Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Meclis Plan - Bütçe Komisyonu'nda "Türk Patent Enstitüsü Kuruluş Yasa Tasarısı" görüşülüyordu. Enstitü'ye alınacak uzman ve uzman yardımcılarında aranacak koşulları belirleyen 23. maddeye gelinmişti. Tasarıdaki metin adayların İngilizce, Fransızca ve Almanca dillerinden birini bilmelerini öngörüyordu. Madde görüşülürken AKP'li üyeler bir değişiklik önergesi verdiler. Önerge aynen şöyleydi:
"Uzman ve uzman yardımcısı olacaklar Birleşmiş Milletler'de kullanılan dillerden birini bilmek zorundadırlar."
Komisyon'daki AKP'li üyelerin oylarıyla kabul edilen bu değişikliğin ne anlama geldiğini Patent Enstitüsü'nden bir dostumuzdan dinliyoruz.
- Birleşmiş Milletler'de konuşulan diller bilindiği gibi İngilizce, İspanyolca, Fransızca, Rusça, Çince ve Arapçadır. Yine bilindiği gibi Arapça AKP kadroları içinde yaygın bir dil. Yapılan değişikliğin amacı çok açık...
Dostumuz sözlerine noktayı şöyle koyuyor.
- Uluslararası Patent Enstitüsü'nün merkezi Almanya'nın Münih kentinde. Görüşmelerde kullanılan dil ise çoğunlukla İngilizce... Bizim sadece Arapça bilen patent uzmanlarının bu konuda ne kadar etkin olacaklarını varın siz hesap edin...

Daha evvel çok söylendi, bir kez daha söyleyelim: "Bizi AB'ye alır gibi yapacaklar, Kıbrıs'ı elimizden alacaklar."

Rus fıkrası hatırınızdadır...
İki Rus konuşuyorlar...
Birisi "Popov öldü" diyor. Öteki tepki gösteriyor: "Ne öldüsü yahu baksana karşıdan geliyor"... Beriki: "Bakma sen, öldü de kendisinin haberi yok" diye ekliyor.
Fıkrayı anlatan dostumuz ekliyor: "ABD'nin Irak'taki durumu öyle..
Savaşı kaybetti ama haberi yok."


Avrupa Parlamentosu üyesi Ozan Ceyhun, "Kadın için tecavüz edenle evlenmek kurtuluştur","Kimse bakire olmayan kızla evlenmek istemez" sözlerinin sahibi Adalet Bakanı Danışmanı Prof. Doğan Soyaslan'ın istifa etmemesi üzerine konuyu AB parlamentosuna götüreceğini açıkladı. Ceyhun bu konuda Avrupa Parlamentosu'nun kadın milletvekillerini harekete geçireceğini söylüyor. Bir okurumuz da Prof. Soyaslan'a şakayla karışık kritik bir soru soruyor:
- Peki tecavüze uğrayan kadın evliyse ne olacak!?

Kemal Derviş ve arkadaşları, demokrasi ve yenileşme adına, üniversitede türbanın serbest bırakılmasını, Kemalizm'in terk edilmesini vs. savunuyorlar.
CHP eski milletvekili Ertuğrul Günay diyor ki:
- Aynı arkadaşlar daha iki hafta önce yapılan Kurultay'da anti demokrat tüzük değişikliklerine onay verdiler. Kemal Derviş blok listeyi savundu, dürüst bir seçimde adı geçmeyecek arkadaşlarını Parti Meclisi'ne soktu. Kurultay'da çarşaf listeye karşı çıkanların yurt çapında çarşafı savunmaları bana pek demokrat ve yenilikçi girişim gibi gelmiyor.

Karayolları Bursa 14. Bölge Müdürü M. Naci Canbaz'la ilgili yürütmeyi durdurma kararlarını uygulamayan Bayındırlık Bakanı Zeki Ergezen'in bu hukuk dışı tutumuna tepki gösterenlerden biri de eski Başbakan Yardımcısı, AKP Bursa milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır.
Yalçınbayır dün bize dedi ki:
- Ben Sayın Bakan'a, yargı kararlarına rağmen niye bu Bölge Müdürü'nü görevine iade etmiyorsun, diye yazı yazdım. Bana, hiç duble yol çalışması yapmadı, o yüzden, diye yanıt verdi. Bu kesinlikle doğru değil. Tam tersine ilk duble yol çalışması yapanlardan biri Naci Canbaz'dır. Zeki Ergezen'in amacı belli; kadrolaşmak... Bursa'ya Konya'daki adamını getirmek istiyor. Gerisi bahane...
Peki, partisinden bir bakanı "kadrolaşma" ile suçlayan Ertuğrul Yalçınbayır, bu durumu "partisinin büyüklerine" de aktarmış mı? Yanıt:
- Kadrolaşmayı her yerde yapıyorlar. Hangi birini aktarayım ki? Ayrıca kimi kime şikâyet edeceğim?
Bir daha tekrarlayalım: Ertuğrul Yalçınbayır bir AKP milletvekili...

Show TV'deki son televole programında yarı şaka yarı ciddi "Gözden düşenler" diye bir sıralama yapılmış... Adı geçenlerden biri de Şener Şen... Genç okurumuz Abdullah Kömürcü diyor ki:
- Şener Şen gibi eşsiz bir sanat yeteneğini magazine kurban etmek kime ne kazandırır? Ayrıca Şener Şen hiç gözden düşer mi?
Aynı fikirdeyiz...

Küçük düzeltme
Başbakan Erdoğan, Çankaya resepsiyonu ile ilgili konuşmasında "Böğrümüze taş bastık" diyordu... Prof. Battal Aslan, "O böğür değil bağır olacak" diyor gönderdiği notta. Böğür yanlarda kalça ile kaburga arasında yer alan yer... Bağır ise göğüs anlamına geliyor...