Körfez Savaşı sırasında Başbakan olan Yıldırım Akbulut önceki gece NTV'de Körfez anılarını anlattı. Özal savaşa mümkün olduğunca bulaşmak için can atıyordu. Amerikalılar Irak'a karşı cephe açılması için ısrar ediyordu. Akbulut o günleri anlatıyor:
- Cephe açsaydık, kamuoyuna başbakan olarak izah etmem lazım: Niçin açacağız? Ne elde edeceğiz vs.. Kaldı ki, şimdi deniyor ki : "Amerika bizden herhangi bir şey istemedi..." Peki, ben başbakanken benden istenen neydi, size onu söyleyeyim... O zaman Amerika'nın Ankara Büyükelçisi Abramowitz, Kongre üyesi Solarz'la birlikte bana geldi... "Biz" dedi, "Amerika olarak Türkiye ve İsrail'i korumak mecburiyetinde miyiz?" Irak savaşının bir boyutu da budur, manasında... Ve devamla; "Böyle bir mecburiyetimiz yok.. Öyleyse siz de Irak'ın güneyinden bir cephe açın..."
Bana söylenen laf budur... Yani, "Cephe açma konusunda ne düşünürsünüz?" filan denmiyor, kesin olarak "Açın" diyor... Ben de cephe açmayı katiyen düşünmediğimizi iyi bilmeleri lazım geldiğini, yapacağımızı havaaalanlarını açmak ve amborgaya uymak suretiyle yaptığımızı ifade ettim...
***
Görüldüğü gibi... O yılların fıkra kahramanı yapılanAkbulut, bugünkü Ecevit'e göre çok daha kişilikli, çok daha yurtsever davranmış...
"Vaadler memleketinde insan açlıktan ölür."
Danimarka atasözü
Pakistan ile Taliban'ın arası yeni bozulmadı. Zaten bozuktu. Son barış teşebbüsünü Guardian gazetesinde Tarık Ali yazıyor:
"İki ülke arasındaki ilişkiler bu yılın başında kopma noktasındaydı. İlişkileri düzeltmek amacıyla Pakistan, 6 ay önce bir "dostluk maçı" ayarlayıp Afganistan'a futbol takımını gönderdi... Ancak Kabil Stadındaki maç daha başlamadan garip bir şey oldu: Taliban güvenlik güçleri sahaya girerek Pakistanlı futbolcuları tutukladı. Sebebi; "Pakistanlı futbolcular 'edep dışı' giyinmişti..." Diz altına kadar uzanan şortlar giyen Afgan oyuncuların karşısına Pakistanlıların normal futbol şortuyla çıkması ahlaksızlıktı. Pakistanlı futbolcuların saçları ilahiler eşliğinde kazındı; sonra da yere yatırılıp kırbaçlandılar... Pakistan ordusunun uzattığı güle Molla Ömer'in cevabı bu olmuştu..."
Başbakan Bülent Ecevit'e demişler ki:
- Yıllarca terörle mücadele ettik, Amerika bir er dahi göndermedi. Siz neden tutup hemen generalimizi oraya gönderdiniz?
Ecevit:
- Rica ederim, bildiğim kadarıyla bir Amerikan generali, senelerdir Türkiye'de milletimize hizmet vermektedir.
- Yaaa!.. Kimmiş o?
- General Elektrik...
Can Ozan
ABD'nin ‘Sonsuz Özgürlük’ harekâtı Afganistan sonrası Irak'la devam edecekmiş. Böylesine ‘Arsız Özgürlük’ demek daha doğru değil mi?
* * *
Tarih şöyle yazarsa garip olmayacak mı? ABD Usame Bin Ladin savaşı. Savaşan taraflar Afganistan ve Türkiye.
Aşağıdaki sorular "Le Monde" gazetesinde 11 Eylül'den sonra yayınlandı... İnsanlık bu tür soruları sürekli sormuş olsa herhalde bugün çok daha huzurlu ve adil bir dünyada yaşıyor olacaktık. Buyrun sorulara:
1. Kabil'de bir futbol sahasında kafasına kurşun sıkılan bir Afgan kadının görüntülerini yayımlamak için, televizyonlar neden terörün Manhattan'ı vurmasını beklediler?
2. Irak'ta ölen yarım milyon çocuk için bir tane bile mum yaktık mı?
3. Eski Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat'ın öldürülmesinde başrolü oynayan Ömer Abdul Rahman'ın Afganistan'da Sovyetlere karşı savaşması için CIA tarafından hizmete koşulduğunu, 1991'de ABD'de "yeşil kart" sahibi olduktan tam iki yıl sonra Dünya Ticaret Merkezi'ne ilk saldırıyı düzenlediğini neden bilmiyoruz?
4. Niçin bir Filistinli ya da Pakistanlının hayatı, bir İsrailli, Amerikalı ya da Fransıza göre daha az kıymetlidir?
5. Niçin Avrupa ile Afrika arasında, insanların ortalama ömrü bakımından tam 25 senelik bir fark vardır?
6. ABD, Çin, Suudi Arabistan ve İran gibi dört devletin, dünyada gerçekleşen idam cezalarının yüzde 88'ini uyguladıklarını biliyor muyuz?
7. Saddam Hüseyin, Irak'ta Kürtleri ve komünistleri katlederken Batılılar niçin kıllarını kıpırdatmadılar?
8. Başka bir ülkeyi taş devrine döndürme hakkını kendine tanıyan bir ülke, nasıl oluyor da "iyi" nin temsilcisi olabiliyor?
9. 11 Eylül 1973'te Salvador Allende'yi kim öldürttü?
10. Bilmek istemediklerimizi yazıp söyleyenler niçin hiç Nobel Ödülü alamazlar?
Bir zamanlar adı: Karaoğlan'dı...
Şimdilerde "oğlan"ın yerini "mizah" aldı. O artık; "Karamizah"..!
Öneri, okurumuz Ahmet Bey'e ait...Diyor ki;
Afganistan'a asker göndermeyelim, Hükümeti gönderelim. Taliban rejiminin başına geçip iki haftada çökertmezse adam değilim.