YÖK Eski Başkanı İhsan Doğramacı'nın Profesör Hasan Yazıcı'ya karşı açtığı dava sürüyor. Konu mu? Prof. Yazıcı Prof. Doğramacı'nın imzasını taşıyan "Annenin Kitabı" nın birçok bölümünün ünlü Amerikalı çocuk hekimi Dr. Spock'un kitabından "aşırma" olduğunu bildirmiş, Prof. Doğramacı bu niteleme üzerine tazminat davası açmıştı. Davanın son aşamasında yargıç bilirkişi tayinine karar verdi. İki öğretim üyesi bilirkişi olarak görevlendirildi. Kim bu kişiler? Lütfen dikkat buyrunuz:
1)Prof. Dr. Ümit Saatçi
İhsan Doğramacı'nın kurduğu ve halen çok etkili olduğu Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinden emekli öğretim üyesi...
. Doğramacı'nın öğrencisi ve diğer bilirkişi Teziç'in de hocası...
. Davacı tarafa büyük destek veren, onursal başkanının Prof. Dr. İhsan Doğramacı olduğu, Türkiye Milli Pediatri Derneği'nin üyesi...
2) Prof. Dr. H. Tahsin Teziç
. Prof. Dr. İhsan Doğramacı ve Prof. Dr. Ümit Saatçi'nin öğrencisi...
. Yukarıda bahsedilen ve davadan önce Yazıcı'yı resmen kınamış olan Türkiye Milli Pediatri Derneği'nin Yönetim Kurulu üyesi...
Hayli ilginç bir bilir kişi değil mi?
Aç kal ama fakirin ekmeğini çalma.
Doğu özdeyişi
"Koca" nın reislik kalesini sarsan yeni Medeni Kanun yazımı sırasında "karı" sözcüğü sorun olmuş... Çok gerekmedikçe yazımda "karı" sözcüğü kullanılmamış... Meşhur fıkradır...
Kaymakam köylüleri toplamış öğüt veriyor:
- "Eşek" demek kabadır, en iyisi "merkep" deyin...
Kahvedeki köylüler hep bir ağızdan onaylamışlar:
- Haklısın beyim! Bundan böyle "merkep" deriz.
Kenardan bir köylü atılmış:
- Siz onlara inanmayın Kaymakam Bey, arkanızdan yine eşek diyecekler...
Hürriyetim.com'da düzenlenen ankette soru şuydu:
"Milletvekili sayısının düşürülmesi önerisini destekliyor musunuz?"
Ankete katılan 10 bine yakın vatandaşın yüzde 97,3'ü bu soruya "Evet" yanıtını verdiler. Milletvekili sayısının aynı kalmasını savunanların oranı ise yüzde 2,7... Yukardaki oranlar Cumhurbaşkanı Sezer ile halkın tam bir görüş birliği içinde bulunduğu gösteriyor. Ve tabii ayrıca TBMM'nin mevcut milletvekilleri sayesinde düştüğü itibar düzeyini: Yüzde 2,7...
Amerikan Newsweek Dergisi'nin son sayısınınkapağında başlık:
"Ölümcül mayın tarlaları, vefasız müttefikler, yaklaşan dondurucu kış... Dünyanın en kötü savaş alanı: Afganistan..."
Korku dağları bekliyor. Amerika kendi çocuklarını Afganistan'a indirmeye cesaret edemiyor. Yardım istiyor.
Peki ABD bu yardımı, güç sıralamasında kendisinden hemen sonra gelen devletler dururken niçin onlardan değil de Türkiye'den istiyor?
Neden ilk günden beri savaş çığırtkanlığı yapan İngiltere asker göndermiyor?
Neden NATO ülkeleri oralı değil?
Aslında olay son derece açık... Amerika ve Avrupalı'nın canı kıymetli. ABD kendi uğruna can verecek enayi arıyor. Ve kolayca buluyor. Gelsin en kişiliksiz, en dayanıksız işbirlikçi... Nasıl olsa onlarda asker bol... Nasıl olsa onlarda koltuk uğruna halkının kanını satmaya hazır bir iktidar var... Ve nasıl olsa onlarda hesap soracak kamuoyu yok... Çağır irtibat subayını... Ismarla Türk askerini... Kurtar kendi çocuğunu...
Başbakan dün konuşurken Afganistan'a gönderilecek askerlerimizin nerede kullanılacağını bile bilmiyordu.
ABD'nin asker kanı karşılığı gönlünden ne koparsa onu vereceğini müjdeliyordu.
Türkiye'yi "en zavallı ülke" kategorisine sokuyordu.
Üstelik bu kararla Türkiye savaşta taraf oluyor.
Dinci örgütlerin terör hedefi haline geliyor.
ABD'nin "terörle mücadele" yalanı ardında Asya'ya yerleşme planları yaptığı ve orada çoluk çocuğu katlettiği bütün dünyanın gözü önündeyken... Türkiye tüm İslam aleminin hatta dünyanın protestolarını göze alıp haksız ve hukuksuz bir savaşa asker gönderiyor.
Afgan çocuklarının katlini onaylıyor...
Kendi çocuklarının kanını satışa sunuyor...
Hükümet suç işliyor... Her şey bir yana insanlık suçudur bu...
Eskiden SporToto’da "0" (sıfır) bilene hediye verilirdi.
Şampiyonlar Ligi’nde sıfır çeken takımlara da UEFA ödül versin