Melih Aşık
Meslekdaşımız yalnızca fizik görüntüsüyle değil, olaylara bakışı, yorumlayışı, huyu ve suyu ile de tam bir Karadenizlidir. Aşağıdaki iki olayın kahramanı bu meslektaşımızdır.
Kahramanımız birgün uçakla Trabzon'dan Ankara'ya gelmektedir. Uçak havalandıktan bir süre sonra eğilir, önce ayakkabılarını çıkarır, ardından da üst üste giydiği iki çift çorabını...Bu iş bittikten sonra bu kez tersini yapmaya başlar. Önce son çıkardığı çoraplarını ayağına geçirir, sonra da ilk çıkardığını...Ve nihayet ayakkabılarını giyer. Olayı, gözleri şaşkınlıktan fal taşı gibi büyümüş yanındaki yolcu merakla izlemiştir. Dayanamaz sorar:
-
Yahu hemşehrim, sen ne yaptın böyle?Bizimki en doğal ses tonuyla yanıtlar:
-
Bir haftadur yollardayum...Çoraplarum kirden kokmaya başlamıştı, onları teğiştirdum daaa!
***
Kahramanımız evinin balkonundan sokağı seyretmektedir. Birara gözü aşağıda park halindeki arabasına ilişir. Ama o da ne? Hırsızın birisi arabasının kelebak camını zorlamaktadır. Adam birkaç saniye içinde kapıyı açar, direksiyona geçer ve gaza basar. O ana kadar olayı şaşkınlıkla izlemekte olan meslekdaşımız nihayet titrer! kendine gelir ve hemen salona geçerek polisi arar:
- Memur bey, ben filanca... Şu adreste oturuyorum, bir hırsız biraz önce arabamı çaldu.
- Arabanızı mı çaldı? Peki, bana hırsızın eşkalini verebilir misiniz?
-
Hırsızın eşkali mi? Hiç tikkat etmedum...Polis, "Peki be kardeşim, adam arabayı çalarken sen ne yapıyordun?" diye fırça atınca bizimki gayet sakin açıklar:
-
Pöyle durumlarde ne yapilur; tabii ki arabanın plakasinu alaydum!Şevki Yılmaz, "Ben parlamenterlere pezevenk demedim, Uğur Dündar teknolojinin imkanlarını kullanarak montaj yaptı ve sözlerimi saptırdı" diyor. Yerseniz... Aslında
"pezevenk" sık kullandığı bir sözcük. Daha önce de ona buna
"pezevenk" dediği için başı belaya girmiş. 1994 yılında pezevenk sözü yüzünden eleştirilere uğrayınca bu defa değişik bir taktiğe başvurmuş:
- Pezevenk demek yol gösterici demektir, rehber demektir, ben o anlamda kullandım, demiş...
Ve
Cenk Koray 1994 yılında
Şevki Yılmaz'a hitaben
"Pezevenk" başlıklı bir yazı yazmış. Biz de yazıyı alıntılayıp sütunumuzda kullanmışız. Bir dostun uyarısı üzerine anımsadık...
Cenk Koray o yazısında diyor ki:
"Şimdi kelimeyi bu anlamda kullanalım bakalım... Rize memleketimizin çok güzel kentlerinden birisi... 8 sene önce oraya gitmiştim... Bir işim vardı. Halledip dönmüştüm. Ama Rize'nin gezilip görülecek pek çok yeri var diyorlar. Acaba tekrar Rize'ye gelsem Belediye Başkanı bana vakit ayırıp "pezevenk"liğimi yapar mı?... Böyle "pezevenk"ler var oldukça ülkemizin iyiye doğru gideceğinden hiç kuşkum yok. Kendinizi bunların eline teslim ediniz, çok mutlu olduğunuzu göreceksiniz.. Hele yarın öbürgün seçilip Meclis'e girerse, Meclisimizde nihayet bir pezevenk milletvekilimizin yer aldığını göreceksiniz..."
Yazı
Cenk'in takdir duygularıyla ve
"Vay pezevenk vay" şeklindeki övgüyle son buluyor...
Bu arada bir okurumuzun
Başbakan
Erbakan ile Genelkurmay Başkanı
İsmail Hakkı Karadayı'nın son Yüksek Askeri Şura toplantısında sert bir şekilde tartıştıkları öğrenildi. Güvenilir kaynaklardan edinilen bilgiye göre
Erbakan ile
Karadayı arasındaki ilk tartışma, ordudan ihraç edilecek dinci erler konusunda meydana geldi. İhraç edilecek er olarak önüne sadece iki kişilik bir liste konulmasına sinirlenen
Erbakan, Karadayı'ya,
"Nedir bu iki kişilik liste? Koskoca orduda irtica yanlısı sadece iki er mi var?" diye sordu.
Karadayı'nın,
"Bütün suç sizde, ihraç ede ede dinci er mi bıraktınız orduda? İnşallah önümüzdeki Şura'da 10 - 15 isim buluruz" yanıtına daha da sinirlenen
Erbakan, "Bakın, bakın; inşallah dediniz, demek siz de dincisiniz! Sizi de ihraç etmek lazım" karşılığını verdi.
Karadayı'nın,
"İnşallah lafı ağzımdan sehven kaçtı, özür dilerim Sayın Başbakanım" demesi üzerine tartışma sona ererken, ihraç edilen iki erin Türk Ordusu'nda eğitim için bulunan Suudi Arabistanlı
Abdullah Bin Suud ile
Faysal İbn Şevki oldukları öğrenildi.
***
Son MHP Kongresi'nde yaralanan 8 delege hastaneden taburcu edildi. MHP Genel Başkanı
Tuğrul Türkeş, delegelerin hastaneden taburcu edilmesi dolayısıyla verilen kokteylde yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Kongre sırasında tribünlerden atılan güllerin dikenlerinden yaralanan arkadaşlarımızın yeniden sağlıklarına kavuşması hepimizi son derece mutlu etmiştir. Bu bize ders olsun. Bundan sonraki kongrelerimizde gülü seven dikenine katlanır demeyeceğiz, atılacak güllerin dikeni alınmış güller olmasına büyük dikkat göstereceğiz."
***
ÇRP Rize milletvekili
Şevki Yılmaz'ın
Atatürkçü Düşünce Derneği Sultanbeyli Şube toplantısında yaptığı edep dışı konuşmaya tepkiler giderek büyüyor.
Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı
Suphi Gürsoytrak, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verdi:
"Derneğimiz üyesi Sayın Şevki Yılmaz, bir akıl hastasının Atatürk'le ilgili olumsuz sözlerini ciddiye alıp kendisine, "Ruh hastası"
demekle hata etmiştir. Bununla da yetinmemiş birden ayağa fırlayarak, "Bu adam bu muameleye layıktır, layık kalacaktır!"
diye slogan atmıştır. Kendisini şiddetle kınıyoruz..."
Yazara Emailm.asik@milliyet.com.tr