İsveç Konsolosluğu'nda hoş bir davet... Daveti İsveç'in İstanbul Başkonsolosu Ingmar Karlsson veriyor... Davetlilere "Türkiye Uç Beyi" adlı kitabın yazarı Kaj Falkman tanıtılıyor. Zarif bir diplomat olan Kaj Falkman 1990 - 95 yılları arasında İstanbul'da başkonsolos olarak görev yapmış... O görevle yetinmemiş... Diplomat dedesi Gustaf Wallenberg'in arşivindeki mektuplar ve İsveçli diplomatların raporlarından yararlanarak Osmanlı'nın yıkılışını ve Atatürk'ü anlatan çok ilginç bir kitap ortaya çıkarmış. Kitap sayın diplomatın Türkiye'de yaşadıklarını ve gözlemlerini de içeriyor... Hayli ilginç bilgiler veriyor.
İsveç Başkonsolosluğu'ndaki davette bir başka kitapla daha tanışma fırsatını bulduk: "İslam ve Avrupa"... Bu kitabın yazarı da halen İstanbul Başkonsolosu olan İngmar Karlsson... Karlsson anlaşılacağı gibi hem diplomat, hem yazar. Aynı zamanda Ortadoğu uzmanı. "İslam ve Avrupa" adlı kitabını 1994 yılında yazmış. İsveç Dışişleri Bakanlığı bu yıl ona hoş bir sürpriz yaparak "İslam ile Avrupa'nın buluştuğu kent İstanbul" a atamış... Kitabında İslam'ın Batı dünyasına karşı tehdit oluşturup oluşturmamasının Batı'nın tavrına bağlı olduğunu vurguluyor.
Cem Yayınevi'nden yayınlanan her iki kitabı okumanızı salık veririz...
Ne denli okusan da, bilgine uygun davranmazsan cahilsin.
Ecevit, Başbakanlık'a kapanarak günlerce dışarı çıkmamış.
Sonunda Rahşan Hanım, gazetecilere bir açıklama yaparak:
- Bülent bir daha Başbakanlık'tan hiç dışarı çıkmayacak, demiş.
Gazeteciler:
- Ama neden? diye sormuşlar.
Rahşan Hanım, cevap vermiş:
- Çünkü her dışarı çıkışında, yoluna birileri çıkıp kendini yakıp yıkıyo... Hayır yani, bu gidişle memlekette adam kalmayacak. İyisi mi çıkmasın, olsun bitsin.
İsveç Konsolosluğundaki davette geçmişte İsveç ve sosyal demokrasi ile ilişki kurmuş dostlar ağırlıktaydı. Öyle olunca sohbetlerin ağırlığı da CHP'ye ve Erdal İnönü'ye kaydı... Çoğunluk şu günlerde Erdal İnönü'ye haksızlıklar yapıldığı görüşündeydi. Bu arada bir dostumuz Deniz Baykal'ın her önemli olayda olduğu gibi Afganistan'a asker gönderilmesi konusunda da sütre gerisine yattığını ve sustuğunu anımsatarak ekledi:
- Üstelik beyefendi saatlerce konuşup hiçbir şey söylememe yeteneğine de sahiptir.
Bir yenilgi Fatih Terim’in Milan’dan kovulmasına neden oldu!.. Binlerce yenilgiye rağmen koltukta oturan siyasetçilerimiz derhal Milan’a!..
Cihan Demirci
"Beyaz Saray'a en yakın gazeteci" diye lanse edilen, aslında "Beyaz Saray'a en yakın tetikçi" denilmesi gereken Newyork Times yazarı William Safire , Beyaz Saray hesabına Türkiye'yi Irak'a saldırtmayı kafasına koymuş, bir aydır hayali haberler üretip duruyordu... Önce, Ladin' in 5. bölüğünü Kuzey Irak'a yerleştirmişti, ardından Irak'ın Ankara Büyükelçisi Faruk Hicazi' yi Usame bin Ladin' le görüştürdü...
Hazret, hiçbiri doğru çıkmayan bu hayali haberlerden sonra bir de hayali röportaj patlattı Newyork Times'da... ABD eski Başkanlarından Richard Nixon'la hayali bir konuşma yapan Safire, ona şunları söyletmiş:
"Türkiye, Kuzey Irak'ı ilhak etsin. Bu, günde 2 milyon varil petrol demektir. Bu durumda ekonomik sorunlarını çözmüş olacağı için AB Türkiye'nin peşinden koşar, Kürt sorunu da çözülür."
Yani, bir taşla üç kuş! Ya da "Rahmetli' "nin hesabıyla; bir koy üç al!"
Peki bu doğru bir hesap mı? Dünkü Finansal Forum'da, strateji uzmanı Ercan Çitlioğlu, "Safire'ın makalesi bir zemin yoklamasıdır" dedikten sonra şöyle devam ediyor:
"Safire, Türkiye'nin Kuzey Irak'ı ilhak gerekçesini söylemeyi her nedense unutmuş görünüyor (!)... İlhakı, Türkiye'nin sorunlarının çözümüne endekslemek Türkiye'yi işgalci konumuna düşürür. Amerika, uzun bir süredir hedefine aldığı Saddam ve rejimini bu kez Türkiye aracılığıyla çözme konusunda senaryolar üretmektedir... "
William Safire Türkiye - Irak ilişkilerini kızıştırmak ve Türk kamuoyunu Irak'a yönelik bir saldırıya hazırlamak için misyon üstlenmiş gibi yazılar yazarken... ABD'nin savaş rotasını Irak'a çevirmek üzere manevralandığına ilişkin belirtiler de artıyor. Türkiye savaşın Irak'a sıçratılmasına karşı hem uyanık hem tepkili olmak zorundadır...