Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Biri şöyle: "CHPyi köşe yazarları değil halk yönetecek."CHPliler yoğun biçimde medyanın kendilerine bakışından şikâyetçi... Bir ölçüde haklılar. Ama afişi gören bir gazeteci arkadaşımız aynı fikirde değil:- CHPyi bu duruma köşe yazarları mı getirdi, diye soruyor.Türk halkı daha iyi bir Türkiyenin arayışında... CHPde ise arayışlar daha sınırlı... Genel Başkan, koltuğunu sağlam tutma arayışında. Delegelerin kimi yerel seçimde belediye meclisi üyeliği peşinde kimi parti meclisinde bir küçük sandalye yakalama derdinde. Peki Kemal Derviş neyin arayışında? Konuştuğumuz CHPli dostlar arasında genel kanı: - Partiyi ikiye bölme arayışında.Partideki sol ve Atatürkçü gruplara göre Kemal Derviş, TBMMnin bütün mevcuduyla IMF çizgisine oturmasını yeterli bulmuyor, şimdi de CHP içindeki Atatürkçü görüşü temizlemeyi misyon edinmiş bulunuyor. CHP ne zaman kendi iç sorunlarını çözüp Türkiye meselelerine kafa yoracak?Belki de soruyu şöyle sormalı... CHP Türkiyeyi yönetmek istiyor mu?Yoksa Deniz Baykal ve Dervişin ana misyonu sosyal demokratları iktidardan uzak tutmaktan mı ibaret... Kurultay salonunun dört bir yanında ilginç afişler, esprili pankartlar... Sevinin bakın ne güzel; pankart açmıyor, duvara slogan yazmıyor, siyasetle uğraşmıyorlar! Her beş lise öğrencisinden biri uyuşturucu kullanıyor! Akif Kökçe Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi yasalaşmış! - Darısı ev insanlarının başına. Arif Ayhan Ciddi bir parti, tüzüğünü nasıl değiştirir? Ciddi bir tüzük değişikliği nasıl yapılır?CHP Eski Genel Başkanı Altan Öymen anlattı:- Genel başkanlığım sırasında yapılacak tüzük değişikliği, önce ilçe toplantıları, sonra il ve bölge toplantılarında tartışıldı. Hazırlanan üç ayrı taslak, Parti Meclisinde görüşüldü. Bir tüzük kurultayının toplanması planlandı. Tüzükte düzeltmeler bu şekilde yapılacaktı ama maalesef siyasi ömrümüz yetmedi. Diyeceğim, tüzük değişikliği ciddi iştir. Tüzük ciddiyeti CHP kurultayının yapıldığı 5000 kişilik Ankara Atatürk Spor Salonu mahşer gibi kalabalık, yüzlerce kişi dışarıda kalmış. CHP Grup Başkan Vekili Kemal Anadol içerde bunalmış, kendini dışarı atmış... Bir yandan serinlemeye çalışırken bir yandan da diyor ki:- Koskoca başkentte bir kongre salonu bile yok. Örneğin Amsterdamda bir kongre semti vardır. Orada 50 kişilikten 5000 kişiliğe kadar birçok salon toplanmıştır. İstediğinizi kiralar, kongrenizi yaparsınız...Darısı başımıza... Bir salon bile yok... Dünkü kongreyi izleyince gördük ki CHP cephesinde değişen fazla bir şey yine yok. Yine yetersiz bir salon... Yine kötü bir organizasyon... Yine sadece liste pazarlıkları, yönetime girebilme kavgaları... Yine Genel Başkanın bitmek bilmeyen uzunluktaki konuşması... Yine parti içi muhalefete hazımsızlık... Apar topar verilen önergeyle Çalışma Raporu üzerindeki konuşmaların 10 dakikayla sınırlandırılması... Ama buna rağmen kürsüye çıkabilen kimi isimlerin, örneğin bir Adnan Keskinin, bir Altan Öymenin ilgiyle dinlenen, Baykal ve yandaşlarına sıkıntıdan ter döktüren eleştirileri... Görünen o ki ne yapılırsa yapılsın CHPde parti içi muhalefet bir türlü yok olmuyor. Delegeler ne denli özenle seçilirse seçilsin parti bir türlü "dikensiz gül bahçesine" dönmüyor, dönüştürülemiyor. CHP, en kötü en umutsuz döneminde bile "içeriden" tam teslim alınamıyor. Oysa salonun çeşitli yerlerine asılmış dövizlere, bu dövizlerde yer alan yazılara bakılırsa partide bir tek Deniz Baykal var ve her şey onun üzerine kurulmuş;"Denizim; seni Başbakan olarak görmek tek özlemim""Bizim Deniz okyanuslardan daha temiz""Seninleyiz Deniz, iktidara geleceğiz"Peki ne zaman CHP Deniz le iktidara gelecek? Daha kaç partiyi iktidara getirdikten sonra kendisi gelecek? Deniz Baykal a verilen kredi ne zaman sona erecek? Konuştuğumuz Baykalcı bir milletvekilinin bu sorulara yanıtı:-Bildiğiniz gibi mart ayında yerel seçimler var. Deniz Bey o seçimlerde başarılı olmanın tüzük değişikliğinden geçtiğini söylüyor. İstediği değişiklikler kabul edilir ama buna rağmen yerel seçimlerden başarısız bir sonuçla çıkarsa, onu artık hiçbir güç o koltukta tutamaz.-Kısacası... -O şarkı artık orada biter, assolist korosuyla birlikte gider. Yine gürültay... Türk Ceza Kanunu üzerinde çalışan Meclis komisyonundaki danışman bir profesör, "Kimse bakire olmayan birini istemez" demiş. O, insanın evlilikten ne beklediğine bağlı... m.asik@milliyet.com.tr Haldun Ertem