Melih Aşık
Karadenizli'ye zeybek oynayan efeleri gösterip sormuşlar:
- Ne dersin bu oyuna?
- O kadar düşündükten sonra ben de oynarım, demiş...
Milli Takımımız da o hesap... Oynarken fazla düşünüyor(!)... Savunma adamı topu ayağına alınca ileri bakacağına yanına bakıyor... Topu önce sağındakine atıyor. Ondan alıp solundakine atıyor. Top bizim sahada dinlendirilirken rakip savunma çoktan yerine yerleşmiş oluyor. Bizimkiler nihayet o zaman cenk davullarını vurarak hücuma geçiyor. Orta saha kafilelerle geçiliyor; lakin Viyana önlerinde pilimiz bitiyor, hücumlarımız eriyor. Bir ara Avrupa futbolunu yakalar gibi olduk. Şimdi bakıyoruz en az üç yıl geriye düşmüşüz. Eloğlu orta sahayı çabuk geçip iki - üç forvetle gol atmanın tekniklerini geliştirmiş. Biz hababam yöntemini aşmamışız...
Futbolda geriliyoruz çünkü biz artık futbol konuşmuyoruz. Sadece hakem konuşuyoruz. Umutlar hakeme bağlanmış. Galatasaray neden başarılı? Çünkü hakemler beleş penaltı çalıyor! F.Bahçe ve Beşiktaş neden bu yıl geride? Çünkü hakemler onların penaltılarını vermiyor! Futbol bu kadar sığ bir platforma oturunca ilerler mi?
Önümüzdeki yıl iki takımla `şampiyonlar ligi'ne katılacağız. Bu kağnı süratindeki futbolla alacağımız sonuç sonunculuktur. Aklımızı başımıza toplayalım. Futbolu "Kulüpler ile Federasyonun maçı" olarak görme hastalığını bırakıp futbolun "topla oynama sanatı" olduğunu bir kez daha anımsayalım.
Bugün
Işık Yurtçu ile dayanışma günü... Avrapalı Gazeteciler Birliği AEJ, 3 Mayıs'ı
Işık Yurtçu ile dayanışma günü ilan etti... Yazı İşleri Müdürlüğünü yaptığı gazetede yayınlanan yazılar yüzünden 15 yıl hapse mahkum edilen
Işık Yurtçu, yaklaşık iki buçuk yıldır hapis... Rahatsızlığına rağmen af başvurusu yapmıyor, "basın özgürlüğü mücadelesinin sembolü" olarak Sakarya Cezaevindeki hapis hayatını sürdürüyor. AEJ'in deklarasyonunda
Işık Yurtçu için şöyle deniyor:
- O gazetecilikten başka birşey yapmadı...
Işık Yurtçu bugün 53 yaşında... Bu yıllarını bir sahil kasabasında kitap yazarak geçirmeyi düşlermiş eskiden... Onun yerine Sakarya hapishanesinde çeteleşmiş bir sistemin kurbanı olarak onur ve direnç savaşında. Sabır ve selamet diliyoruz sevgili meslektaşımıza...
Vatandaş Konya Büyükşehir Belediyesi Sağlık Hastanesi'nde röntgen çektirmiş. Doçent Doktor
İsmet Tolu ile Dr.
Adnan Tekin röntgen raporunu yazmışlar. Teşhisi "Bronşit" olarak koymuş ve altını imzaladıkları raporu şu sözlerle bitirmişler:
"Gayret bizden şifa Allah'tan..."
Böylece doktorlar ellerinden gelen gayreti gösterdikten sonra hastanın şifa bulup bulmaması sorumluluğundan kurtulmuş oluyor... İyi bir buluş...
-
Demin yaptığınız basın toplantısında size yöneltilen sorulara, sizin de inandığınızı pek zannetmediğim yuvarlak, politik, diplomatik yanıtlar verdiniz. Şimdi var mısınız samimi bir söyleşiye?
- Buyrun.
Arkadaşımız Fahrettin Fidan, RP'nin kurucularından ve TBMM'nin en yaşlı üyelerinden
Süleyman Arif Emre'nin dünkü basın toplantısından sonra yukardaki diyalogu başlattı. Ve sordu:
-
Necmettin Erbakan önceki gün Meclis Grubu'nda yaptığı konuşmada işçiye, memura zamları Hükümet'in yaptığını ama benzine, mazota, tüpgaza zamları petrolle ilgili kuruluşun, Hükümet'ten habersiz yaptığını söyledi. Bu lafı halk yutmuş mudur?
- Zannetmem...
- Peki, bu laflar söylenirken salondan yükselen alkışlara ne diyorsunuz?- Az önceki sohbetimizde milletin, milletvekillerinden daha ileride olduğunu söylemiştim. O lafları salondaki vatandaşların değil de milletvekillerinin alkışlaması bunu gösteriyor.
-
RP'liler yaptıkları konuşmalarda hep Batı'yı eleştirirler. Yok çürümüştür, yok kokuşmuştur vs. Ama Batı'dan çok daha çürümüş, kokuşmuş İslam ülkelerini, örneğin Suudi Arabistan'ı hiç eleştirmezler. Sebep?- Ben bir tarihte Umre için Suudi Arabistan'a gitmiştim. Cidde limanında birkaç tane Yunan yatı gördüm. Yanımdaki Suudi'ye, bu yatların burada ne aradığını sordum. Bana, bu yatların içi Yunan fahişelerle doludur. Suudi yönetimi, Ege, Kıbrıs gibi konularda Türkiye'nin aleyhine tavır alsın diye bu kızları kullanıyorlar, dedi. Sonra öğrendim ki, Suud ailesinin gençleri bu yatlara gelir, kızlarla sevişirlermiş. Suudilerin Ege, Kıbrıs gibi konulardaki tavrını ise biliyorsunuz.
- Teşekkür ederim çok açık sözlü ve samimi konuşuyorsunuz!?
-
Size birşey daha söyleyeyim. Afgan liderlerinden Hikmetyar, ülkesi Rus işgalindeyken para yardımı istemek için bir üst düzey Suudi yöneticisinin huzuruna çıkmıştı, eli boş gönderildi. Ama aynı Suudi, bu olaydan bir hafta kadar sonra Amerika'ya kumar oynamaya gitti. Orada harcadığı para, Hikmetyar'ın istediği paranın kat be kat fazlasıydı.