Trafik Araştırma Komisyonu Başkanı ve DSP milletvekili Ahmet Tan olup biten için:
- Dünya çapında bir skandal, diyor
Pek de abartılı bir tespit sayılmaz.
Olay nedir dersiniz...
Geçenlerde bu sütunda da yazıldı...
TBMM'den çıkan bir yasanın kuyruğuna "Benzin istasyonlarında 5 derecenin altında alkol ihtiva eden içki satışı serbesttir" şeklinde bir cümle eklenmiş. Efes, Tuborg gibi biralar 5 derece alkol ihtiva ediyor. Piyasaya kısa süre önce çıkan Erciyes firmasının Amerikan patentiyle ürettiği Miller markalı bira ise 4,7 derece alkollü... Ahmet Tan:
- Bir punduna getirmişler... Miller marka biranın benzin istasyonlarında satılabilmesi için komisyonda başka bir yasaya madde eklemişler, diyor.
- Kim bunu yapanlar?
- Araştırdım bulamadım...
- Yasa komisyon ve genel kuruldan geçerken kimse farketmemiş mi?
- Çoğunluk farketmemiş...
- Peki şimdi ne olacak?
- Yeni çıkacak trafik yasasında yol üzerinde alkollü içki satışını tamamen yasaklıyoruz.
- Yol üzerindeki benzin istasyonlarına bitişik lokantalarda da içki verilmeyecek mi?
- Hayır... Yeni yasa bunu da yasaklıyor.
Yeni yasa ne zaman çıkar belli değil... O zamana kadar atış serbest.
TBMM'nin onaylayıp çıkardığı alkollü yasanın farkında olmaması ise tabii bir başka komedi.
"Ben bir anket yaptırdım. Bugün seçim yapılsa hiçbir parti yüzde 10 barajını aşamıyor. Yalnız durumumuzu o kadar da kötü görmeyelim; barajı aşamayan partiler içinde biz 2. sıradayız."
Bu sözler ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz' a ait... Mesut Bey'in genel başkan olarak girdiği ilk seçimde (1991) partisi yüzde 24 oy almıştı. Sonraki iki seçimde partinin oyları düştü. Sonunda barajın altına indi. Mesut Bey ANAP'ı 292 milletvekiliyle teslim almıştı. Şu anda bu sayı 86... Ve Mesut Bey hala Genel Başkan... Demek ANAP'lılar onu hâlâ başarılı görüyor!
LAFORİZMA
Bizde o atasözü ters oldu.
"Bekleyen halk muradına değil Derviş'ine erdi!.."
Cihan Demirci
Şu anda bir "ekonomik kurtuluş savaşı" verdiğimizi hem devlet büyükleri hem işadamı örgütleri sık sık tekrarlıyor.
Peki bu Kurtuluş Savaşı'nı kime karşı veriyoruz?
Sokakta yaşlı başlı bir amcayı çevirip sorduk:
- Bu kurtuluş savaşı kime karşı babo?
- Yunan'a?
- O eskidendi. Şimdi kime karşı?
- Emperyalizme?
- O da eskidendi...
- İMF'ye?
- Olur mu yahu... İMF en yakın destekçimiz.
- Cottarelli'ye mi ne işte!
- Yahu o İMF'nin adamı...
- Apo'ya?
- O çoktan teslim oldu.
Baktık vatandaş bilemiyor... İktisatçı Aslan Abi'yi aradık...
- Kurtuluş savaşını kime karşı veriyoruz ağabey?
- Emekçi halka karşı...
- O da nereden çıktı...
- Bonodan... Bak Hazine bankalara yüzde 198 faizle bono satıp parası olanları ihya ediyor... Hazine bu parayı nereden toplayacak?
- Nereden?
- Senden benden... Zamdan, vergiden.
- Yeni vergi yok diyorlar.
- Gerek yok ki... Mesela benzine yapılan her zam yeni vergi... Akaryakıta halkın ödediği paranın yüzde 78'i vergi.
- Peki ne yapalım?
- Ekonomiyi çalıştıralım, üretimi arttıralım. Borç alıp borcu ödemenin sonu yok. Halkı kurtarmak istiyorsak savaşı milletin kanını emenlere karşı verelim. Yolsuzluklara, soygunlara, hortumlara karşı verelim...
Televizyondaki "Kim 500 milyar ister?" programının başarılı suncusu Kenan Işık, Alem FM radyosu müdürlüğüne getirildi. Kenan Bey'in göreve başlar başlamaz radyo personeline verdiği ilk talimat şu oldu:
- İşe gidip gelirken şık giyinin...
Kim şık giyinmek istemez... Elbet radyo personeli de ister. Ama daha önce bir soruları var:
- Aldığımız aylıklar 200 milyonun ya biraz altında ya biraz üstünde. Bu ücretlerle şık giyinmek mümkün mü?
Soru Kenan Bey'e...