Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Korsan yayıncılığın önüne geçmek amacıyla Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda değişiklik yapan tasarı, Meclis Genel Kurulu'nda onaylandı. Buna göre... Broşürden ansiklopediye kadar her türlü kitap yayınında "bandrol" uygulamasına geçilecek. Yasaya uymayan yayıncılar 6 yıla kadar hapis ve 150 milyar lira para cezasıyla cezalandırılacak.
Korsan sektörü önleme amacına bakıp yayıncı çevrelerden olumlu tepkiler beklerken... Tam tersi bir manzarayla karşılaşıyoruz: Ülkenin saygın yayınevleri, "örtülü sansür" eleştirisiyle yasaya karşı çıkıyor. Sözgelimi.. Türkiye Yayıncılar Birliği yöneticisi Akın Dirik diyor ki:
- Bu yasayla Anayasanın "süreli ve süresiz yayınlar önceden izin alma ve mali teminat yatırma şartına bağlanamaz" hükmü açıkça ihlal ediliyor; "bandrol" şartı getiriliyor. Okul kitabından üç sayfalık bir broşüre kadar tüm kitaplara "bandrol" yapıştırmak artık zorunlu. Önce Kültür Bakanlığı'na bandrol başvurusu yapacağız. Alamadık diyelim. Kitabımızı piyasaya sunma şansımız olmayacak. Düşünün: Yarın sağ veya sol bir iktidar geldi. Ben de karşıt görüşlüyüm. Bandrol başvurusu yaptım... "Vermiyoruz" dendi. Yapabileceğim hiçbir şey yok! Korsan yayıncılık da önlenemez bu yasayla.. Sahtekarlık bu defa sahte bandrol ile sürer...

Bir soğan soyulurken yaşarıyor da gözler
Memleket soyulurken aldırmıyor
öküzler!!

Of'lu Hoca Temel'e öğüt veriyormuş:
- Abdest namazın direğidir, sakın yellenme, direk çöker, namaz boşa gider...
Temel öğütten birşey anlamamış. Yanındakine dönüp söylenmiş:
- Bu nasıl abdest ki bir yellenme ile çöküyor...
Fıkrayı gönderen Avukat Süleyman Acar dostumuz soruyor:
- Bu nasıl ekonomi ki Cumhurbaşkanı ile Başbakan tartıştı diye çöküveriyor?
Sağduyulu vatandaş ekonominin o tartışma sonucu çöktüğüne inanmıyor.
Yaygın kanı... Ekonominin zaten yürümediği, sabit kurdan dalgalı kura zaten geçileceği, MGK'daki tartışmanın da buna bahane yapıldığı yolunda. Özetlersek: "Ekonomik başarısızlığı gargaraya getirebilir miyiz, suçu Cumhurbaşkanı'nın üzerine atabilir miyiz" kurnazlığı denendi. Tutmadı...

Cumhurbaşkanı ile Ecevit arasındaki tartışma ekonomide kriz yarattı.
Ekonomimizin özelliğine ve güzelliğine bakın...
Devletten 15 milyar dolar hortumlanırken istikrar var...
Cumhurbaşkanı "Neden yolsuzlukların üzerine gitmiyorsunuz?" diye sorunca, kriz...
Haldun Ertem

Körfez depremi sonrasında ülkemizin "jeolog" yönünden ne kadar zengin olduğunu keşfetmiştik. Bu defa da "ekonomist" zenginliğini farkediyoruz. Ekranlarda dizi dizi oturuyor... Ekonomi üzerine dizi dizi fikir beyan ediyorlar.
Üstelik çoğu genç... Zarif... Meramını anlatmakta usta... Uzman kişiler.
Peki ekonomi uzmanı bu kadar bol olan bir ülkenin ekonomisi neden çöker?
Yanıt galiba zor değil...
Çünkü Hükümet'in ulusal çıkarları temel alan bir ekonomi politikası yok...
Plan yok, vizyon yok, hedef yok, ilke yok...
Binmişiz İMF denen alamete, gideriz kıyamete...
İMF otomobilinin bir ana kuralı var.
Şoför koltuğunda siz oturuyorsunuz direksiyonu onlar kullanıyor.
Sundukları koltuk sefası karşılığı ülkeyi istedikleri yöne götürüyorlar.
Bir süredir İMF'ye teslim olduk, diye yakınıyorduk.
O bile değilmiş.
Meğer kobay olmuşuz.
- Hele bir sabit kur uygulayın da görelim..
- Tutmadı dalgalı kura geçiyoruz...
Türkiye'nin son birkaç milyar dolarlık nefesi de bu denemelere harcanıyor.
Herşey şu çürük varsayıma dayalı...
"ABD Türkiye'ni iyiliğini ister, ABD Hazine Bakanlığının hazırladığı İMF reçetesi de Türkiye'yi iyiye götürür"
Nereden biliyorsunuz?
Ya ABD'nin çıkarı Türkiye'yi çökertip avucunun içinde (ve Ortadoğu'da) oynatacak hale getirmekse...
O zaman ne yapacaksınız?
Yani şimdi ne yapacaksınız?

Sayın Sezer acaba asker kökenli bir Cumhurbaşkanı olsaydı ve aynı sözleri söyleseydi Ecevit yine toplantıyı terkeder miydi?