayın, demiş, arkadaş kurbanı olduk.
- Nasıl yani?
- Şimdi, ayıptır söylemesi, benim dolarcı bir işadamı arkadaşım var. Son günlerde dolar tepetaklak olunca, "Birine çat da şu meret biraz yükselsin" diye rica etti. Ben de onun için Başbakan'a yüklendim; ama tutmadı. Keşke Cumhurbaşkanı'na yüklenseydim!
Can Ozan
İMF'den 10 milyar daha kredi bulduk. Yolda para bulmuş gibi seviniyoruz. Bir tuhaf ülkeyiz biz...
Her ülke finans kuruluşlarından kredi alıyor. Vadesi gelince faizini ve ana parasını ödüyor. Biz ana para ve faizi fazlasıyla ödediğimiz gibi Üstüne bir de "siyasi faiz" vermek zorundayız.
Memur emekli edilecek, işçinin ikramiyesi kesilecek, ilaç taneyle satılacak, vergiler artacak, yeni zamlar yapılacak, köy hizmetleri kapatılacak, tarıma, köylüye, esnafa destek verilmeyecek. Batı'nın sigarasına, şekerine pazar açılacak... Bu kadarı yetiyor mu? Ne gezer...
Üstüne Afganistan'a da asker gönderilecek. (Gönderilecek birliğin yıllık 50 milyon dolar masrafı da tarafımızdan ödenecek)... Peki sonra?
Sonrası malum... Faizin vadesi geldiğinde yeni kredi için tekrar İMF'nin kapısına gidilecek. Yeniden İMF ve ABD'nin ilave buyrukları yerine getirilecek. Türk halkı hem faizi hem siyasi faturayı biraz daha fakirleşip biraz daha işsizleşerek ödeyecek. İki yıl önce hiç gerek yokken İMF'yle Stand By anlaşması yapan Ecevit iktidarı ülkeyi iflasın eşiğine getirip ABD'ye teslim etmenin karşılığında 2004'e kadar iktidarda kalma garantisi aldı. Bu koltuk garantisini Türk halkı görülmemiş ölçüde pahalı ödüyor. Ödeyecek...
*Hükümet geleceğimizi parlak görüyormuş.
O parlaklık, bir yangından yükselen parlaklık olmasın sakın.
Mustafa Taş
Kağıttan şiir...
İnsanlarda tek eski tutku/ kağıttan şiir yüzdürmeleri harf denizinde/ kağıttan sır saklamaları/ ruh ülkesinde/ kağıttan yalnızlık duymaları ten gurbetinde/ kağıttan mektup yazmaları/ ki bilmiyorum buna sebep ne/ galiba boş kalmasın diye zarf/ mektup bahane
Haydar Ergülen