Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Bir zamanlar bir taş işçisi varmış... Kızgın güneşin altında bir dağın eteğindeki taş ocağında çalışır, sabahtan akşama anası ağlayarak taş çıkartırmış. Bir gün kan ter içinde çalışırken kafasını bir an kaldırıp güneşe bakmış:
- Ah bir güneş olsaydım, demiş, öylesine yüksekte, öylesine güçlü...
Öykü bu ya... O an bir mucize gerçekleşmiş... Taş işçisi güneş olmuş...
Ama kısa süre sonra fark etmiş ki, dünyaya gönderdiği ışınları bulutlar kesiyor, onları aşamıyor:
- Bulutların arasından ışınlarımı geçiremedikten sonra güneş olmak neye yarar, diye söylenmiş, keşke bulut olsaydım.
O anda bir mucize daha gerçekleşmiş. Bulut olmuş... Başlamış rüzgârın önünde sağa sola uçuşmaya. Sıkılmış:
- Rüzgâr istediği anda bulutları dağıtıyor, demiş, keşke rüzgâr olaydım...
Rüzgâr olmuş o anda... Bir iki esmiş...
Ama bakmış ki önüne duvar gibi dizilen dağlara çarpıp kalıyor:
- Dağları aşamadıktan sonra rüzgâr olmanın faydası ne, diye söylenmiş kendince...
Ve dağ olmuş o anda...
Hemen peşinden karnından darbeler hissetmiş.. Birisi vura vura karnından parçalar söküyor. Dağ oyuluyor...
Bakmış... Bir başka taş işçisi çalışıyor eteklerinde...

Misyonerler ülkemize ilk geldiğinde onların elinde İncil, bizim elimizde toprağımız vardı. Şimdi bizim elimizde İncil, onların elinde toprağımız var.


Deniz Seki, Popstar yarışmasından ayrılmış! - Bari bacaklarını bıraksaydı.



Gün gelir yürekte hüzün de söner artık;
Ne mutluluğun, ne acıların olduğu bir yerde Düşler de,
anımsayışlar da silinir gitgide,
Kalır sadece, her şeyi bağışlatan bir uzaklık


Sempatik sanatçı Nilgün Belgün'ün anılarını anlattığı "İçimdeki Kadın" adlı kitabından söz etmiştik. O kitaptan bir hikâye daha...
"Bir gece eski görümcem Ayşe Gencer'in doğum günü için Ece Bar'a davetliydim. Kapıdan girdiğimde hep tanışmak istediğim Ali Kırca'yı barda oturuken gördüm. Ali Bey'de tanıdık bir sima olarak beni görünce ayağa kalktı. Ben de bütün zarafetim ve inceliğimle yanına gidip kendisini, programlarını severek seyrettiğimi - özellikle Siyaset Meydanı'nı - onu kutlamak istediğimi söyledim. Daha sonra yerime döndüğümde Ali Kırca'yı bardan kalkmış, sahnede gitarı eline alırken gördüm. Onun gitar çaldığını bilmiyordum doğrusu. Heyecanlanarak Ayşe'ye:
- Ayşe'cim, ne kadar şanslısın, doğum gününde Ali Kırca gitar çalıyor, dedim.
Ayşe de bana şaşkın bir tavırla bakarak;
- Ne Ali Kırca'sı Nilgün? Neşet Ruacan o demez mi!
O günden sonra lenslerimi takmadan sokağa çıkmamaya yemin ettim."

Hollanda Dışişleri Bakanı Ben Bot dürüst konuştu, Türkiye'ye 2004 yılında tarih verilmeyeceğini söyledi. "Neyiniz var neyiniz yok yatırmayın piyangodan size ikramiye yok" dedi kibarca...
Alman Tarih Profesörü Hans Ulrich Wehler Frankfurter Allgemeine Zeitung'a ilginç bir yazı yazdı. Türkiye'nin AB üyeliğine alınmaması gerektiğini savunurken şu gerekçeleri sıraladı:
• Türkiye hiçbir zaman tarihi Avrupa'nın parçası olmadı. Türkiye, Avrupa'yı şekillendiren Antik çağ, Roma hukuku, Reformasyon, Aydınlanma hareketlerinden hiç nasibini almadı. Dünyada yedi büyük dinden sadece İslam koyu bir Batı düşmanı. Buna karşı İslam içinde bir aydınlanma hareketi görünmüyor.
• Avrupa hukukuna ters çok köklü gelenekler var. Bunların başında kızların çocuk yaşta ailelerin zoruyla hiç tanımadığı bir kişiyle evlendirilmesi geliyor. Okullarda din dersleri zorunlu. İslamcı okulları devlet finanse ediyor. Baş örtüsüne tekrar izin verildi.
***
Alman Profesör Wehler'e kızanlarımız varsa kızmasın... O Türkiye'nin AB'ye alınmasına taraftar olmayanların gerekçe ve düşüncelerini özetliyor.
Türkiye'de iktidar, eğitim dahil, her alanda "dinselleştirme" kampanyası güderken, Alman Prof. Wehler bize, Avrupa'nın bu gidişten memnuniyet değil tedirginlik duyduğunu anlatıyor. Avrupa şu sıralarda Türkiye'den alacaklarını almak sürecinde olduğu için pek dile getirmiyor ama... Kuşkunuz olmasın yakın gelecekte Türkiye'nin laiklikten uzaklaşmasını da bizi AB'ye almama gerekçesi olarak burnumuza dayayacaklardır.


Hollanda Dışişleri Bakanı Ben Bot, "Aralık 2004'te Türkiye'ye tarih verilmesi mümkün değil" demiş. Tüh... Halbuki biz tüm hazırlıklarımızı tamamlamış, Popstar'la falan vakit geçirerek tarih verilecek tarihi bekliyorduk...