Melih Aşık
Bizden başka içinde oturduğu kenti fethedişini kutlayan bir ulus var mı? Yoktur... Ve olamaz... Çünkü siz kendini açınızdan bu olayı fetih diye adlandırsanız da bir başkasının gözünde bu olay işgaldir. Zor yoluyla toprak kazanımıdır. Geçmişte fetih bir yiğitlik, cengaverlikti. Ama yaşadığımız çağda toprak kazanımı artık kabul gören bir yöntem olmaktan çıkmıştır. Ayrıca fetih kutlaması
"Aslında bu kent bizim değildir, kılıç zoruyla aldık, üzerine oturduk" anlamına gelir ki, faydası durduk yerde elalemi kışkırtmaktır...
Zaten Osmanlı da asla İstanbul'un fethini kutlamamış...
Kutlama fikri 1953'den itibaren yürürlüğe konmuştur...
Cumhuriyet Türkiye'sinin her sembolü ve bayramına alternatif arayan RP, 29 Mayıs'ı biraz da diğer milli bayramlara alternatif olarak büyüttü.
Fetih günü coşkulu kutlamalar yapıyor.
Profesör
Mehmet Ali Kılıçbay'a göre RP'lilerin bir amacı da, İstanbul'un fethini İslamiyet'in Hıristiyanlık üzerindeki zaferi olarak sembolleştirmektir.
Aslında "Refah Partisi İstanbul"u sürekli fetih, daha doğrusu işgal halinde.
Varoşlarda RP'li belediyeler bağış karşılığı kaçak katlara imar izni veriyor, kentin rantıyla kasayı dolduruyor, kenti kent olmaktan çıkarıyorlar. Gazetemizin bulunduğu bölgede 3 kata imar izni olduğu halde gecekondular 6 kata uzandı. Şu günlerde Ankara'dan
"Şehirlerdeki gecekondular sahiplerine satılacak" yollu haberler geliyor. Belediyelere para kazandırmak amacıyla alınan bu karar, arazi mafyası, arsa hırsızları ve yağmacılara bir imkan daha tanıyor. Onları yeni gasplara teşvik ediyor.
Refah Partisi görünüşte Osmanlı'ya ve İstanbul'a herkesten çok bağlıdır. Gelin görün ki İstanbul'da sapır sapır dökülen Osmanlı'dan kalma çeşme, türbe, mescit, camilere ne RP'li belediyeler bir çivi çakar, ne çoğu vergiden muaf yüzlerce İslamcı vakıf bu eserlerin onarımı için parmağını oynatır.
Bu nasıl bir fetih heyecanı ve nasıl bir İstanbul sevgisiyse...
İngilizlerin siyasi mizah dergisi
"Private Eye" ın, seçimlerden birkaç gün önce piyasaya çıkan sayısında iki sayfalık bir ilan... İlanda kocaman bir şok cihazı fotoğrafı... İlanı veren
Amnesty İnternational , üç İngiliz liderinin adını sayarak diyor ki:
"Sayın Major, Blair ve Ashdown....Eğer seçimi kazanırsanız, İngiliz firmalarının "işkence" üzerinden para kazanmasını durduracak mısınız?"
Türkiye dahil birçok gelişmekte olan ülkede yapılan işkencelerde kullanılan elektro şok cihazı İngiltere'de üretiliyormuş... İlanda cihazın 100 bin volta kadar elektrik verdiğini anlatıyor. Türkiye dahil çeşitli ülkelerde bu tür işkenceye uğrayanların çektikleri acılardan örnekler veriyor.
Tony Blair İngiliz firmalarının elektro şok cihazı üretip dışarı satmasını yasaklayacak mı?
Şimdilik bilmiyoruz...
Ama bir kocaman ayıbı açıkça görüyoruz... Bizim insanımızı işkenceden İngiltere'deki Amnesty İnternational korumaya çalışırken...
Türk kamuoyu gündemde böyle bir konunun varlığından bile habersiz...
Sonra da bizi yeterince uygar bulmayarak AB'ye almadıkları için onlara kızıyoruz... Doğru mu yapıyoruz...?
Pişirimi aynen kuzu kapama gibidir. Parti büyükçe bir kabın içine konur. Maydanoz niyetine
Şevki Yılmaz, dereotu niyetine
Hasan Hüseyin Ceylan, soğan niyetine
Melih Gökçek, sarmısak niyetine
Bekir Yıldız kaba ilave edilir. Ayrıca bir tutam
"Atatürk düşmanlığı" ile iki ölçek
"şeriat", dört kaşık
"anti laik söylem" katılır. Yemek ağır ateşte pişerken kabın içindekiler hafifçe karıştırılır. Isındıkça içlerinden geçenleri yüksek sesle söylemeye başlarlar. O arada tencere fokurdamaya, etrafa sıcak sular sıçratmaya başlar ve birisi gelip tencerenin kapağını kapatır. Olur size parti kapama... Masada bulunan DYP'li ve ANAP'lılara sıcak sıcak servis yapılır. Afiyetle yenir...
Avukat
Ceyhan Mumcu, dün Refah Partisi Rize milletvekili
Şevki Yılmaz' a bir cümlelik kısa bir telgraf çekti. Sayın
Mumcu' nun dile getirdiği dileğe yürekten katıldığımızı belirtiyor, metni aynen aktarıyoruz.
Sayın Şevki Yılmaz
Refah Partisi Rize Milletvekili
Refah Partisi'nin kapatılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Anayasa Mahkemesi'nde açmış olduğu davaya yaptığınız büyük katkıları teşekkürle karşılar, Anayasa Mahkemesi hüküm vermeden önce bu olumlu çabalarınızın artarak devam etmesini dilerim."
Yazara Emailm.asik@milliyet.com.tr