Cumhurbaşkanı Sezer için, ömrümüzde benzerini görmediğimiz bir destek mesajı yağmuru altındayız. Aşağıda dün öğlene kadar mesaj gönderen okurlardan bir bölümünün adı var... Adı sığmayan okurlardan özürle...
Mutlu Güneş, Ali Şahin, Sadullah Özkara, Özer Sencar, Ahmet Yurtseven, Rahşan Tekin, Ebru Şen Ender Gezgin İsmail Yıldız Nusret Üskül Ayhan Durukan, Muzaffer Fedai Orhan Kankavi Yalçın Yarar Selda Paşa Murad Yavuz Abbas Karakaya Can Kozanoğlu, Ali Said Yavuz, Haluk Kurtoğlu, Hakan Coşkun, Halil Şen, İlhan Eksen, Yücel Keyik, Y. Hasan, O. Akalın, Celal Kartal, Süleyman Ayhan, Müslüm Yılmazer, Onur Seyyah, Suat Namlı, Mustafa Öncül, Yusuf Karancı, Raşit Baykan, Fatih Öztürk, Cumhur Başaran, Mehmet Adanalı, Serhat Sönmez, Dinçer Terzioğlu, Turgut Kutlu, Candan Turhan, Kamil Recep Kırlı, Muzaffer Çorlu, Emek Ankaralı, Hasan Keser
Necdet Karasu, Burcu Nebioğlu, Burhan Dağ, Hakan Eser, Yüce Ekinci, Milas'dan N.K, Mustafa Köksal, Şükran Başlamış, Erdal Ölmez, Nigar Peker, Kamil Coşar, Sevim Önel, Hülya Kafadar, Behice Arar, Simru Atak, Ertuğrul Günay, D.K.Doğan, Süleyman Acar, Rana Beşe, Müşerref Renklikurt, Özgür Özkan, Güler Usel, Nimet Ertem, Gülşen Alparslan, Zeynep Meriç, Fatma Şanlı, Özgül Kavruk, Gönül Çaylı, Nadire Kalleç, Gülay Uçuk, Nur İşcan, Semra Sökenoğlu, Müjde Kabadayı, Nazan Babat, Gülseren Soylan, Erkan Öktem, Semral Karabacak, Selma Gül Ertakoğlu, Melek Durulu, Semra Yavuz, Ayten Kökteri, Fatoş Yeşilyurt, Suna Çap, Meral Başaran, Zeynep Başara, Özlen Ertuğrul, Duygu Sezer, Yüce Ekinci, Mustafa Köksal, Nigar Peker, Sevim Önal, Erdal Ölmez, Kamil Coşar, Hülya Kafadar, Behice Aray, Vehpi Kiriş...vb..
Gazeteci arkadaşımızı TBMM'ye götüren taksinin şoförü onun parlamento muhabiri olduğunu öğrenince sordu:
-Sezer'le Ecevit arasındaki kavgada sence kim haklı abi?
- Beni bırak sence kim haklı?
-Bana göre, Cumhurbaşkanımız haklı... Çünkü çok dürüst ve halktan yana bir insan.
Arkadaşımız hafiften damarına bastı:
-Cumhurbaşkanı dürüst de Başbakan dürüst değil mi yani? O da kırk yılın Karaoğlan'ı...
Yanıt anında geldi:
-Karaoğlanlık artık bitti be abi... Şimdi solaryum diye birşey çıktı, yatıyorsun altına, bir saatte hoooppp karaoğlan olup çıkıyorsun. O da bana göre artık karaoğlan değil, solaryum oğlan!
"İnsanlara ellerinden paralarını almak için yalan söylüyorsanız, bu dolandırıcılıktır. Oy almak için yalan söylediğinizde, eyleminizin adı "politika" olur..."
A. Bierce
Türkiye, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş günler, siyaset tarihinde görülmemiş komiklikler yaşıyor...
Dün öğleye doğru.. Başbakan parti grubunda yaptığı konuşmada bomba gibi bir açıklama yapıyor:
- Cumhurbaşkanından ekonominin iyi olduğuna ilişkin bir açıklama yapmasını istedim, kabul etmedi...
Gelin de gülmeyin... Ve sormayın... Cumhurbaşkanı ekonomiden sorumlu devlet bakanı mı? Uygulanan ekonomik programın mimarı ve sorumlusu mu? Kriz onun ekonomik programı desteklememesinden mi çıktı?
Faizler o sırada yüzde binleri aşmış.. Borsa çökmüş... Bankalar kilitlenmiş... Cumhurbaşkanı kalkıp:
- Ekonomi iyi gidiyor, dese kim inanır? Ne düzelir?
Sonradan kerhen bu açıklamayı yaptı da ne düzeldi?
Başbakan'ın Cumhurbaşkanı'ndan böyle bir açıklama istemesi nezakete aykırı değil mi?
Diyelim ki istedi.. Cumhurbaşkanı da "Şimdilik gerek yok" dedi.
Bunun parti grubunda açıklanmasına ne gerek var?
Nitekim bu açıklama sonrasında borsa biraz daha çöktü.
Ama Bülent Bey sanılır ki kendince bir başarı daha kazandı!
Zira malum... Onun tek amacı var.. Türk ekonomisini çökertmek pahasına.. Cumhurbaşkanı Sezer'i herşeyin sorumlusu gösterip yıpratmak... Bir biçimde harcamak. Bülent Bey sadece bunun peşinde... Devam!
LAFORİZMA
Krizin sonucu: Aslında Halk bankasına çıkması gereken bir fatura gene "halk"a çıktı!..
Cihan Demirci
Bu krizden anladığımız... Demek ki Cumhurbaşkanımızın, Hükümet'in gözünde Cottarelli kadar önemi yokmuş...
Çünkü... Cotterelli o kadar laf ediyor, talimat veriyor, hesap soruyor, Hükümet'in gıkı çıkmıyor...
Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı iki çift laf edince kıyameti koparıyorlar.
Bu durumdan, başka bir sonuç çıkarmak mümkün mü?..
Mustafa Öncül