Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

"Uzun zamandan beridir hayatın - gerçek hayatın - başlamak üzere olduğu izlenimine kapılmıştım. Fakat her zaman yolumun üzerinde bir engel, öncelikle erişilmesi gereken bir şey, bitmemiş bir iş, hâlâ hizmet edilecek zaman, ödenecek bir borç oldu. Sonra hayat başlayacaktı. Sonunda anladım ki, bu engeller benim hayatımdı. Bu görüş açısı, bana mutluluğa giden yol olmadığını gösterdi..."Peki sonuç? Onu da kitaptan okuyalım:- Mutlu olmak için daha iyi bir zamanı beklemekten vazgeçin... Mutluluk bir varış değil bir yolculuktur. Pek çokları mutluluğu insandan daha yüksekte ararlar, bazıları da daha alçakta. Oysa mutluluk insanın boyu hizasındadır... Ah şu çocuklar büyüse... Okulları bir bitse... Düğünü bir yapsak...Taksitler sona erse... Emeklilik gelse... Yazlığım olsa... Diye diye ömür gelir geçer. Mutluluk hep gelecekte aranır. Hep Kaf dağının ardında sanılır. "Geveze" adlı yeni yayımlanan bir kitapta Alfred Souza der ki: Türk erkeği 70 - 80 yaşında bile cinselliğe önem veriyormuş. Sadece "düşünce" bazında tabii... İş Bankası Yayınları, ünlü isimlerin hayat hikâyelerini uzun röportaj biçiminde yayımlıyor. Son kitap Halit Kıvançla ilgili. Röportajı yapan Aydın Engin, 78 yaşındaki Halit Ağabeye ne zaman işi gücü bırakıp yazlığında tembelliğin tadını çıkaracağını soruyor. Yanıt:- Hiçbir zaman... Ben "ağaçlar ayakta ölür" felsefesine inanıyorum çünkü. Öyle olduğum için böyle yaşıyorum. Bak birazdan bu söyleşiye ara vereceğiz, ben senden ayrılacağım ve yarınla ilgili bir şeyler düşüneceğim. Yarını düşündüğün zaman ölmeyi düşünmeye vakit kalmıyor...Daha nice yıllara Halit Ağabey. Halit Kıvançla... Iraktaki Amerikan askerleri yoğun saldırılar nedeniyle Felluce ve Huvalce gibi bölgelerden çekilmeye başlamış. Vay be... Bizim gelmemizi bile bekleyemediler... Mülkiye 63 - 64 girişliler 68 - 69 çıkışlılar Ankarada Fakülte amfisinde bir araya geldi; eski günler canlandı, dualar okundu, çamurlar atıldı. Yakın zamanda kaybettiğimiz sevgili Osman Tokcandan Mahir Çayana kadar artık aramızda olmayanlar anıldı. Fakültenin ilk günü büyük amfide yer kapmak için geceden kuyruğa giren 18lik delikanlılar, genç kızlar artık birer 58likti... Tenler kar, yağmur, fırtınada hafif yıpransa da ruhlar gençti.Festival Komitesi Başkanı Macit Akman kâh güldüren kâh hüzünlendiren bir konuşma yaptı:"Bizler, Merkezi Sınavla Türkiyeyi kurtarmak üzere seçilmiş ilk nesiliz".Evet öyleydi. O yıl (teknik üniversiteler hariç) üniversite sınavlarına giren öğrenci sayısı topu topu 25 bindi. Macit Akman:- Fakülteye geldiğimizin ilk günü sıraya girerek solculuğa yazıldık. Yazılmayanlar bugün aramızda devleti yönetiyorlar... Derken Abdülkadir Aksu, Mehmet Keçeciler ve Hasan Celal Güzeli işaret etti. Bizim dönemin solcu olmayan isimleri siyasette yükseldiler. Solcular 12 Mart, 12 Eylül derken sille yemekten yaşamaya bile vakit bulamadılar. Ne olursa olsun, sağcısıyla solcusuyla o dönemin öğrencilerinden hırsız, ırzsız, namussuz çıkmadı. Macit Akman konuşmasını şöyle noktaladı:"...Ey vatan gözyaşların dinsin, gidiyoruz çünkü biz."Tabii lafın gelişiydi... Daha buralardayız... 68lilerin Ankara buluşması... Benim gözlerimin ikisi de yok. Benim ellerimin ikisi de yok. Benim bacaklarımın ikisi de yok. Ben yokum. Beni, üniversiteli yedek subayı, Korede harcadınız, Adnan Bey. Elleriniz itti beni ölüme, vıcık vıcık terli, tombul elleriniz. Gözleriniz şöyle bir baktı arkamdan ve ben al kan içinde ölürken çığlığımı duymamanız için kaçırdı sizi bacaklarınız arabanıza bindirip. Ama ben peşinizdeyim, Adnan Bey, ölüler otomobilden hızlı gider, kör gözlerim/ kopuk ellerim, kesik bacaklarımla peşinizdeyim. Diyetimi istiyorum, Adnan Bey, göze göz, ele el, bacağa bacak, diyetimi istiyorum, alacağım da. Menderese Kore mesajı... m.asik@milliyet.com.tr Adnan Menderes Koreye asker gönderme kararını tek başına vermiş, Türk gençleri Amerikan ordusunu rahatlatmak için Korede can vermiş, Menderes de devrilip gitmişti. Şiiri 1959da Nâzım Hikmet yazmıştı...