Maç öncesi Galatasaray soyunma odası... Antrenör Mircea Lucescu tercümanı Turgay Vardar'la birlikte kapıdan girdikten sonra hafifçe soluklanır, cebindeki küçük kağıdı çıkartarak takım kadrosunu okumaya başlar:
- Sağ bekte Capone, ortada Bülent sol bekte Küçük Hakan...
- Hakan yok Hoca...
- Niye yok?
- Monaco'dan alıcısı gelmiş... Otelde pazarlığa oturdular...
- Peki yerine Ergün oynasın.. Orta sağda Ümit Davala..
- Davala Milan'a gitti ya Hoca..
- Hani maçtan sonra gidecekti...
- Fatih Terim acele çağırdı, o da gitti...
- Perez, Suat, Ergün...
- Ergün'ün İtalya'dan görücüsü gelmiş, Menecer Bayram Tutumlu'yla birlikte onları karşılamaya gitti...
- Peki şu soldaki dört gariban ne?
- Onlar Ümit Davala'nın yerine Milan'dan gelenler....
- Yahu bunlar futbolcuya benzemiyor ki...
- Doğrudur Hoca... italyan polisi futbolcu ayağına buradan giden Kürt mültecileri geri yollamış...
- Bu ne rezalet yahu.. Peki kulübün idarecileri nerede?
- Satıştalar Hoca... Biri Hasnun Galip'teki Kulüp binasını, öteki Florya Tesislerini, diğeri Galatasaray Adasını satmak için görüşmeye gittiler. İdareci de yok...
- Arxqwmrnit&drrr (Romence)
TIR’DAN PENCERE...
Sevgili okurlar; Açık Pencere’yi Milliyet TIR’ına taşıyor, yarından itibaren Antalya, Isparta, Nazilli, Aydın’dan esintilerle birkaç sayfa ötede buluşmayı umuyoruz.
Politikacılar ucuzladıkça ülkelerine daha pahalıya mal olur...
Sevgileri yarınlara bıraktınız/ Çekingen, tutuk, saygılı/ Bütün yakınlarınız / Sizi yanlış tanıdı.
Bitmeyen işler yüzünden/ Siz böyle olsun istemezdiniz/ Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi/ Kalbinizi dolduran duygular/ Kalbinizde kaldı.
Siz geniş zamanlar umuyordunuz / Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek / Yılların telaşlarda bu kadar çabuk/ Geçeceği aklınıza gelmezdi.
Gizli bahçenizde/ Açan çiçekler vardı/ Gecelerde ve yalnız/ Vermeye az buldunuz/ Yahut vakit olmadı.
Behçet Necatigil
AÇIKLAMA...
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Pınar Konuşkan’a sorgu sırasında tokat atılmadığını, durumun Adli Tabiplikçe verilen raporda doğrulandığını bildirdi.
.MÜTEAHHİTLER. Bakan iken günde beş posta arar, bi emrin, bi ihtiyacın var mı Sayın Bakan'ım diye sorar, yalakalığın Allah'ını yapardınız. Beş gündür telefonun başındayım, bir taneniz bile aramadı. Öküz öldü, ortaklık bozuldu, değil mi? Ama alacağınız olsun. Yazıyorum bunu bi kenara. Koray.
.ARANIYOR. Televizyon kanalımıza en az 1.90 boyunda, güçlü - kuvvetli, tuttuğunu koparan ve öteki kanalların adamlarına kaptırmayan muhabir(!) aranıyor. Daha önce kız kaçırmış olanlar tercih sebebidir. Müracaat: Kanal K.
.MERSEDES, BMW, Volvo, Royce Rolls. Ve sen bunların hepsini memur maaşınla yaptın ha?! Güldürme beni sayın müdürüm. Haydi, inat etme de gel anlaşalım. İstediğim alt tarafı bir Murat. Ya bana bir Murat ya da sana Kartal yolları. Savcının numarası ezberimde, ona göre. Odacın Şahin.
.PSİKOLOGA gittim, geceleri uyuyamıyorum, biraz dalsam hemen kabuslar görüyorum, lütfen derdime bir çare dedim. Mesleğimi sordu, Bayındırlık Bakanlığı'nda üst düzey bürokrat yanıtını verince, DGM savcısına git, her şeyi ona itiraf et, bir şeyciğin kalmaz, rahatlarsın, dedi, psikolojimi daha da bozdu. Bi daha psikologa gidersem iki olsun. Jale İhale.
.BÜROYA sekreter aranıyor, diye ilan verdik, ne kadar evde kalmış, aynalara küs, son baharını yaşayan karı - kız varsa müracaat etti. Ne kadar anlayışsız bir milletiz be abi. İlle de 90.45.90 diye ilan mı verelim yani? Nihat Kötüniyet.
.ŞİRKETİMİZİN paralarını zimmetine geçirdin, suçun ortaya çıkınca da, istifa ediyorum diye faks çekip gittin. Duyuyorum ki şimdi de sağda solda, "Ben şerefli bir adamım, bu hareketim herkese örnek olsun" deyip duruyormuşsun. Ben senin kadar şerefsiz insan görmedim Şeref. Ya paraları geri getir ya da şerefimle temin ediyorum ki bir tetikçi tutup namını Topal Şeref yaptıracağım. Ortağın Onur.