Recep Tayyip Erdoğan' ın başkanlığındaki 80 kadar AKP milletvekili Haydar Aliyev' in cenaze töreni için önceki gün özel bir uçakla Bakû'ye gitti. "Heyet"in burada sergilediği manzarayı aynı tören için bir başka uçakla Bakû'ye giden bir CHP milletvekilinden dinliyoruz:
"İlk tören Kongre Sarayı'ndaydı. Cumhurbaşkanımız Sayın Sezer ve bizler salondaki yerimizi almıştık ama Sayın Başbakan ve beraberindekiler ortalıkta yoktu. Salona tören başladıktan 45 dakika kadar sonra geldiler. Meğerse uçakları geç kalkmış. Tayyip Bey, sahnede hazırlanmış katafalka çelenk koydu ama çelengin üzerinde ne bir kurdele ne de kime ait olduğunu gösteren bir yazı vardı. Tayyip Bey yerine oturduktan epey sonra Azeri görevlilerin katafalka bir çelenk daha koyduklarını gördüm. Üzerindeki yazıya baktım; TC Başbakanı, yazıyordu. Oysa protokol kurallarına göre Başbakan'ın çelengini bizzat Başbakan'ın koyması gerekiyordu. Ortada skandala varan bir organizasyon bozukluğu vardı.
Mezarlıktaki törende hiçbir AKP'liyi göremedim. Akşamüzeri Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev yabancı konuklara bir davet verdi, orada da bizimkilerden hiç kimse yoktu. Anlaşılan Ankara'da çok önemli (!) işleri vardı, o nedenle alelacele Türkiye'ye dönmüşlerdi..."
Mahkemelerin varlığı bir ülkede adaletin olduğu anlamına gelmez. Sadece adaletin var olabilmesi için bir şans yaratır.
Türkiye'den dışarı beyin göçü hızlanıyormuş. İş bulmak için yapılan göçe "mide göçü" desek daha iyi olmaz mı?
Doğubeyazıt'ta geçen haziranda yapılan festivalde Kürt yazar Ahmede Xani'nin adı afişlere aynen yazılmış, konu Ankara'ya yansıtılmış, İçişleri Bakanlığı afişteki (x) harfinin "Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkındaki Yasa"ya aykırı olduğu gerekçesiyle Belediye Başkanı Mukaddes Kubilay hakkında soruşturma açmış. Başkan Kubilay savunmasında "Show TV" gibi etrafımızı çevreleyen sayısız "x'li w'li" sözcüğü anımsatıyor. İçişleri Bakanlığı internet sitesinin ilk sayfasında da "Webmaster" sözcüğü yer alıyor. Ne aksilik..!
Sevgili Fatih Hoca; en büyük zaferleri seninle yaşadık, derin hüzünleri seninle yaşıyoruz. Göreve geleli 20 ay oldu, 25 futbolcu aldın, hâlâ bir 11 kuramadın. Takım ruhu yaratamadın. Başarısızlığın faturasını sürekli futbolculara kesip onları küstürdün. Artık ne seni, ne birbirlerini, ne futbolu, ne topu seviyorlar. Takım 20 aydır irtifa kaybediyor. Kaderin tersine dönmesi için bir sebep ufukta görünmüyor. Boşuna zaman yitiriyoruz. Sevgili Hoca, bir büyüklük göster ve çekil. Sırada Raşit Çetiner gibi isimler var, bırak onlar da şansını denesin. Senin yerin en yüksekte hoca, bırak orada kalsın.
Geçmişte kendisine yüz milyon dolarlık sığınaklar yaptırdığı rivayet edilen Saddam Hüseyin saçı sakalı birbirine karışmış vaziyette ilkel bir delikte yakalandı... Kaçıp saklanmış olmaktan ziyade oraya tıkılmışa benziyordu. Araştırmacı Serdar Kuru, Saddam'ın muhtemelen birileri tarafından yakalanıp oraya tıkıldığını, yakalayan kişilerin Amerikalılarla pazarlık yaptığını, 25 milyon dolar ödülü alıp yeri bildirdiklerini düşünüyor... Mümkün...
Şimdi sırada yargılama safhası var. Bu nasıl olacak?
Yargılamaya ilişkin en derli toplu açıklamayı MAZLUM-DER hukukçuları yaptı:
"... Saddam Hüseyin, işgal altında bulunan kendi ülkesinde adil bir şekilde yargılanamaz. Zaten işgal güçleri tarafından kurulan Irak yönetiminin hukuken meşruiyeti bulunmadığı gibi Saddam Hüseyin'i yargılama yetkisi de bulunmamaktadır.
Saddam Hüseyin BM gözetiminde Irak, İngiltere ve ABD dışında bir ülkede oluşturulacak bağımsız bir mahkemede bağımsız bir mahkeme heyeti önüne çıkarılmalıdır. Saddam Hüseyin'in işlediği insanlık suçları da, suç ortaklarının kimler olduğu da yine bağımsız savcılar ve uluslararası uzmanlar tarafından soruşturulmalıdır. Uluslararası insancıl hukuk ilkeleri gereğince adil bir şekilde yargılanmasını istediğimiz Saddam Hüseyin'in işgal güçleri tarafından yakalanması, işgalcilerin gayri meşru konumunu değiştirmeyeceği gibi yakın bir dönemde Saddam Hüseyin'in başına gelenlerin onların da başına geleceğinden kuşku duyulmamalıdır."
Acaba Saddam adil ve dürüst koşullarda yargılanabilecek mi? Sanmıyoruz... Çünkü o takdirde Ronald Reagan başta olmak üzere onu İran'a saldırtan ya da kitle imha silahlarını eline tutuşturan Amerikalı başkanlarla ilgili sırları da açıklar ki, ABD yönetiminin bunu göze alması zor mu zor.
CHP, dokunulmazlıklarının kaldırılması istenen AKP'li bakan ve milletvekillerinin resimlerini afiş haline getirmiş! Yanlış yapmışlar. Millet şimdi onları popstar adayı zannedip daha çok oy verir.