Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



İspanya Büyükelçiliği kapısına bir kâğıt asmış: Vize başvurularını kabul etmiyoruz.. İngiltere aynı şekilde vizeyi durdurdu... ABD ve İngiltere başta olmak üzere birçok ülke vatandaşlarına Türkiye'ye gitmeyin mesajı verdi. Türkiye'deki toplantılar birbiri peşinden iptal ediliyor. Ülkemiz karantinaya alınıyor. Normale nasıl dönülecek?
Yanıt belli: Terör tehlikesi ortadan kaldırıldığı zaman....
Bu tehlikeden nasıl arınacağız? CHP Genel Sekreter Yardımcısı Algan Hacaloğlu'nun Başbakan Erdoğan'a sorduğu sorular, terörü ortadan kaldırmak için önümüzde çetin bir yolun uzandığını gösteriyor. Hacaloğlu soruyor:
- Devlet birimlerince eğitilen ve geçmişte PKK'ya karşı kullanılan Hizbullah örgütü ile bu örgütten ayrılanların kurduğu İmamlar Birliği'ne bağlı kişilerin Suriye, İran, Pakistan gibi ülkelerde aldığı terör eğitimi ve ilişkileri izleniyor mu, haklarında işlem yapılıyor mu?
- İllegal olarak yurtdışına çıkarak Bosna, Çeçenistan ve Afganistan'da sıcak eylemlere katılan, kökten dinci dış odaklar tarafından eğitilen, kendilerini İslam adına savaşmaya adayan, ülkemize gizli olarak döndükten sonra da dışarıda El Kaide, içeride Hizbullah veya benzeri "İslamcı / kökten dinci" terör örgütleri ile ilişki kuran bin dolayında kişinin nerede ikamet ettiği biliniyor mu? Bu kişiler güvenlik güçlerince izleniyor mu?
Türkiye'nin sicili yukardaki kuşkular giderilirse temizlenecek.

Bilim adamları bilgiye veya kanıta dayanarak konuşmalıdır, masaya veya kürsüye dayanarak değil.


Kadınlar dağlarda terörist olarak çarpışıyorlar da DSİ veya TMO'nun taşra teşkilatında neden çalışamıyorlar acaba?


Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in şu sözleri geçenlerde Milliyet'te yayımlandı:
- 1980'den beri bütün iktidarlar kendi hırsızlarını korudu...
Okurumuz Esat Tüzel diyor ki:
- Bu suçlamaya muhatap olan liderlerin hemen hepsi hayatta... Demirel, İnönü, Erbakan, Yılmaz, Çiller, Ecevit, Bahçeli... Ve bu liderlerin hiçbiri suçlamayı reddetmediği gibi hiçbiri de adalete başvuracağını beyan etmedi...
Bu sözleri acaba nasıl hazmettiler?

Gazeteci arkadaşımız annesi ve babasıyla birlikte 25 Kasım Cumartesi günü Hatay Has Turizm otobüsüne binerek İstanbul'dan Hatay'a doğru yola çıkıyor. Şoför az sonra sigara yakıyor. Yolcular dumanaltı. Arkadaşımız "Şoför bey, sigara yasak değil mi?" diye soruyor. "Bize yasak değil" diyor şoför... Bolu'daki molada arkadaşımız 154'ü arayıp polislere durumu bildiriyor. "Şoförlere yasak değil, içebilirler" diyor polis... Diğer şoför de dumancı. Yolcular 16 saat duman soluyor. Arkadaşımız dönüşte polisi yeniden arıyor. Bu defa aldığı yanıt: "Şoför de sigara içemez"... Kuralı polis de tam bilmiyor...

Haber dünkü gazetelerde yer aldı. Şişli'deki Musevi Sinagogu'nun bombalanması talimatını veren Yusuf Polat polisteki ifadesinde "pişmanım" demiş. Bunu deyince de kamuoyunda "Pişmanlık Yasası" olarak bilinen "Topluma Kazandırma Yasası"ndan yararlanmaya hak kazanmış. Polat, olayda "erkete" yani "gözcü" olarak kabul edilirse ceza almayacak, "azmettirici" olduğu belirlenirse müebbet hapis yerine 9 yılla paçayı kurtaracakmış.
Hatırlanacağı üzere... "Topluma Kazandırma Yasası"nın siparişi, dağdaki PKK'lılar için Amerika tarafından verilmiş... Ancak hükümet siparişi yerine getirirken içeriğini dinci örgütlerle militanları da kapsayacak şekilde genişletmiş, CHP'nin yaptığı bütün uyarılara karşın Meclis'ten bu şekilde geçmişti. CHP Niğde milletvekili ve Adalet Komisyonu üyesi Orhan Eraslan'la dün bu konuyu görüştük. Söylediği...
- Tasarı Adalet Komisyonu'nda ve Meclis'te görüşülürken defalarca söz aldım. AKP'lilere, sizin asıl amacınız PKK'lıları topluma kazandırmaktan çok Hizbullahçıları, Sivas katliamını yapanları affetmektir, dedim. Bir teki bile çıkıp, hayır öyle değil, diyemedi. Dedikleri tek şey, pek çok PKK ile dinci terörist aynı maddeden ceza yedi, bu nedenle birini kapsama alıp ötekini almamak hukuken mümkün değildir, oldu. Oysa bu doğru değildi. Daha önce çıkarılan benzer pişmanlık yasalarında olduğu gibi, af "bölücü terör örgütü mensupları"yla sınırlanabilir, sorun halledilirdi. Ya da, yakalanıp mahkûm olmuşlar kapsam dışı bırakılabilirdi. Ama niyetleri PKK bahanesiyle dinci teröristleri affetmek olduğu için bizi dinlemediler. Kapsamı o kadar geniş tuttular ki, yasadan yararlanmak için itirafçı olmaya da, örgütü çökertecek bilgiler vermeye de gerek yoktu. Sadece "pişmanım, örgütten ayrıldım" demek yeterliydi. Nitekim öyle olduğunu da şimdi çok daha iyi görüyoruz.
***
İktidar partisinin dinci teröristlere bu şevkatli yaklaşımı acaba nereden kaynaklanıyor? Bu yaklaşım terörün çözülmesini kolaylaştırır mı, zorlaştırır mı?

Yoksul vatandaşlar için Gıda Bankası kuruluyormuş. Milletin 50 milyar doları bankalarda hortumlanırsa olacağı o...