İşte demokrasi!..

'Türkiye'deki siyasi partilerde parti içi demokrasi yok. 1.463 delegemiz var, bu insanlar pazar günü yaptığımız kongrede ilkokul öğrencisi gibi oturdular, hiçbiri konuşmadı. Ne Irak'a asker gönderme tartışıldı ne kamu reformu tasarısı ne de bir başka konu... Kongrelerde en yüksek kürsü Divan'ın oturduğu kürsü olur. Çünkü orada en yüksek organ Divan'dır. Ama bizim kongremizde baktım, Divan'ın üzerinde bir kürsü daha var. Orada genel başkan konuştu ve tabii ki bu biraz tuhaf oldu. Sandıklar şeffaf olduğu için delegeler rahatça oy kullanamadı. Oy kullanma kabinleri sandıklardan uzak yerlere konmuştu, o yüzden çoğu delege açık oy kullanmak zorunda kaldı. Oysa oylama gizli, tasnif açık olmalıydı..."
AKP'nin muhalif isimlerinden Ersönmez Yarbay, dün Meclis'teki basın toplantısında partisinin pazar günkü kongresini değerlendiriyordu ki, bir gazeteci;
- Efendim, dedi, kongrenizde demokratik uygulama hiç olmadı mı?
Soruya Ersönmez Yarbay'ın yanıtı mı?
- Oldu tabii ki... Örneğin Divan Başkanı delegelere bir defa, söz isteyen var mı? Bir defa da seçimlere geçiyoruz, aday olmak isteyen var mı? diye sordu. Gerçi hiç kimse ne söz istedi ne de aday oldu ama yine de bunlar bana göre demokratik uygulamalardı!

ŞİİR
"Ezenlerle bir olmuş yaşıyoruz ne güzel Çizme onlardan, içindeki ayak bizden ne iyi"


Tayyip Erdoğan, "muhafazakâr eksenli çağdaş partiyiz" demiş. Aynı zamanda da ABD'nin muhafızı...


Milli Takımımız İngiltere karşısında neden beklenen başarıyı gösteremedi?
Sportif yorumlara girmeden Dr. Erdal Atabek'in dünkü yazısında ana - babalara verdiği nasihatlerden birine göz atalım:
"Ana babaların beklentilerini çocuklara yüklemekten vazgeçmeleri gerekir. Onlar üzerinde baskı oluşturmamalı, beklenti, çocukları ile ilgili olmalıdır."
Yani... Toplum, sporculardan diğer alanlardaki toplumsal başarısızlıkları unutturmasını bekler, bu yönde baskı yaparsa futbolcu oynayamaz...

Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ soruyor:
- İmam hatip okullarından 25 bin kişi mezun oluyor oysa tahmini kadro ihtiyacı 5500'dür, neden mezun sayısını artırmaya çalışıyorsunuz?..
AKP'li Salih Kapusuz'un cevabı: "Halkla kavga etmenin kimseye faydası yoktur..."
TÜSİAD bildirisi: "İhtiyaç fazlası İmam hatip okulları düz liseye çevrilsin"
Tayyip Erdoğan'ın yanıtı: "Kısır çekişmelerle kaybedecek vaktimiz yoktur..."
Uzun lafın kısası: Galiba sorulara verilecek cevap da yok.

TİP eski Genel Başkanı Behice Boran, geçen hafta sonu, ölümünün 16. yılında mezarı başında anıldı. Zaman geçiyor. Tarih tekerrür ediyor. Behice Boran 1950 yılı ortalarında Türk Barışseverler Derneği adına okuduğu bildiriyle Adnan Menderes'in Kore'ye asker gönderme kararını protesto etmişti. Bildirinin iki paragrafını aşağıya alalım:
Aziz Türk Halkına,
Adnan Menderes hükümeti, Kore'de harp etsin diye 4500 Türk çocuğunu General MacArthur'un emrine veriyor. Adnan Menderes hükümetinin bu kararı Türk milletine nasıl gösterilirse gösterilsin, Amerikan menfaatleri uğruna harbe katılmamız demektir. Hükümet bu kararı Amerika'nın zoru ile vermiştir.
... Kore'deki savaşa, Türk milletinin katılmasında istikbalimiz, güvenliğimiz bakımından hiçbir fayda yoktur. "Biz şimdi Kore'ye asker göndermezsek, bizim başımız dertte kaldığı zaman Amerika da bize yardım etmez" diyenlere yakın zamana kadar Dışişleri Bakanlığı yapmış ve milletlerarası işleri içinden takip etmiş olan Necmeddin Sadak cevap veriyor: "Bu işler bir menfaat işidir, hissi sebepler rol oynamaz, eger o gün Amerika'nın çıkarı varsa bize yardım eder, yoksa etmez."
***
Bugünkü Irak rezaletini geçmişte Kore rezaleti olarak yaşadık. Menderes'in ABD'ye kıyakçılık sevdası 700'ü aşkın şehit ve 3 bin dolayında yaralıya mal oldu. Aynı Menderes Kore'ye asker gönderdikten bir iki yıl sonra kapı kapı yardım aramaya çıktı. Amerika'nın onunla işi bitmişti. 1960'ta devrildi. Ne demişti şair:
- Ders alınsaydı tarih tekerrür mü ederdi?

Burgazada yangınından kurtarılan Bayraktepe mevkiindeki ceviz, incir ve bir kısım çam ağacı Orman İdaresi tarafından önceki gün kesildi... Amaç, Ada'ya gelmesi beklenen Orman Bakanı için helikopter pisti inşa etmekti. Ada'da 2 helikopter pisti vardı ama anlaşılan Orman İdaresinin bundan haberi yoktu.
Kadıköy Kalamış'ta, Marina girişinin önündeki göbekte bulunan asırlık üç ağaç da belediye tarafından kesildi.
Ne diyelim? Elleriniz kırılsın...