- Hükümet şaşır maaa..! Sabrımızı taşır maaa..!       - Affedersiniz beyefendi, sizi tanıyabilir miyiz?       - Biz memuruz, hükümeti protesto için yürüyoruz.       - Hükümete karşısınız demek?       - Elbette. Milyonlarca memuru açlığa mahkum eden bu Hükümet'e hangi memur karşı olmaz ki? Hükümet şaşır maaa... Sabrımızı taşır...       - Pardon bir sorum daha var; son seçimde oyunuzu bunlara vermemiştiniz herhalde?       - Evet şeyyy... Elim kırılsaydı da... Kem küm...       ***       - İşçiii...yiz..! Güçlüüü...yüz..!       - Affedersiniz, sizi tanıyabilir miyiz?       - İşçiyiz...Hükümeti protesto için yürüyoruz...       - Hükümete karşısınız demek?       - Elbette...Milyonlarca emekçiyi açlığa, sefalete mahkum eden...IMF güdümlü politikalarla biz emekçileri her geçen gün biraz daha yoksulluğa mahkum eden...       - Pardon, sözünüzü kesiyorum ama, son seçimde oyunuzu kime vermiştiniz...       - Evet şeyyy... Bir daha mı tövbe... Bunlara bir daha oy ha...       Bu tiyatro böyle sürer gider... Benim işçim, benim köylüm, benim memurum, benim emeklim oyunu her seçimde sağ partilere verir. Sol çözümler bekler. Hırsızın adamına oy verir. Param çalındı diye feryat eder.       Benim işçim, benim köylüm, benim memurum... Bugünlerde yine sokaklarda. Batan bankaların 10 milyar dolar, hortumlanan devlet bankalarının 20 milyar dolar açığını ödeyecek... Devletten üç kuruş maaş zammı alıp beş misli vergi verecek... İşi çok zor, çook...
Memura fitre
      Diyanet Ä°ÅŸleri, fitre ve zekatların memur ve asgari ücretlilere de verilebileceÄŸini açıklamışken Hasan Pulur gerçek bir olay aktardı.       Emekli memurlar sabahın ilk ışıklarıyla Ziraat Bankası önünde toplanmış; "üç aylık"ları bekliyorlar... O ara bir dilenci yaklaÅŸmış topluluÄŸa;      Â- Allah rızası için bir sadaka...       Kuyruktaki yaÅŸlıca amcalardan biri;      Â- Allah versin evladım, demiÅŸ, bir maaÅŸtan iki sadaka çıkmıyor!..
Åžiirsel...
      Milli EÄŸitim Bakanı Metin BostancıoÄŸlu, BaÅŸkent Öğretmen Evi'ndeki 24 Kasım töreninde öğretmen maaÅŸlarının yetersizliÄŸinden yakınırken hayli duygulanmış... Duygularını bir ÅŸiirle anlatmış:      Â"Sevgili öğretmenim / seni her gün / her saat / her dakika anarım / ödeyemem hakkını / iÅŸte buna yanarım..."       BoÅŸuna dememiÅŸler: Åžiirde para yoktur, parada da ÅŸiir yoktur...
Dayısı olmayan
      Banka hortumcuları af kapsamına girsin mi, girmesin mi tartışması, yasalarda zaten "Bedelini yatıran serbest kalır" şeklinde bir madde bulunduğu için gündemden kalktı.       Eğer yasalarda hortumcuları kurtaracak maddeler mevcut olmasaydı, hiç kuşkunuz olmasın, tasarıya onları kurtaracak madde konacaktı.       TBMM'de banka soyguncularının, hırsızların, sahtecilerin, rüşvetçilerin, katillerin, canilerin temsilcileri var. En azından onları savunan, onlar adına pazarlık edenler mevcut. Kimin temsilcisi yok biliyor musunuz? Duvara yazı yazdığı, yasak yayın bulundurduğu veya benzer sudan sebeplerle yasa dışı örgüt üyesi sayılarak 12 - 18 yıl hapse çarptırılmış gençlerin... Çetin Altan dünkü yazısında yirminci yüzyılı tek bir cümleye sığdırmıştı: "Talancılar alkışlandı, talana karşı çıkanlar da zındanlara kondu..."       Egemenlerin mantığında bu yüzyılda da değişen bir şey yok...
Ahlak sınavı
      Gaziantep Belediye ve Kulüp BaÅŸkanı Celal DoÄŸan TV'de bir olay aktarıyor:       - Gözlemcilerimiz Brezilya'da ikinci ligde bir futbolcuyu izleyip çok beÄŸendiler. Biz de bantlarını izledik. Almaya karar verdik. Ancak Brezilya Futbol Federasyonu bu isteÄŸimize karşı çıktı. Ne dediler biliyor musunuz:       "Siz para verip alsanız bile biz ülke dışında oynamasına izin vermeyiz. Çünkü ahlaklı bir futbolcu deÄŸil. Biz dışarıya giden futbolcuların Brezilya'yı ülke ve futbol olarak temsil edecek düzeyde olmasına önem veriyoruz..."      ÂCelal DoÄŸan'ı izlerken mafya mensuplarının, uyuÅŸturucu kaçakçılarının cebine yeÅŸil - kırmızılı pasaportlar koyup yurt dışına salan yöneticiler geldi aklımıza. Devlet olarak Brezilya Futbol Federasyonu kadar titiz olabilseydik bugün böylesine kirli bir görüntümüz olur muydu?
      *Ecevit: “Avrupa BirliÄŸi Türkiye’yi aldattı" demiÅŸ...      ÂSiz de aldattınız bir ÅŸey olmadı. Belki oradan cesaret aldılar...